Bölüm 3

962 75 1
                                    

Aşağı inip babamla vedalaştım. Hiç duygulanmamıştım.
Yukarı çıktım tekrar. Şu konuşkan kızla sohbet eden anneme -babam seni bekliyor- dedim. Sohbetlerini keserek.
Gitmesi gereken anneme sarıldım, gözleri dolmuştu. Aileme düşkün biri olmadığımdan pekte zorlanmadım. İlk defa ailemden uzak kalacağımı bilmeme rağmen.
Aile nedir? Ben aile kavramının bile zamanla dağıldığına inandım hep. Çünkü buna şahit oldum. Babamı evden kovan dedem, hepsi başka şehirlede olan halalarım, yaşamamız gereken evi satıp parayı alıp istanbula taşınan amcam, belkide yeğenlerinin kaç yaşında olduğunu, kaç yeğeni olduğunu bilmeyen akrabalar...
Babamın ailesi bunlar. İnsan çocuğunu evden kovar mı?
Aile bu mu?
Babamın ailesinin dağılmış olmasını gördükten sonra, herkes gider ailem kalır diyemedim.
Bir an önce yalnız kalmak istiyordum sadece.
Sarılıp odadan çıkan annemden sonra odayı bir sessizlik kaplamıştı. O an bir boşluğa düştüm. Evet artık ailemden uzakta, kimsemin olmadığı bir ilçede, yalnız başımaydım. Derin düşüncelere dalmışken, -ben Pelin- dedi çok konuşan kız. İrkilmeme neden olmuştu. -ben de Deniz-
Dolabımı silmeye başladım. O an içeriye 3. oda arkadaşımız gelmişti. Bu da hiç sesi çıkmayan bir kızdı. Ahh allah'ım biri hiç susmayan biride hiç konuşmayan iki kız. Ne kadar şanslıydım(!).
Bunu düşünürken, kafamı iki yana sallayıp dolabımı silmeye devam ettim.
Pelin yine aniden atladı, hiç konuşmayan kıza -biz hep konuştuk sen niye konuşmuyosun- demişti.
-aynen- diye katılmama rağmen yinede ses etmemişti. Neydi bu FBİ ajanı filan mı?
Bu kızlarla bir yıl boyunca aynı odada kalacaktım. Zorundaydım. Ama bu onlarla arkadaş olma zorunluluğu kılmıyordu. Aslında egolu bir insan değilim, ama hiç arkadaşım olmadığından hep yalnız kalmıştım. Bunun bende büyük bir travmaya neden olduğunu anladım. Her şeyi yerleştirdikten sonra, telefonu alıp yatağıma uzandım. Kitap okumayı hiç sevmeyen, bugüne kadar oturup beş dakika bile ders çalışmayan bir kızdım. Yinede anadolu lisesini kazanmış, asil olarak yerleşmiştim pansiyona. Herkesin tabiriyle zeki ama çalışmayanlardandım. Ahh buna bile katılmıyordum. Hiç tanımadığım insanlarla aynı havayı soluyup, sürekli aynı odada kalacaktım. Bundan saçma ne var?
Elimde olsa yalnız başıma bir odada kalmak isterdim, ama birde bunu müdüre söylersem -otel mi burası- derdi bu sefer. Şansımı daha ilk günden zorlamaya gerek yoktu. Neticede her müdür ailenin yanında melek iken geri kalan kısımda serttir. Her zaman yalnız başıma ilerlemiş biri olsamda, odamda başka insanların olmasını kabullenmeliydim. Ya da arkadaşlık kurmayı öğrenmeliydim...
Ahh allah'ım Pelin o kadar itici geliyordu kii mümkün değil bu kızla yapamazdım. En iyisi akışına bırakmalıyım dedim kendi kendime.
O an kapı çaldı ve içeri yan odadaki 10. sınıflardan iki kız girdi.
-yemek bitti nerdesiniz?

Ihımm ıhımmm şu yıldıza bi tıklasanız :) Hatırlatmak istedim. Değerlisinizzz♡

LOVEisLOVEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin