repair the wound (Peter P.)

1.1K 99 42
                                    

Hepinize selamlar. Umarım gününüz iyi geçmiştir. Yaz temizliği yeni bitti ama teyzem yeni eve geçtiği ve benim de ona yardım etmem gerektiği için bölümleri atamıyorum. Açıkçası bugün hiçbir şey yapmadık o yüzden bu bölümü yazabildim. Annem bütün gün boyunca yoktu. İnanılmaz mutluyum. Annem ve kardeşim köye gitti babam ile ben de evde kaldık. Babam işe gittiği için koca ev bana kaldı. Bende dedim ki neden bölüm yazmıyorum. Fazla uzatmadan başlayalım. Bu arada The Devil All The Time filmi hakkında neler düşünüyorsunuz? (Spoilersiz yorum)
.

.

.

Okulda herkes sana ve Peter'a bakıyordu. Kafanı Peter'a çevirerek

"Sanki hepsi bize bakıyor?" dedin. Peter, karnını eliyle tutarken

"Saçmala herkes sana bakıyor." Dedi.

"Neden ki?"

"Sen Spiderman'e yardım ettin. Banka soygununda. Herkes Spiderman'ın gerçekte kim olduğunu bildiğini düşünüyor." Dedi dolabına yönelerek. Sende onun yanına doğru gittin ve sessiz bir şekilde

"Öyle zaten. Sen nasıl böyle bir sorumluluk altında hiç baskıda kalmıyorsun ki?" dedin.

"İnsan zamanla alışıyor."

"Sanki yıllardır süper kahramansın." Dediğinde Peter'ın elini karnında tuttuğunu fark ediyorsun.

"İyi misin?"

"Evet, sadece biraz ağrımaya başladı."

"Merak etme ilaçları getirdim." dedin. Peter kolundan tuttu ve "Bana neden yardım ettiğini anlamıyorum. Senden sadece yarayı dikmeni istemiştim ama sen bana onun dışında bir sürü yardım da bulundun. Dün beni, sizin evde kalmaya zorladın. Bir sürü ilaç içirdin. Sana nasıl teşekkür ederim bilmiyorum." Dedi Peter. Sol elini Peter'ın yanağına koydun ve diğer yanağına küçük bir öpücük kondurdun. Peter'ın yüzü kıpkırmızı olmuştu.

"Beni çok güzel manzaralı bir binaya çıkarabilirsin mesela. Sinemaya gidebiliriz birlikte- derken Peter lafını kesti.

"Bir dakika, bir dakika! Sen bir şey biliyorsun."

"Peter, ilaçların etkisiyle kendinde değildin-

"LANET OLSUN NE SÖYLEDİM?"

"Mysterio'nun çok yakışıklı olduğunu söyledin. Ki bence de öyle. Bir süper kötüye göre fazla çekici. Neyse bir de, Dünya'nın en tatlı kızıyla, yani benimle, bir filme gitmek istediğini söyledin." Sen bunları anlattıkça Peter elinde tuttuğu kitabın daha da arkasına saklanmıştı. Onun elinden tuttun ve "Bende Dünya'nın en tatlı çocuğuyla sinemaya gitmek isterim. Cuma günü boşum. Uygunsan çok güzel bir film çıkacak. Ona gidelim." Peter'ın yüzünde güller açıyordu.

"Şey tabi ki de uygunum. Seni saat kaçta alayım?"

*******

Peter, ile çıkacağın ilk buluşmaydı. Bu yüzden kendine biraz özen göstermeye çalıştın. Beyaz bir gömlek giydin. Üstünde de yeşil güzel bir kazak. Alında siyah diz kapaklarının üstüne gelen bir etek giydin. Ayakkabı olarak klasik beyaz bir spor ayakkabı. Saçlarını güzelce taradın. Hafif bir makyaj yaptın. Evin kapısını açtığında karşında Peter'ı gördün. Ama aynı değildi. Tatlılar tatlısı çocuğa sanki bir şeyler olmuştu. Yanaklarının kızarmasını sağlayan bir şey olmuştu.

Üstünde gri bir kısa kollu tişört vardı. Oldukça büyük bir tişört pardon kas. Oldukça büyük kol kasları. Tişörtün üstüne siyah inanılmaz şık bir palto. Altına ise siyah bir kot giymişti. Elinde bir kutu tutuyordu. Sen çocuğu baştan aşağı süzerken, düşmemek için kapıya yaslanmış bir şekilde gözlerini ondan almaya çalışıyordun.

"İyi misin?" diye sordu. Derin bir nefes aldın, nefesi verirken yüzünde anlamsız bir gülümseme oldu ve

"Hayır, iyi değilim. Yani öyle değil. İyiyim ama..." derin bir nefes aldın. Peter'ın gözlerine bakmamaya çalışarak "Açıkçası bu kadar şey olacağını tahmin etmemiştim." Dedin.

"Ne?"

"Ateşli." Sen bunu deyince Peter'ın yanakları da aynı senin yanakların gibi kıp kırımız oldu. Elindeki kutuyu uzattı.

"Senin kadar güzelini bulamadım o yüzden bununla idare edeceksin." Dedi. Kutuyu elinden alıp açtın. İçinde çok güzel bir kolye vardı.

"Gerçekten hiç gerek yoktu. Bu çok güzel." Dedin. Kolyeyi boynuna taktın.

......

Sinema salonuna girdiniz. Film başlayalı yaklaşık yarım saat oldu. Peter'ın sol kolu senin omuzunda. Ara sıra sana bakıyor. Sen kafanı ona yasladın. Peter, ellerin yağ olmasın diye sana patlamış mısır yediriyor. Her şey çok güzel ta ki yer sallanmaya başlıyor. İlk başta deprem sanıyorsunuz ve dışarı çıkıyorsunuz. O sırada Peter'ın elini sıkı sıkı tuttuğunu fark ediyorsun. Dışarı çıktığınızda yeni bir süper kötü gördünüz. Peter, sana baktı

"Lütfen diğer yöne koşar mısın?" dedi.

"Yardım edebilirim. Ben insanlar haledeyim sende o kumdan oluşan şeyi. Tamam mı?"

"S/İ lütfen bu o kadar basit bir şey değil." Dedi. Bir anda seni belinden kavradı. Kendine çekti ve rasgele bir binaya ağ fırlattı. Seni bir binanın çatısına çıkarttı.

"Tamam, anladım. Hadi git kahraman ol." Dedin.

"Bu bir trip cümlesi değil mi? Trip atıyorsun."

"Atmıyorum. Bu bir banka soygunu değil. Yardım edemem."

"Onu kast etmedim." Dedi Peter. Ellerini Peter'ın boynuna doladın.

"Biliyorum, sana trip atmıyorum ve seni seviyorum." Dedin. Peter, sen bu cümleyi söylerken ellerini beline doladı. Burunlarınız birbirine değdi ve tekrardan yer sallanmaya başladı.

"Gitmeliyim." Dedi Peter. Maskesini suratına geçirirken.

"Bence de. Dikkatli ol." Dedin. Peter, binadan atlayıp kumdan canavara yumruk atarken

"Hey, sen! Bana Dünya'nın en tatlı kızını öpme fırsatını kaçırttın." Dedi bağırarak.

→Bu bölüm çok hoşuma gitmedi ama sizi hikayesi bırakmaktan daha iyidir...
→Okuduğunuz için teşekkür ederim😘💕

Tom Holland İle Hayal ZamanıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin