Bölüm 10

536 58 1
                                    

Pelinle basamaklarda oturup pansiyonun açılmasını bekledik.
Kafamı onun omzuna koymuş, fazla huzurluydum. Herkesin kaldığı odanın yazıldığı kağıt kapıya asılmıştı.
Beraber bakmış ve çok üzülmüştük. Aynı odada değildik bu sefer.
Pansiyon müdürümüz yine değişmişti. Tekrar gayet disiplinli olan bir hoca olmuştu. Tanımaz etmezdim. Ama Pelinle aynı odaya koymaması sinir etmişti. Bu sefer her gün sadece 24 basamak çıkacaktım. Güzeldi ama Pelin yoktu.
Üzülmüştüm ama bunu belli etmek istememiştim.
Herkes odalara itiriz edince, pansiyon müdürümüz herkesin istediğiyle kalmasına izin vermişti.
Pelinin odasını seçmiştik. Her şeyimi alıp yukarıya çıktık. Odada kimse yoktu. Üzerimde özlem ve heyecan karışık bir şekilde yer almıştı. Pelin kapıyı kapatıp yanıma geldi tekrar sarılmıştık.
Bu sefer iç sesimi dinleyip geri çekildim. Yanağımı öpen Pelin aniden dudağımı öpmüştü. Bu yaşadığım ilk şeydi. Fazla heyecan yapmış, fazla şaşırmıştım. Ama bende karşılık vermiştim. Lanet olsun büyümek bunu gerektirmezdi.

Onu seviyordum gayet iyi gidiyordu her şey. İlk defa biri beni sevmiş, bana ilgi göstermiş, bana değer vermişti. Asla ihanet etmez sanıyordum.

Bir gün Pelini odada bulamadım. Çıktım koridora, insanları rahatsız etmemek için bağırmadım. Pelinin yakın olduğu bir kız vardı belkide onun odasındaydı. Sessiz adımlarla 13 numaralı kapıya doğru yürüdüm. Sesleri geliyordu. Evet buradaydı. Pelin fazla sinirli bir şekilde konuşuyordu. Öyle sesli konuşuyordu ki sesi koridoru sarmıştı. Nedenini anlamak için dinlemeye karar verdim. Kulak misafirliği çok kötü bir şey ama o sevgilimdi. Ve sinirliydi.
Kapıya yaklaştıkça kalbim hızlı atmaya başladı. Ve Pelinin -ben onu seviyorum bunu sana söylemiştim- dediğini duydum. O an yıkıldım. Benden önce konuştuğu bir çocuk vardı. Ve ben şu an o çocuğu hala sevdiğini duydum, hemde kendi ağzından. Napacaktım şimdi?
Gözyaşlarımı tutamamıştım, bu çok kötü bir şeydi. O kadar büyük bir hayal kırıklığına uğradım ki. Gözyaşlarıma hakim olamadım. Sesim çıkmasın diye sesimi bastırdım. İçeri dalıp ağzıma geleni söylemek istesemde bunu yapamazdım. Herkes bizi arkadaş sanıyordu.
Ağlaya ağlaya banyoya girdim bir kabine sokulup soğuk zemine oturdum. Canım o kadar yanıyordu ki, titizliğim umrumda değildi.
Pelinle konuşmazsam olmazdı. 13 numaralı kapıyı çalıp, gözyaşlarımı saklayarak Pelin'i çağırdım. Hemen banyoya yürüdüm arkamdan geldi. Ondan o an o kadar nefret ediyordum ki yüzüne bile bakmamıştım. Konuyu açtım çok sinirlenmiş bilinçsiz bir şekilde sağ elimle sert duvara yumruk atmıştım. Çok acıdı ama içim kadar değil. Karşımda hiç bir şey demeden öylece bakıyordu bana. Hayır susmamalıydı. Lanet olsun bir bok demeliydi.

Çıldırmış, kırgın ve çok öfkeliydim. Her zaman sevdiklerimden darbe almıştım.
Bu benim değişmeyen murphy kanunumdu.
Değişmeyen murphy kanunum...

Ihımm ıhımmm şu yıldıza bi tıklasanız :) Hatırlatmak istedim. Değerlisinizzz♡

LOVEisLOVEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin