Application/Yoonkook ✔

25

Jungkook

Gözlerime bakarak dudaklarıma fısıldadı. "Öp o zaman, neyi bekliyorsun?"

Alınlarımızı yaslamışken dudaklarımızı birleştirdim ve ellerimi yanaklarına yerleştirdim.

Hyung daha kolay öpüşmemiz için ellerini belime koydu ve beni kucağına oturttu. Elleri sırtımda gezinirken dudakları benim dudaklarımı yavaşça, acelesizce kavrıyordu. Nefessiz kalıp sesli bir şekilde ayrıldığımızda vücumdaki ellerini gezdirmeye devam etti. "Şu 5. görevini yapıp uygulama saçmalığını bitirsek mi?"

Yanaklarım öpüşmemizden dolayı kızarmıştı, ateş gibiydiler. Sessiz kalıp bir şey demedim ancak cevap bekleyince yavaşça olumlu anlamda başımı salladım.
Mırıldandı. "Güzel, sen oyunu aç olur mu? Ben telefonumu şarja takıp geleceğim."

Birbirimize olan şehvet dolu bakışlarımız devam ediyordu. "İyi de hyung, oyun oynarken nasıl yapacağız? "

"Sandalyede."

Anı bozup sesli bir şekilde gülmeye başladım. "Cidden mi?"

Güldüğüm zaman o da sırıtmıştı. "Oyunu kazanman daha kolay olur." Bir elini enseme atıp ordaki saçlarımla oynamaya başladı. "Çok sevimlisin ancak biri gelmeden şu işi bitirmemiz gerek."

Utanarak kucağından kalktım. O da ayaklanıp şarj aletiyle odadan çıktı. Benim utangaçlığım devam ederken bir yandan da oyunu açtım.

Biz şimdi baya baya o işi yapacak mıyız yani?

Sadece bir telefon için.

İç çekerek kendimi sandalyeye attım. Yapmasak olmaz mı? Çünkü yaptıktan sonra hiçbir şey olmamış gibi devam edeceğiz.

İçeri giren hyung ile gözlerimizi birleştirdim. Ancak hemen kaçırmış ve ayaklarıma indirmiştim. Utandığımı fark eden hyung kıkırdayarak yanıma gelmişti. "Utangaçlığı şu anlık bir kenara atalım."

Bana yaklaşıp yanımdaki dönen sandalyesine oturduğu zaman mırıldandım. "Ya hyung yapmayalım ya."

Bana ne yapmak istediğimi anlamayan bakışlar attı. "Jungkook seni anlıyorum ancak yapalım da bitsin bir an önce."

İyi de bu benim ilkim lan. Nasıl kolayca kabul edebilirim?

Bakışlarını sürdüğünde gözlerimi sonunda onun kahveleriyle birleştirdim. "Tamam ama canımı acıtma lütfen. Bu benim ilkim olacak."

Kıkırdadı ve ayaklandı. Ellerimden tutup beni de ayağa kaldırdı. "Canını acıtmamaya çalışacağım."

Yüzlerimizi yakınlaştırıp dudaklarımızı birleştirdi. Bu seferki öpüşmemiz diğerlerinden daha hızlı ve baştan çıkarıcıydı. O belimdeki elleriyle belimi okşarken bense ensesindeki saçlarıyla ilgileniyordum. Hızımız artarken nefessiz kalıp dudaklarımızı ayırdık. Bu sefer boynumla ilgilenmeye başladı. Orada hickeylerini bıraktıktan sonra beni yatağa yatırıp üstüme çıktı. Ben merakla bir sonraki atağı için beklerken tekrar dudaklarımızı birleştirdi.

Elini eşofmanımın lastiğine getirip aşağı indirmeye çalıştığını fark edince yardımcı olup -dudaklarımızı ayırmadan- ben çıkardım. Bu sefer beni şaşırtıp boxerımı indirdi. Tepki göstermeden onu izlemeye devam ettim.

Gözlerimizi birleştirdi, ifadesizdi. Ya da ben duygularını anlamıyordum. "Seni gevşetmemiz gerek."

Bir şey demeyip sessizliğimi sürdürdüm. Nedense o hiç hoşnut değilmiş gibi düşünüyorum. Cidden sadece X'ten kurtulmak istediği için yapıyor gibi.

Zoraki.