-32-

2.8K 273 319
                                    

Bana inandığın için teşekkür ederim Meleğim.

~

O daha ne olduğunu anlayamadan ilk defa bu kadar sert bir şekilde yapıştım dudaklarına.

Ne ben geri çekildim, ne de o itti. Normalde yaptıklarımızın aksine öpüşmüyorduk şuan. Dudaklarım sabit bir biçimde bekliyordu onunkilerin üstünde.
İşte tam o an hissettim ağzıma gelen tuzlu tadı.

Ağlıyordu.

Dudaklarına yapıştığım andaki hızla geri çekildim. Gözlerini sımsıkı kapatmış bir vaziyette bekliyordu karşımda.

Reflex olarak uzattım elimi. Çünkü gözyaşı bu yüze asla yakışmıyordu. Sıcacık tenine değen soğuk elimle birlikte anında titremişti kirpikleri. Çenesine varmakta olan yaşı tamamen sildiğimde derin bir soluk verdim, o ise yavaşça açtı gözünü.

Bakışlarımız birleştiğinde Tanrı şahidim içimden bir şeylerin koptuğunu hissettim. Gözleri yorgun ve bitkin bakıyordu. Gülüşüyle içimi aydınlatan kadının bakışları karanlığa bürünmüştü.

"Hâlâ sessiz kalmakta ısrarcı mısın?" Süregelen sessizliği bozmuştum nihayetinde. Kesik bir nefes çekip tekrar birleştirdi bakışlarımızı.

"Anlatacağım." Ellerini benimkilerle birleştirip devam etti. "Ama yargılamadan ve bölmeden dinle beni olur mu?" Bir saniye bile tereddüt etmeden salladım başımı.

"Bak, belki kalbin kırılacak ama sana gerçeği tüm çıplaklığıyla anlatmak istiyorum." Yutkunup bekledim devam etmesini. "Jisoo ve Jennie senin bana zarar vereceğini düşünüyor." Kaşlarım çatılmıştı dediğiyle.

"Hatırlıyor musun yanlışlıkla Baekhyun'u öldürmek istediğini itiraf etmiştin bana." O günü unutmak elde değildi, başımı sallayınca devam etti. "Biz 4 kız olarak birbirimizden hiçbir şey saklamazdık Jungkook, bu yüzden her şeyi onlara anlattım. Hemem dehşete kapıldılar tabii. Senden uzak durmam gerektiğini, aynı şeyi benim için de düşünebileceğini söylediler." Şevkatli bir ifadeyle ellerini yanağıma çıkardı.

"Ama ben aynı şeyi düşünmüyordum. Seninle ilk karşılaştığımız anda anlamıştım zararsız olduğunu." İkna etmeye çalışırcasına devam etti. "Tanrı şahidim yalan söylemiyorum. O karlı gün karşılaştığımızda öyle bir bakışın vardı ki, sokakta kalmış yavru kedi havası veriyordun insana." Acı bir tebessüm oluştu yüzünde. "Tıpkı şu an olduğu gibi."

Anlattıkları birçok duyguyu birden uyandırmıştı içimde. O günü hatırlıyor olması beni mutlu ederken kafamdaki cevabını bulamayan soru işaretleri artıyordu. "Peki neden?" Diye sordum ellerimi onunkilerin üstüne koyup. "Neden öyle şeyler söyledin telefonda?" Alt dudağını kemirmeye başlaması içimde onu yeniden öpme isteği uyandırırken tutmaya çalıştım kendimi.

"Başka yolu yoktu Jungkook. Jisoo ve Jennie'yi bir yalana inandırmadan yanında olamazdım. Onlara seni kullandığımı, iyileşince ise terkedeceğimi söyledim. Senin için..." Alınlarımızı birleştirip devam etti. "Senin için ilk defa yalan söyledim onlara." Anlattığı her şeye tüm kalbimle inanıyordum.

"Özür dilerim ve teşekkür ederim." Genelde onun sıklıkla dile getirdiği bu garip cümleyi kurma sırası bendeydi. Yüzü anında keyifli bir ifade alırken kaldırdı başını. "Ne için?" Yüzüne yaklaşıp çok hafif bir öpücük kondurdum burnuna.

"Sana inanmadığım için özür dilerim," Bir elimi saçlarına atıp devam ettim. "Ve bana inandığın için teşekkür ederim." Ardından buluştu birleşmek için tutuşan dudaklarımız.

Ella Es Solo Mia || roséggukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin