Bana gülümsediysen gülüşün sadece bana aittir.
Onu başkasıyla paylaşamazsın meleğim...~
Gördüğüm manzara karşısında sinirden elim ayağım titremeye, gözlerim dolmaya başlamıştı bile. Haksızlıktı, ben onun aşkıyla yanıp tutuşurken onun başkasına böyle güzel gülmesi tamamen haksızlıktı. O an tüm benliğimle bir söz verdim kendime.
Meleğime kahkaha atan o adamı bir daha asla gülemeyecek duruma getireceğim...
Ben hâlâ sinirden kızarmış gözlerle onları izlerken kampüsün arkalarına doğru adımladılar. Görüş açımdan çıktıklarında sinirle yerimden fırlayıp çıkış kapısına doğru ilerlemeye başladım.
Arabam görüş açıma girdiğinde kendimi içine atıp eve doğru sürmeye başladım. Beynim çalışmayı bırakmıştı adeta. Bu sefer diğerlerine nazaran daha yüksek sesli bir biçimde yankılanıyordu o cümle kafamda.
Ella es solo mia...
Meleğimin benim kaderim olduğuna kanaat getirmemi sağlayan o cümle, normalde olduğunun aksine daha çok sızlatıyordu başımı. Ama bu sefer gözyaşı yoktu. Sadece sinirden kızarmış gözler vardı.
Artık bir şeylerin değişme vakti gelip çatmıştı. Yaşadıklarımdan sonra gözyaşına boğulmak yerine, bunu bana yaşatanı ellerimle boğmak daha cazip geliyordu. Yani Byun Baekhyun'un ölümü bizzat benim ellerimden olacaktı.
Evime vardığımda arabayı park ettikten sonra binaya doğru adımladım. Kafamı topladıktan sonra para çekmeye gitmem lazımdı. Hâlâ dinç hissediyordum. Çünkü o görüntüden sonra hissettiklerim hüzün değil öfkeydi. Saf öfke...
Daireme varıp içeri girdiğimde ilk işim şalteri indirmek oldu. Ardından gerekli eşyaları alıp banyoya doğru adımladım aceleyle. Yaşadıklarım yetmiyormuş gibi Taehyung adında bir çocuk tarafından resmen taciz edilmiştim. İnsanlarda ahlak diye bir şey kalmamıştı artık. Tanımadığı birine temas edebilecek kadar görgüsüzlerdi.
Aslında empati kurup halimi anlamalarını beklemek başlı başına bir hataydı. Kadınlara, yaşlılara, çocuklara hatta sokak hayvanlarına bile eziyet eden bir çevreden hastalıklı birini anlamalarını bekleyemezdim.
Meleğim bu konuda bir istisnaydı benim için. Gördüğü her yaşlıya yardım eder, kafesine gelen her çocukla özel olarak ilgilenir, sokakta gördüğü çoğu hayvanı besleyip severdi. Bu yüzden kalbim onun için delicesine atıyor. Tek sıkıntı şu ki onun kalbi başkası için atıyor.
Ama ben de Jeon Jungkook'sam o başkasının kalbini sökmeden durmayacağım...
Yaptığım kısa duşun ardından çalışma odama doğru adımladım. Bilgisayarımı ve not defterimi de ayarladıktan sonra araştırmaya başladım. Gençliğimden beri bilgisayarlarla aram hep iyi olmuştur. Lise zamanında Hackerlığımı belirli bir seviyeye getirip parayla iş bile yapıyordum. Yakalanma tehlikseninden sonra bir daha girişmemiştim böyle işlere.
Üniversitenin sitesini hackleyip öğrenci bilgilerine ulaşmak tamı tamına 2 saatimi almıştı. Psikoloji bölümüne bakındığımda nihayet gördüm Byun Baekhyun'u. 6 Mayıs 1992'de *Gyeonggi Eyaleti'nde dünyaya gelmiş, abisi ve ebeveynleriyle basit bir hayat süren bir üniversite öğrencisi. Ev adresi, telefon numarası gibi gerekli bilgileri defterime not aldıktan sonra nadiren girdiğim İnstagram'da hesabını aramaya başladım. Bu uygulamayı 1 sene önce belki Meleğimin hesabı vardır diye indirmiştim. Ayda bir açıp bakınıyorum belki hesap açmıştır diye.
Kullanıcı adı ve fotoğrafına baktığımda aradığımı bulmuştum. 200 bine yakın takipçisi olduğundan bulmak vaktimi almamıştı. Fotoğraflarını ve paylaşılma tarihlerini incelediğimde bir şey dikkatimi çekmişti. Her cuma yüzme salonu gibi bir yerden suyun altında bir selfie paylaşıp, altına da 'Antrenman', 'Yüzmeyi seviyorum', 'Spor sağlıktır' gibi şeyler yazmıştı. Ve her havuz fotosunun konumu aynı spor salonunu gösteriyordu.
Eğer yalnız başına yüzme antrenmanı yapmaya gidiyorsa bu benim için büyük bir avantaj olurdu. Bunu da defterime not alıp işin zevkli kısımlarına geçtim. Ayarları özel sekmeye alıp insan kanı temizleme yöntemleri araştırmaya başladım. Bunun için gerekilen temizlik eşyalarını da başka bir kağıda not aldım. Ayrıca almam gereken bazı kesici aletler de vardı tabi.
Kalbini yerinden çıkarıp meleğime yollamadan önce yapmak istediğim birkaç şey vardı. Meleğime bakan o gözlerini yerinden sökmek, ona gülen o ağzındaki dişleri teker teker kırıp dudaklarını da parçalamak, meleğimle yan yana yürüdüğü o ayaklarını parçalara bölmek ve dahası... Ama en çok eğleneceğim kısım karnını ikiye yarıp kalbini ellerimle yerinden çıkarmak olacak.
Bunları düşündükçe yüzümde bir tebessüm oluşuyordu. Bu kadar **sadistçe şeyler düşünmek beni rahatsız etmek yerine mutlu ediyordu. Onun vücuduna zarar verdiğimi hayal etmek bende garip bir cinsel haz uyandırıyordu. Karşımda bana yalvaran kanlı bir vücut olması düşüncesi öyle güzel olurdu ki. Bunları düşünürken elim ister istemez erkekliğime doğru ilerledi. Zor durumda olduğumu anladığımda lavaboya doğru adımladım aceleyle. Uygun bir pozisyon alıp işimi yapmaya başladığımda tek bir şey hayal ediyordum.
Byun Baekhyun'un kanlar içindeki kalbinin elimde olması...
_
*Gyeonggi Eyaleti; Güney Kore'nin Bucheon Kenti'nde bulunan bir eyalet.
**Sadist; başkalarına fiziksel acı çektirerek cinsel doyuma ulaşma sapkınlığı olan kişi.
_
-Ely-
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ella Es Solo Mia || roségguk
FanfictionObsesif Kompulsif Bozukluğu olan Jeon Jungkook ve onun Rosé'ye olan saplantılı aşkı. 310821 「written by eosselini」