Sadece yaklaş,
sana tüm sevgimi vereceğim meleğim...~
Diğerlerinin yanına adımlarken garip bir heyecan vardı içimde. Yanında da nereden geldiğini bilmediğim kaygı hissi. Bütün bunlar normal değildi. Jimin bana dokunduğunda teşekkür etmek yerine rahatsız olmam ve ondan uzak olmam gerekirdi.
Aynı şey Meleğim'de de olmuştu ama sebebini ona aşık olmama bağlayıp geçiştirmiştim kendimi. Fakat daha yeni tanıdığım birinin bana dokunmasından rahatsız olmamam kesinlikle bir OKB hastasının yapacağı türden bir şey değildi. Bunu eve gidince mutlaka araştırmalydım.
"Annyeong Bitches!" Jimin bağırarak selamlamıştı tüm arkadaşlarını. Ardından eliyle çok değerli bir şey sunuyormuş gibi beni işaret etti. "Karşınızda bu okulda benden sonra görebileceğiniz en yakışıklı insan, Jungkook. Jungkook, bunlar da benim biricik arkadaşlarım." Selam vermek için eğilmekle yetindim.
"Ben burada dururken okulun en yakışıklı çocuğu sen mi oluyormuşsun? Buna bir tarafımla gülerim." Aralarından geniş omuzlu olan Jimin'e doğru konuştuktan sonra elini bana uzattı. "Ben Jin, bu grubun en büyüğü ve en yakışıklısıyım." Uzattığı elini tutmak ve tutmamak arasında gidip gelirken Jimin elini geriye doğru itti.
"Arkadaşımızın Obesif Bozukluğu var, biraz dikkatli davranmamız gerek." Ben ona minnet dolu bakışlarımı yollarken yeşil saçlı olan girdi araya.
"Wuah! Benim lisede OKB hastası bir arakadaşım vardı. Her boka iki eliyle birden dokunma takıntısı falan vardı hatta. Sende de var mı öyle şeyler? Bu arada ben Yoongi." Kısa bir tebessümle cevap verdim.
"Tanıştığıma memnun oldum Yoongi. Ve bende öyle takıntılar yok. Sadece normal bir hasta gibi tekrarlayıcı davranışlar var." Anladım dercesine kafasını aşağı yukarı salladı. "Peki şuan bizden rahatsız oluyor musun?" İşe benim takıldığım nokta da buydu. Onlardan rahatsız olmam gerekirdi fakat olmuyordum.
"Çok değil. Zaten sınıfta da yakın oturduğum kişiler olduğu için alıştım diyebilirim." Hepsi kafa sallayarak onayladılar, ardından Taehyung'u tutanlardan biri atladı lafa. "Ben Hoseok ama sen bana kısaca Jung Hoseok diyebilirsin." Şakasına sadece kendi gülerken ben sadece tebessüm etmiştim. Son olarak Taehyung girdi söze.
"Benim adımı belki unutmuşsundur, ben Taehyung. Tanışamamız pek hoş olmamıştı ama hepsi bir şaka içindi. Gay falan değilim zaten." Yaptığı şakadan dolayı mahçup olduğu açıkça belliydi.
"Memnun oldum Taehyung. Ben de seni terslemiştim ama sebebi yakın temaslardan pek hoşlanmamamdı." Bu dediğimle yüzündeki gülümseme genişlemişti.
"Emin ol bilseydim elimi omzuna atmazdım." Onu anlamıştım zaten. Hepsi birbirinden anlayışlıydı. En başta hoşgörüsüz olduklarını düşünmüştüm fakat onlara önyargıyla yaklaştığım için hoşgörüsüz olan bendim.
"Bu arada bugün sana karışan piçin adı da Baekhyun'du. O hep böyledir zaten, savunmasız gördüğü herkese sataşır. Ama merak etme, bundan sonra biz varken sana karışamaz." Onun adını duymamla modum anında düşmüştü. Sahi, ne çabuk unutmuştum az önce olanları.
Meleğim'in kalbimi elleri arasına alıp paramparça etmesini...
"Onu tanıyorum zaten. Takip edip öldürmeyi planlıyordum hatta." Rahatça kurduğum bu cümleden sonra şaşırmalarını beklerken Hoseok kahkaha atarak tepki vermişti.
"Taehyung sana yardım eder. O da nefret ediyor ondan." Kahkahalarını sürdürüp devam etti. "Tanrım çok komik çocukmuşsun sen, tam benim kafa." Herhalde az önce söylediklerimin şaka olduğunu falan sanıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ella Es Solo Mia || roségguk
FanfictionObsesif Kompulsif Bozukluğu olan Jeon Jungkook ve onun Rosé'ye olan saplantılı aşkı. 310821 「written by eosselini」