deal with the devil (Peter P.)

1.5K 98 68
                                    

*******

Selamlar canlar, bundan önceki bölümü hatırlıyorsunuz ve nerede bittiğini. Açıkçası devamını isteyen birkaç kişi oldu. Bende dedim ki, neden yazmıyorum. Ek bölüm oldu bir nevi. Neyse, bu yazacağım bölüm YETİŞKİN İÇERİKLİ olacak. O yüzden daha masumluğunuzu kaybetmediyseniz, bu bölümü geçin. Okumayın. Fakat kaybettiyseniz okuyabilirsiniz. Aslında kitabın +18 olmasını sağlayan bir bölüm yazıyorum. Sorun değil, daha önceden de böyle bir hikâye yazmıştım. Yani benim açımdan bir problem yok. İsterseniz, tekrar ediyorum, İsterseniz böyle bölümler de yazarım. Hatta diğer hikâyeme de eklerim ama o biraz tuhaf olur. Jake & Tom, +18 garip olur ama yazarım. Neyse başlayalım.

.

.

.

"Ama ben senin sevmeni istiyorum"

"Seni seviyorum ama- Peter'ın ensesinden tutup kendine doğru çektin ve onun dudağına küçük (aslında baya büyük) bir öpücük bıraktın. Peter, senden ayrıldığı ilk saniye mutluydu, tabi sonra biraz ciddileşti. Fakat aynı şeyi senin için söylemek zordu. Sen gayet mutluydun.

"O zaman beni affetmeni kutlamalıyız." Dedin gülerek. Peter kollarından tuttu

"Seni affetmedim." Dedi bunu demesi üzerine tekrardan dudakların yapıştın.

"Aslında Peter, umurumda bile değil çünkü beni affettin." Dedin. Peter, sana uzun süre baktıktan sonra, açık kalan dolabını kapattı ve

"Bu konuyu orada konuşmak ister misin?" dedi temizlik odasını göstererek.

"Biraz klasik fakat tabi." Dedin ve Peter'ın elinden tutup temizlik odasına gittin.

İçerisi çok karanlıktı ama zaten ışığa ihtiyacınız yoktu. İçeri girdiğinizde Peter, seni tutup kendine doğru çekti. Nefesini nefesinde hissediyordun. Dürüst olmak gerekirse, Peter'ın bilmediğin bir tarafıyla birlikteydin ve bu biraz seni korkutuyordu. Peter'ın nefesleri oldukça sertti. Kalp atışını aranızdaki kısa mesafe sayesinde duyabiliyordun. Onu heyecanlandırıyordun bu belliydi. Kafanı hafifçe kaldırdın ve Peter'ın gözlerine baktın. Peter, gözlerine bakmıyordu.

Kollarıyla seni daha da kendine doğru çekti. Yakın olan bedenleriniz birbirine değiyordu. Heyecandan kalbin ağzından çıkmak üzereydi. Bu senin tanıdığın Peter değildi. (Sex deyince erkekler erkek olmaktan çıkar)

Peter'ın nefesi senin nefesini kesiyordu. Her salise onun nefesini, kalp atışlarını daha da çok hissediyordun. Sana yaklaşıyordu. Usta bir ajan olarak ilk defa bu kadar heyecanlanmıştın. Heyecanlanmanın nedeni onunla öpüşmek değildi, 'Ya daha fazlasını isterse?' diye düşünüyordun ama bazenleri düşünmemek en iyisidir değil mi? Gözlerini kapattın ve kendini tamamen ona bıraktın.

Peter, seni sert bir şekilde öperken, çok mutlu olduğunu fark ettin. Seni her hareketiyle cezbediyordu bu çocuk. Ellerinin belinde olması ve ara sıra kalçalarını sıkması çok hoşuna gidiyordu. Özellikle dudağını öpüşme sırasında hafif ama sert bir şekilde ısırması, seni kalbinden vurmuştu. Hâlâ kalbin deliler gibi atıyordu.

Ellerin Peter'ın dalgalı saçlarını karıştırıyordu. Hatta hafif, canını acıtmayacak bir şekilde saçını çekiyordun. Onun hoşuna gittiğini anlamıştın çünkü sen her onun saçını çektiğinde o, seni daha sert bir şekilde öpüyordu.

Peter, dudaklarını dudaklarından çekmişti. Sen bu kadar olduğunu sanmıştın başta, sonra giymiş olduğun gözleğin birkaç düğmesini açtığını fark ettin. Peter, boynundan öpmeye başladı seni. Ellerin onun saçından ayrılmıştı ve sanki daha önceden böyle bir şey yapmışsın gibi Peter'ın sırtına doğru gitti.

Tom Holland İle Hayal ZamanıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin