ÇAKIL TAŞI
Mimar tavşan masa başında düşünüyordu,
Elinde kalem bir şeyler çizmeye çalışıyordu.
Yapmak istediği sanat galerisini
Daha özel, daha güzel nasıl tasarlayabilirdi?
Düşündü, düşündü, ortaya bir şey çıkaramadı;
Biraz hava almak amacıyla dışarı çıktı.
Hem yürüyor hem düşünüyordu;
Görünümü nasıl olmalı, diye soruyordu.
Bu sırada yerdeki çakıl taşına ayağıyla vurdu;
Taş yuvarlandı, yuvarlandı, yine önünde durdu.
Göz alıcı parlaklığıyla çakıl taşı
Mimar tavşanın tam karşısındaydı.
Çakıl taşını yerden aldı durduğu gibi;
Baktı, baktı ve bakmaya devam etti.
Gülümsedi, sonunda sevinçle havaya zıpladı:
"İşte!" diye bağırdı. "Sorumun cevabı..."
"İşte bu, sanat galerimin maketi...
Galerim bu çakıl taşı gibi,
Böyle parlak ve aynen bu görünümde
Yükselecek ormanın en güzel yerinde."
Mimar tavşan elinde çakıl taşıyla
Koştuğu gibi yuvasına
Çizmeye başladı tasarımını,
Ortaya harika görünümlü bir bina çıktı.
Uzaktan bir çizimine bir çakıl taşına bakarken
Havaya zıplayıp seslendi sevinçten:
"Milyonlarca çakıl taşı bir araya gelecek
Ve bu çakıl taşını oluşturacak."
Gerçekten de dediği gibi
Milyonlarca çakıl taşı bir araya getirildi.
Ustalar hep birlikte titizlikle çalıştı,
Ortaya harika bir sanat galerisi çıktı.
Binanın parlak çakıl taşı görünümü
Görenleri hayrete düşürdü.
Artık sanatçılar eserlerini sergileyebilir,
Tiyatrocular gösterilerini yapabilir.
Sanat galerisinin adına gelince
Tahmin edersiniz siz de.
'Çakıl Taşı' oldu adı galerinin;
Sakın ola, çakıl taşı deyip geçmeyin!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YEDİDEN YETMİŞ YEDİYE FABLLAR
Krótkie OpowiadaniaŞiir biçiminde yazılmış fabllardır. Soranlar olduğu için belirtmek istedim, fablları kendim yazdım, herhangi bir yerden alıntı değildir.