Private Lesson |YoonKook|

Bölüm 41 (özel smut bölümü)

Özel bölümd hoş geldiniz. Kontrol etmeden attım. Keyifli okumalar~

***

JungKook

"Beni balayımız için Norveç'e getirdiğine inanamıyorum. Burada bir hafta kaldıktan sonra da Kanada'ya mı götüreceksin cidden?" masum masum suratıma bakmaya başladı. Uçağımız 20 dakika sonra kalkacaktı ama söylenmeden edemiyordum. "Yoongi sen soğuğu sevmezsin ki, bir de balayı için buraları seçmişsin. Kanada'dan sonra götüreceğin sürpriz yer de Rusya mı?" diyip kahkaha attım. Ama bakışlarını kaçırıp bavuluyla oynamasıyla şoke oldum. "Cidden- cidden beni Rusya'ya mı götüreceksin en son da?"

"Neden ki..?"

"Yoongi asıl sana neden ki? Neden göt dondurucu ülkelere gidiyoruz?"

Dudaklarımdan öpüp elimi tuttu. "Sıcak yerlere gidersek ben sinirden ve kıskançlıktan çıldırabilirim..."

"Ne?"

"Güzelim ben ciddiyim. Sen muhteşem vücudunu sergilerken ben de sus pus yanında mı duracağım?" ağzım şaşkınlıktan açılmıştı. "Kocacım, biz evliyiz. Biz bedenen ve ruhen birbirimize ait olduğumuzu biliyoruz. Ayriyeten bunu belgelerle de kanıtladık artık. Neden bu kadar kıskanıyorsun?"

Utançla başını eğdi. Moralinin bozulduğunu anlayıp sarıldım. "Son zamanlarda çocuklaşman çok sevimli. Sanki ruhlarımız yer değiştirmişte sen benimle ciddi bir konu hakkında konuşuyormuşsun gibi." gülümseyip yanağımı okşadı. "Özür dilerim haklısın. O zaman Kanada yerine İngiltere'ye gitmeye ne dersin? Rusya yerine gideceğimiz yeri de sen seç."

Heyecanla alt dudağımı ısırıp ellerimi çırptım. "Karar vermem için 2 haftam var. Zamanı gelince söyleyeceğim~" dudaklarımdan öptü. "Sen nasıl istersen. Ah, 15 dakikaya uçak kalkacak, acele edelim biraz." heyecandan içim içime sığmazken elini tuttum. "Gidelim kocacım." kahkaha atıp yandan valizini sürüklemeye başladı. "Gidelim bebeğim."

***

"Yoongi balayı suiti sence de çok güzel değil mi? Vay, yatağın üstünde gül yapraklarının olmamasını sen mi istedin?"

Kıyafetlerini dolaba yerleştirirken cevapladı. "Evet, çok saçma buluyorum ben onları." göz devirip ben de kendi kıyafetlerimi yerleştirmek için yanına gitmiştim ki, çoktan benimkileri de yerleştirdiğini gördüm. Kocam diye söylemiyorum ama bana çok iyi bakıyor.

Parmağımla omzunda hayali çizgiler çizmeye başladım. "Peki... Kakuzide biraz dinlenmek ister misin?" dolabın kapağını kapatıp çapkın gülümsemesiyle bana döndü. Kollarını da belime dolayıp kendine çektiğinde cevabımı çoktan almıştım.

"Böyle bir teklife nasıl hayır diyebilirim ki?" gözleri kapalı burnunu burnuma sürtüp dudaklarımı öptü. Elleri kemerime ulaştığında heyecanım yine gün yüzüne çıktı.

Ben de ellerimi yanaklarına koyup yüzlerimizi ayırdım. "İlk önce jakuziyi çalıştırmamız gerekmiyor mu?" o da birkaç adım gerileyip elini başına koydu. "Ah, ımm. Evet doğru. Ben çalıştırayım o zaman. Sen de istersen hazırlan. Yani kocamsın sonuçta ve ben çıplak girmeyi düşünüyorum. Tabii sen şortunu giyebilirsin. Her neyse, ben jakuziyi halledeyim."

Anladığım kadarıyla o da oldukça heyecanlıydı. Heyecanlanması çok normal çünkü daha iki gün önce evlenmiştik!

Tüm kıyafetlerimi çıkartıp yatağın üstünde ki bornozu giyip yanına gittim. O çoktan soyunup suya girmişti. "Şey, bakmasana bir saniye."