Bölüm 8

585 66 7
                                    

Duygu hoca gitmiş, yeni müdürümüz İpek hoca olmuştu. Bu herkes için bir kabustu. Duygu hoca melek gibi bir kadındı, İpek hoca ise fazla disiplinli. Pansiyon müdürü olmasına bir tek ben mutlu olmuştum sanırım. Disiplin önemli bir etken, iyi niyet her zaman suistimal edilir. Ve İpek hoca gayet iyi yönetiyordu.
-Deniiizzz Pelinnnn İpek hoca sizi çağırıyor- dedi tekrar aşağıdaki ses. Merak etmiştik bayağı, neden bizi çağırıyor ki?
Biraz merak birazda korkuyla indik aşağıya. Okula doğru yol aldık. İçimde ürpertici bir korku vardı. Müdür yardımcısı odasının kapısını çaldık içeriden "geeel" sesini duymadan içeri girmiştik. Fazla öfkeyle bakan İpek hoca yanında ise Bahar.
Şaşırmıştık...

-Yar saçları lüle lüle Bahar sana güle güleeee- diyerek pansiyona girdik Pelinle. İnanılmaz bir şekilde mutluyduk. Bahar kötü bir kız değildi, aksine çok iyi niyetliydi. Ama fazla alıngan, çabuk kırılgandı ve biz sıkılmıştık. Az önce bizi bağıra çağıra sorguya çeken İpek hoca bile umrumuzda değildi. Bahar'ı başka odaya almıştı. Yeni kat başkanı bendim. Sorumluluk almayı hiç sevmem, ama o utangaç Küçük Kız, tüm katın sorumluluğunu almıştı. Yine odada Pelinle yalnız kalmıştık.
Tesadüf olamazdı...

Her şey yolunda ilerliyor, nisan ayı, havalar sıcak. Odamın penceresinden dışarı bakıyordum. Okulun köşesi görünüyordu. Yaklaşık yarım saattir çıkmıştık okuldan. Okul müdür yardımcısı olan erkek hocanın arabasına doğru bir kız yürüyordu. Hafif rüzgar, uzun ve seyrek saçlarını dalgalandırıyordu. Rüzgarın, tenini hafif hafif okşadığını farkediyordum.
Çantasının bir kolunu tek omzuna atmışken, öbür kolu gayet rahat bırakılmıştı. Fazla dikkat çekici bir kızdı. Ben bile iki dakikadır onu izliyordum. Arabanın kapısını açıp bindi. Ardından müdür yardımcısı bindi ve gittiler. Bir dakika, bu okulumuza yeni gelen, herkesin konuştuğu, müdür yardımcımızın eşinin kardeşiydi.
Evet bu Bilgeydi.
Bir dönem okulumuzda olmasına rağmen hiç dikkatimi çekmemişti. Herkes onun hakkında ileri geri konuşuyordu ama hiç ilgimi çekmemişti ve hiç umursamamıştım. Sadece o gün dikkatimi çekmişti. Arabaya binerken.
Çok güzel bir kızdı, insanların kıskançlıktan eleştirdikleri açık ve netti.
Kestane rengi saçları, fazla yuvarlak olmayan küçük gözleri, ay gibi teni, hafif kalınlıkta köşeli, şakaklarına kadar uzanan kaşları, fındık burnu, küçük ve ince dudakları, dudağının sağ alt köşesinde ufacık gamzesi, uzun, köşeli çenesi vardı.
Kesinlikle altın orana uyan bir kızdı.
Herkesin kıskandığı ve sürekli eleştirdikleri bir kızdı.
Anlamıyordum, bu kadar güzel bir kız ne yapmıştıda herkes konuşuyordu?
Ya güzellik kötülüğü örtmezdi herkesin söylediği doğruydu, ya da bu güzellikten bir kötülüğün çıkmayacağı gerçekti.

-Garip- diyip dudağımı büktüm. Ellerimi çenemden çekerek pencere kenarında ayrıldım, düşüncelerimi orda bırakıp...

Ihımm ıhımmm şu yıldıza bi tıklasanız :) Hatırlatmak istedim. Değerlisinizzz♡

LOVEisLOVEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin