Tom Holland İle Hayal Zamanı

photo of happiness (Tom H.)

"Vay canına. Bu çok iyi bir şey. En sevdiğin ünlüyle karşılaştın!" dedi en yakın arkadaşın. "Evet, inanılmaz bir şeydi." Diyebildin çünkü yüzün tekrardan kızarmıştı. İkinizde yatakta birbirinize dönük şekilde oturuyordunuz. Saat oldukça geçti tabi anneni onlarda yatıya kalmak için ikna ettiğinden sıkıntı yoktu. Sende Dünya'da başına gelebilecek en güzel şeyi anlatıyordun.

"Peki, yakışıklı mıydı? Yani yakından." Diye bir soru yöneltti sana. "O her şekliyle yakışıklı!" dedin biraz da sinirlenerek. Arkadaşın Tom Holland'ı sevmiyordu. Ona göre en kötü Spiderman'dı. Tabi bu onun fikri.

"Tabi o her haliyle iyi de, nasıldı?" diye sordu. Kucağında duran yastığı daha da sıkmaya başlayarak cevap verdin"Ney nasıldı?".

"Konuşmadığınızı söyleme bana!"

"Tabiki de konuştuk."

"Kendini rezil etmedin umarım."

"Seni hayal kırıklığına uğratmak istemem ama olmadı. Çünkü o kadar konuşmadık."

"En sevdiğin ünlü orada üç saat geçirdi ve sen sadece birkaç dakika konuştuğunuzu mu söylüyorsun! Baban gerçekte üç saat boyunca seni onunla konuşturmadı mı? İşine düşkün demiştin, düşkün yeterli bir kelime değil!"

"Bu babamın suçu değil ki!"

"O zaman senden sıkıldı!"

"Saçmalama! Sen, konuşurken sıkıldığın birine telefon numaranı verir misin?!"

"nE?! Sana telefonunu mu verdi? Çok iyi! Onu aradın mı?"

"Hayır zate-

"Seni unutmasını mı istiyorsun? Arasına onu!"

"Belki meşguldür. Ayrıca saate baktın mı sen? Gecenin ikisi. Uyuyordur." Dedin. Arkadaşın kendi telefonunu aldı ve "Bekle sen!" dedi. "İyi ben üstümü değiştireceğim." Dedin odadan çıkıp misafir odasına gittin. Çantan orada duruyordu. İçinden koymuş olduğun pijama takımını aldın. Hava sıcak olduğu için bir şort ve kısa kollu bir tişörtten oluşuyordu pijaman. Dişlerini de fırçaladıktan sonra arkadaşının yanına gittin. Hâlâ elinde telefon vardı.

"O kadar zaman geçti ve sen hâlâ telefonlasın." Dedin.

"Bir şeye bakıyor... BAK! HEMEN BAK!" diye bağırmaya başladı. Koşarak yanına gittin. Sam (Tom'un kardeşi, Harry'nin ikizi) , sosyal medyada bir fotoğraf paylaşmıştı ve Tom da oradaydı. "Bak! Tom daha uyumamış." Dedi.

"Belki bu fotoğraf daha önce çekiliştir!" dedin. Tom'la konuşmak istiyordun fakat bu saatte araman biraz tuhaf olurdu. Bir de onu çekimde yalnız bırakmıştın. O da vardı.

"Yorumları okuyayım! Bunu Harry yazmış. 'Birkaç dakika içerisinde nasıl bensiz bir fotoğraf çekinebildiniz ki! Ben olmadığım için çok kötü!'. Dur bu da yetmezse Paddy (Tom'un en küçük kardeşi) şöyle bir yorum yapmış 'Bu gece havanın sıcak olması en çok Tessa'ya (Tom'un köpeği) yaradı.' Anlayacağın üzere şuan uyanıklar. Hadi ara!" dedi. O öyle diyince senin yüzün domatese dönüyor.

"Hayır! Ben... Bunu yapamam!" diyebildin.

"Yapamam ne demek! En sevdiğin ünlü sana telefon numarasını veriyor ve sana beni istediğin zaman araya bilirsin diyor. Sende olmaz saat çok geç, diyorsun. Tom'u arasan neden aradın diye sorar mı sence? Diğer ünlüler der ama Tom'dan bahsediyoruz. O asla böyle bir şey demez. Yoksa sen onu aramaya korkuyor musun?" dedi ve arkasında da bir kahkaha patlattı.

Elinde telefonunu tutuyordun. Arkadaşın elinden telefonu aldı ve odadan koşarak çıktı. Sende arkasından koşarak çıktın.

"Utangaçlığa son vermelisin artık S/İ" diye bağırdı. Koşmayı durdurdu, arkası dönüktü. Sen telefonunu almak için ona yaklaştın ve telefonunu hemen sana verdi. Telefon ekranına baktın. Tom'u arıyordun. Tam aramayı sonlandıracakken, telefonu açtı.