36

2.2K 175 4
                                    

Yoongi

Yanımdaki boşluk ile uyandığımda doğrulup etrafa bakma gereği duydum. Jungkook nerede? Bugün okulu yok diye biliyorum. Ayaklandım ve lavaboya gidip kişisel işlerimi yaptıktan sonra aşağı indim. Herkes uyanmış dolanırken Jungkook yoktu.

"Jungkook nerede?"

Jimin bana döndü. "Okula gitmiştir."

Kaşlarımı çatıp kollarımı bağladım. "Çıkarken gördün mü?"

Elindeki kızarmış ekmeğe Taehyung için çikolatalı krem sürüyordu. "Hayır da okula gitmiştir. Sabahın köründe nereye gidebilir başka?"

Kesin bir şey oldu.

Telefonumu çıkarıp koltuğa attım kendimi. Tam rehbere girmişken Jungkook'un bende telefon numarası olmadığını hatırladım. Çok aptalım. "Jimin, Jungkook'un numarası var mı sende?"

"Evet hyung." Telefonunu açıp telefon numarasını olarak söylemeye başladı.

Söylediği numarayı girip aradım. Telefonu kapalıydı. "Kapalı."

Bu sefer Jin kendimi yanına atıp bana kaş göz yapmaya başladı. "Derste diye kapatmıştır. Hem sen Jungkook'u ne yapacaksın?"

Duymazdan gelip ayaklandım ve odama gittim. Gardroptan hemen kıyafet çıkarıp giyinmeye başladım. Kesin bir şey oldu. Jungkook böyle ortadan kaybolmaz. Ayrıca erken gittiyse şimdiden dersinin bitmesi gerektir.

Şimdi hadi ben çıkayım falanda nereye gideceğimki? Ne olduğunu bile bilmiyorum. Sanırım biraz beklesem iyi olur, gelmezse çıkarım.

~♥~

Saat öğleden sonra 4 olmuştu. Jungkook'tan hâlâ tık yoktu ve ben gittikçe korkmaya başlıyorum. Aramalarıma hâlâ cevap vermiyordu, binlerce mesaj atmıştım. Ayaklanıp arabanın anahtarını aldım ve evden çıktım. Hemen okula gidip koridorda hızlı adımlar atmaya başladım. Onun olduğu bölüme gittim ancak salon bomboştu. Sadece bir kişi vardı. O da sıraya yatmıştı. Hemen yanına gidip onu dürttüm.

Bir saniye Jungkook mu bu?

Derste uyukladı mı yani? Off! Ben burada korkudan ter dökeyim o gitsin uyusun ya! Yüzüne düşen saçlarını elimle geriye atıp yanına oturdum. "Jungkook, uyan hadi."

Bir süre sonra mırıltılar ile gözlerini aralayıp bana bayık bayık bakınca burnunu sıktım. "Saat 4 oldu, senin için çok endişelendim aptal. Telefonunu da kapatmışsın."

Başını kaldırıp bana döndü. "4 mü?"

Uyumaktan dolayı yumuşacık olan yanağına bir öpücük bıraktım. "Evet, hadi eve gidelim. "

Normalden daha kalın olan sesiyle konuştu. "Ben bir lavaboya gidip elimi yüzümü yıkayım, öyle gideriz."

Ayaklanıp paytak adımlarıyla salondan çıktı. Ben de öylece onu beklemeye başladım.

Application/Yoonkook ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin