Application/Yoonkook ✔

17

Jungkook

İnatla bakmaya devam ederken utanarak söylendim. "G-gitsek mi artık?"

Gözlerini kaçırdı. "Ah doğru ya. Dalmışım."

Odadan gittiği zaman ben kendimi yatağa atıp tepinmiştim. Ya sen bana mı daldın? Ya ben burada ölüyorum anlasana.

Kendime geldikten sonra odadan çıkıp aşağı indim ve hemen Jin hyungların yanına gittim. "Ee gitti mi Hanna?"

Jimin cevapladı. "Gitti."

Gülümsedim. "İyi bari. "

Jin hyung eliyle göbeğimi sıkıp çapkınca söylendi. "Siz Yoongi ile odada naptınız? Baya bir geç çıktınız heee."

Utanarak onu geçiştirdim. "Saçmalama hyung ya."

"Ne saçmalama ya? Öyle belliki."

İnkar ettim. "Ya odayı topladık. Hani düzensiz falandı ya o yüzden."

Jimin sanki ben şaşıracak bir şey söylemişim gibi şaşırarak konuştu. "Yoongi hyung biz söylediğimiz de hiç yapmaz. Senin bir diyişinde mi hemen temizledi?"

Jin ve Jimin bakışarak güldüklerinde ayaklandım ve onlara döndüm. "Gidiyorum ben ya!"

Jin hyung dalga geçmeye devam etti. "Hadi bebişim süt saatin geldi. Agucuk bugucuk. Hanimiş benim Kookie'im?"

~♥~

Saat akşam 12 olmuştu. Herkes odasına çekilmişken biz X'ten mesaj bekliyorduk. Sonunda mesaj gelince ikimizde içimizden okuduk.

X
Şimdi size bir görev vereceğim ve acayip maceralı olacak
4. Görevim; bir markete gidip aburcubur çalmak ve aburcuburları Jin'e vermek
Ve bu sefer yapmazsanız Jin'i kaçırırım

Jeongguk
Deli misin sen ya?
Ve neden Jin?

X
Biraz öyleyimdir ayrıca Jin çünkü Jin aranızdaki en yakışıklı olan
Neyse
Hadi tıpış tıpış

Başımı kaldırıp ona baktım. "Ya hyung yapmasak mı?"

Güldü. "Aynen yapmayalım da Jin'i kaçırsın."

Dalgasına göz devirdim. "Ya ciddiyim, polise falan mı gitsek?"

Ayaklandı ve gardrobunun önüne oturdu. "Bir şey olmaz. Bakkaldan sakız çalmak gibi bir şey bu. Hem o sırada çalışanlar yorgunluktan uyuyor olur. " Gardroptan siyah bir kapşonlu ve siyah bir eşofman çıkarmış giyerken ben onu izliyordum. Bana döndü. "Hadisene. Sen de giyin."

Mızmızlanarak bende gardroptan siyah bir şeyler çıkarıp giymeye başladım. "Hyung peki yakalanırsak?"

Sırıttı. "Merak etme hyungun yakalanmaz."

Odadan sessizce çıktığında bende içimdeki kurtla onun peşinden gittim. Evden çıktıktan sonra hyung kapşonlunun şapkasını takmış ve fermuarını çekmişti. Bana da dönüp sweatshirtümün şapkasını başımdan geçirip iplerini çekip yüzlerimizi yaklaştırdı ve dudaklarıma bir öpücük kondurdu. "Bu benim senin endişelenmemen için verdiğim bi öpücüktü."