Gözyaşın olup yüzünde akarak dudaklarına
kavuşmayı istiyorum Meleğim...~
Yatağımda uzanıp tavanı izlerken kafamdan binbir türlü düşünceler geçiyordu. Şu son bir haftada yaşadıklarım 'anlatsam roman olur' diyeceğim türdendi adeta. Her şey o kadar çabuk gelişmişti ki bazı şeyleri kavrayamıyordum.
Meleğim ile aynı evde yaşamanın vereceği şoku yaşayamadan annem (!) çıkmıştı karşıma. Ben ise duygularıma hakim olamayıp kollarına atmıştım kendimi. İşin en çok can yakan kısmı ise hâlâ kendini suçlu bulmuyordu.
İyiliğim için beni 15 yaşımda tek başıma Seul'e gönderdiğini iddia ediyordu. Eğer Busan'dayken bana iyi davransaydı bu dediğine inanabilirdim belki.
Abim de annem de babamın ölümünde beni suçlu buluyorlardı. Sebebini ise asla öğrenememiştim. Hep dışlanan, sevilmeyen çocuktum ben. Annem abimle ilgilenirken hep uzaktan izlerdim onları. Bu kadın mı beni düşünecekti?
Tüm bunlara rağmen beni iyiliğim için buraya gönderdiğini söylemesi gerçekten de gülünçtü. Kısa süreliğine de olsa Obsesif Bozukluğumun olmadığını düşünmek beni öyle mutlu etmişti ki. Ama haftalar önce yaptığım aptal hastalık testine inanmadığım gibi annemin saçmalıklarına da inanmamıştım.
Yaklaşık 6 saattir yatakta oturmuş tavanı seyrediyordum. 2 oda ilerimde Meleğim'in olduğunu düşünmek bile kalbimin hızlanmasına yetiyirdu. O kadar halsiz gözükuyordu ki eminim şuan derin bir uyku çekiyordur.
Bir anda kafama dank eden fikirle yüzümde bir tebessüm belirmişti. 1,5 senedir Meleğim'i hiç uyurken izleyememiştim. Elime geçen bu fırsatı değerlendirmek iyi olabilirdi.
Uyuşan yerlerimin acısının geçmesini bekleyerek bir kaç dakika sonra yataktan kalktım. Banyoya doğru adımlarken bu sabah yaşadıklarım gelmişti aklıma. Evdeki hiçbir şeyi kontrol etmeden çıkmam çok kısa bir süreliğine annemin dediklerinde haklı olabileceğini düşündürtse de; bunu basit bir istisna olarak görüp atmıştım o düşünceyi aklımdan.
Banyoya varıp saçlarıma ve yüzüme çeki düzen verdikten sonra odaya gitmeden önce 4-5 kere her şeyi kontrol ettim. Doğrusu buydu işte. Ben buydum. Hastalıklı, takıntılı, saçma sapan obsesyonları olan biriydim.
Misafir odasının kapısının önünde birkaç saniye derin nefes alıp verdikten sonra kapı kolunu yavaşça çevirdim. Gözüm direkt yatağa kayarken gördüğüm görüntü kalbime hiç iyi gelmemişti.
Yatağın adeta her yerine yayılmıştı ve t-shirti yukarı kıvrılmıştı. Vücudunun bazı çıplak yerini görünce anlamıştım ki bu görüntü kalbimle beraber başka yerlerime de iyi gelmemişti.
Yerinde hafifçe hareketlendiğinde kafamdaki sapıkça düşünceleri bir kenara atıp hızlıca odadan çıktım. Yüzümde asla silinmeyen bir sırıtma vardı ve kafamda canlanan sahneler hiçte masumca değildi.
あ
Bir iki saattir salonda oturmuş telefonumla ilgileniyordum. Odaya girmemek için kendimi çok zor tutuyordum fakat yakalanma korkum daha baskındı. Evime gelmiş olmasına şükrederken onu kaçıramazdım.
Misafir odasından gelen kırılma sesiyle bakışlarım anında oraya dönerken hızlıca yerimden fırlayıp odaya koştum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ella Es Solo Mia || roségguk
Hayran KurguObsesif Kompulsif Bozukluğu olan Jeon Jungkook ve onun Rosé'ye olan saplantılı aşkı. 310821 「written by eosselini」