24 - Fuat

15.3K 2.1K 637
                                    

*

Zeki bir adamımdır

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Zeki bir adamımdır. İyi bir gözlemci olduğuma da inanırım. Üstelik pek de yakışıklıyımdır ama bunun konuyla fazla ilgisi yok, o yüzden üstünde durmamayı tercih ederim. Şimdilik.

Demek istediğim, insanların beni kandırmaları, oyuna getirmeleri epey zordur. İnsan sarrafıyım diyecek kadar yaş almadım henüz ama yaşım kemale erdiğinde bu cümleyi zevkle kuracağıma eminim. İnsanları tek bakışta tanıyacağıma da.

Bütün bunları neden söylüyordum? Kendimi övmek için değildi elbette.

Arabamda, yolcu koltuğunda oturmuş, elindeki küçük valizi bagaja koymayı reddettiği için kucağında taşıyan, sarı saçlı ve mavi gözlü kızı bir sığınma evine götürüyordum. Sabahın kör vaktinde hem de. Zihnimin mantıklı tarafı, bu kızın benim sorumluluğumda olmadığını söylüyordu. Hayatımda sayılı kez gördüğüm, sayılı kez konuştuğum, özel olarak ilgilenmediğim bir insandı. Zor bir duruma düşmüş olmasına üzülmem normaldi elbette. Sonuçta taş kalplinin, kara vicdanlının teki değildim. Fakat ona kalacak bir yer bulmak benim vazifem değildi. Kendisi düşünüp taşınmış, hayatıyla ilgili bir karara varmıştı. Yapmak istediği şeyden emin olup olmadığını tam üç kez sormuştum, üçünde de gülümseyerek başını sallamış ve emin olduğunu söylemişti. Benim yapmam gereken tek şey de bu cevaba güvenmekti.

Peki, o zaman neden yolu uzattıkça uzatıyor ve çoktan varmış olmam gereken sığınma evinin yakınlarından dahi geçmiyordum?

Cevabı basitti. Zekâma ve gözlem yeteneğime güvenerek rahatlıkla söyleyebilirdim ki Zeliha yeryüzünde, kandırması en kolay insanlardan birisiydi. Çok saftı. O kadar saftı ki herkes onu kandırabilirdi. Ve gideceği yerde onu kandırmak isteyenlerin olacağına da adım kadar emindim. Bu sebeple, yani bunun farkındayken, onu gidip kurtlar sofrasının ortasına öylece bırakmak canilik olurdu.

Zeki ve yakışıklı oluşumun yanı sıra bir cani olmadığım gerçeğini de altını çizerek belirtmek isterim.

Sığınma evine yerleştiğinde her şey çok güzel olacak zannediyordu. Orada arkadaşlar edineceğine, kendini geliştirip bir meslek sahibi olacağına inanıyordu. Mükemmel bir dünyada bu söyledikleri belki mümkün olabilirdi. Fakat yaşadığımız dünyada bu durum neredeyse imkânsızdı. Gittiği yer, geçmişinden kaçan yaralı kadınlarla dolu olacaktı. Zeliha gibi saf ruhlar o kadar acıyı kaldırmakta zorlanırlardı. Ayrıca sığınma evi çalışanları da iyilik perisi olmayacaklardı. Elbette ona yardım edeceklerdi, lakin bir yere kadar. Üstelik içlerinde kötü niyetli olanlar da olacaktı, çünkü her zaman, her yerde kötü niyetli olan birileri olurdu. Ve bu kötü niyetli insanlar Zeliha'yı hemen fark ederlerdi, zira bütün saflığıyla oldukça kolay bir avdı.

Ondan sonrası düşünmek dahi istemiyordum. İhtimaller sonsuz ve korkunçtu. Onu bir dahaki görüşümün, bir gazete parçasında, bir üçüncü sayfa haberinde olmayacağının garantisini kim verebilirdi ki? Ben veremezdim.

HayalciHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin