Application/Yoonkook ✔

19

Jungkook

Yanağımdan bir makas aldı."Ya~ şapşik daha doğum günüm ne zaman onu bile bilmiyorsun. Neyse teşekkür ederim. Konu aburcubursa kabul ederim hediyeni."

Güldüm. "İyi geceler."

Onlar da iyi geceler dedikten sonra bizi izleyen Yoongi hyungun yanına gittim. Beraber odadan çıkıp kendi odamıza gittik. O sırada X mesaj atmıştı.

X
Göreviniz tamamlandı

Ona döndüm. "Görev tamamlanmış."

Yoongi saçlarımı karıştırdı. "Eğlenceliydi ama değil mi?"

Gülümsedim. "Hyung ben seninle ne yaparsak yapalım eğleniyorum." Dediğim şey sonradan kafama dank edince kızarmıştım ve gözlerimi kaçırmıştım. "Yani şey demek istedim ben şey-"

"Bende eğleniyorum."

Şaşkınlıkla ona baktım. "A-anlamadım?"

Kıkırdadı. "Bende seninle birlikte eğleniyorum."

Anlık gelen cesaretle dudaklarına bir öpücük bırakmıştım. "Bu da benim sana teşekkür öpücüğüm."

Kızardığını gördüğümde şaşırmıştım ve ben de kızarmıştım. Ya şapşik şey kızardı ya! Resmen kızardı!

Garip bir ortamda olduğumuzu düşünerek sahte bir öksürük çıkarıp ayaklandım ve rahat kıyafetlerimi giymeyi başladım. Vücudumda gezen gözleri sezgilerimle hissettiğimde daha da utanmıştım. Bir çırpıda hızlıca giydikten sonra ışığı kapatıp kendimi yatağa attım. "İyi geceler hyung."

O da yatağa girdi. "İyi geceler."

Ay bugün görev bile verilmese de 2 kere öpüştük. Öpüştük demeyim de öpücük kondurduk yaaniii. Aklıma geldikte utanıyorum, ben ondan acayip etkileniyorum gerçekten.

~♥~

Yastığımın altındaki titreyen telefon ile uyandığımda Yoongi hyungun giyindiğini görmüştüm. Sanırım onun da dersi vardı. Ayaklanıp bir süre duvarla bakıştım.

Yoongi hyungun kalın sesiyle bir nebze de olsa kendime geldim. "Günaydın."

Ayaklandım ve saçlarımı karıştırarak odadan çıkmadan söylendim. "Günaydın."

Lavaboya gidip işlerimi hallettikten sonra odaya geri döndüm. Yoongi hyung yatağa oturmuş telefona bakıyordu. Gardrobumdan beyaz bir tişört ve mavi pantolon aldım. Bir çırpıda giyindikten sonra tişörtü içime soktum ve biraz bol bırakıp gardroptaki kırmızı converseleri alıp giydim. Daha sonra da lavaboya gidip saçlarımı köpük yardımıyla kıvırcıklaştırdım.

Odaya çantamı almak için gittiğimde tam o sırada kapı açılmıştı ve Yoongi hyungu karşımda görmüştüm. Utandığım için gözlerimizin birleşmemesini sağlayıp içeri girmem için kendini kapı pervazına yan bir şekilde yasladı. Bende bana açtığı alandan girdim ve çantamı aldım.

Tam çıkacakken bileğimden tuttu. "Beraber gidelim mi?"

Bu sefer gözlerimizi birleştirdim. Yakından belli olan çilleri ve sarı saçlarıyla çok güzeldi. Beyaz bol bir tişört ve aksesuar olarak altın sarısı bir zincir takmıştı. Altındaki siyah eşofman hiç göze batmıyordu, aksine ona hava katmıştı.

Gülümsedim. "Olur."