Bölüm 53

318 25 25
                                    

"Üzgünüm hocam ama cidden bunu yapamam."

Alnını karıştıran Burhan hoca, masadan kalkıp yanıma geldi.

"Peki Deniz. Seni zorlayamam sonuçta. Nasıl istersen."
"Teşekkürler"

Odadan çıkıp sınıfıma yürümeye başladım.

Melis babasına resim dersi almak istemediğini söylemiş. Ben zaten gitmiyordum iki haftadır.
'Babacığım ben Denizi kandırdım. Onun yüzüne bir daha bakamam' demek yerine, 'ben o kızı sevemedim, onunla vakit geçirmek istemiyorum' demiş.
Adam da gelmiş, 'kendini Melise sevdir' diyo.
Allah'ım sen aklıma mukayyet ol.

•••

Okuldan çıkmış motoruma doğru yürüyordum.

"Deniz, Deniz, Deniiizzz. Duydun mu olanları?"

Telaşla kolumu tutan Uzaya doğru döndüm.

"Ne olanı? Ne olmuş?"
"Ya hani sen Melisin annesinden filan bahsettin ya bize, 12 yıldır ortalarda yokmuş filan"
"Ee?"
"Eesiii kadın ortaya çıkmış. Melisle karşılaşmışlar ve Melis sinirle çıkmış evden. Ortalarda yok."
"Sen bunu nerden biliyorsun?"
"Ya kızım Burhan hoca apar topar çıktı. Okuldaki bir çok kişi öğrendi"

Uzayı öylece bırakıp motora bindim. İlk işim tabii ki Melisin evine gitmekti.

Bir süre sonra evine vardığımda açık kapıdan koşarak içeri daldım.
Burhan hoca eli ağzında öylece etrafa bakıyordu. Bakılacak bir etraftı çünkü. Her yer bir birine girmişti.
Camlar tuzla buz, kitaplar yerde, sandalyeler fırlatılmış.

Koltuğun birin de kafası iki elinin arasında olan bir kadın gördüm. Melisin annesiydi muhtemelen. O da öylece durmuştu. Cansu abla da bir köşe de duruyordu.

Benim aniden içeri dalışım Burhan hocanın da gözünden kaçmamıştı.

"Melis işte. Tuzla buz etmiş etrafı. Neden acaba?"

Bunu söylerken bakışları koltukta oturan kadına döndü.
İması ortadaydı.
Kadında kafasını kaldırıp Burhan hocaya baktı.

"Ben sadece kızımın karşı-"
"Yeter artık! O senin kızın değil. 12 yıldır yoktun, kalkıpta şimdi çıkma karşısına. Ne onun, ne de benim dengemi alt üst etme! Çok düşündüğün(!) kızın ortalarda yok. Telefonu kapalı ve kimsenin de haberi yok biliyor musun?"

Bunları sesi yüksek bir şekilde söylemişti.
Kadında susmaya ve ağlamaya devam etti.
Bunları aile meseleleriyle bırakıp çıkmam lazımdı ama Melis ortada yoktu. Onu bulmalıydım.

Kenarda duran Cansu ablanın yanına geçtim.

"Cansu abla, Melisi nerde bulabilirim?"
"Bilmiyorum kızım. Yaktı yıktı ortalığı. Bir hışımla çıktı evden. Kendine bir şey yapmasından korkuyorum."

Hiç bir şey demeden çıktım evden.
Nerde bulacaktım ben şimdi bu kızı?
Cebimden telefonu çıkarıp Selini aradım. Melisin çalıştığı hastaneye gidip, arkadaşlarına soracaktım.
Bu kızın illaki canı sıkılınca gittiği bir yer vardır.

•••

Hastaneye vardığımda Selin kapıda beni bekliyordu.

"Melisten bir haber var mı?"
"Yok Selin ya. Evine gittim, etrafı görmen lazım. Dağıtıp çıkmış. Telefonu kapalı."
"Tamam dur arkadaşlarına soralım."

İçeri geçip bir kaç kişiye sorduk, kimse bilmiyordu. Hatta bir kaçı "Melis kim?" Bile dedi.

En son, Yarenin hastalandığı gün, Melisin odasına gelen hemşireyi gördüm. Hızla yanına gittim.

LOVEisLOVEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin