winter break (Tom H.)

1.6K 105 47
                                    

Selamlar, nasılsınız? Umarım iyisinizdir ben gayet iyim ama hiçbir canlı derse girmediğim ve eba daki hiçbir ödevi yapmadığım için iyi olmayacağım. Bu nedenle biraz korkuyorum ama en azından diğerleri gibi hocalara 'hocam biz katılıyoruz.' Deyip dersi dinlememezlik yapmıyorum. Canlı derslerin yararlı olduğunu iç düşünmüyorum. Bu yüzden kendim çalışıyorum. Youtube'dan falan ama canlı dersler gerçekten bir boka yaramıyor. Çünkü orası süreli, seni sürekli atıyor vs.

Sizi derslerle sıktım biraz üzgünüm. Bugün tekrardan The Devil All The Time ı izledim. Şunu fark ettim ben bu filmin adını yazmaktan bıkmadım ama beni takip eden birkaç kişi bıktı. Çünkü Instagram da çok yazıyordum. Açıkçası kim ne derse desin ben filme aşık oldum özellikle Arvin'e. Neyse bu film ya da Tom'un diğer oynadığı filmler hakkında bir hikaye yazmamı (Hayal et gibi) yorumlara yazın.

.

.

.

(Diğer hikayelerime baktığımda şunu fark ettim. Tom ile sevgili aşamasında ya da yeni tanışmış bir şekilde yazmışım. Bu bölüm biraz farklı olacak. Sen Tom ile sevgilisin. Onunla Spiderman: Homecoming filminin setinde karşılaştın. Sende bir oyuncusun. Her şey mükemmel. Çok kusursuz bir ilişkiniz var. Birbirinizi çok seviyorsunuz ve biraz birbirinize zaman ayırmak istiyorsunuz. O yüzden Alaska'dan şehrin dışında ormanın içlerinde bir ev tutuyorsunuz.)

"Evi nasıl buldun? Biliyorum isteğin şeyin tam tersi ev baya bir büyük ama diğer evlerin sana layık olduğunu düşünmediğim için burayı seçtim." Dedi Tom, büyük salonu sana gösterirken. Tom'un arkası sana dönüktü, elinden tutup kendine doğru çevirdin. Kollarını boynuna doladın ve kıpkırmızı olan burnunu öptün.

"Aslında tam hayallerimdeki gibi bir ev, çok teşekkür ederim." Dedin.

"Sen her şeyin eni iyisini hak ediyorsun."

"Evet bunu biliyorum. Bu Dünya'daki en tatlı, yakışıklı erkeği hak ettiğim ve aldığım gibi onu da biliyorum." Dedin. Tom, siz eve gelmeden çok önce evi temizletmiş hatta ısıtmıştı. Üstündeki montu ve eldivenini çıkarttığın sırada, o mutfağa geçti.

"S/İ bence buna bir bakmalısın." Dedi. Koşarak yanına gittin. Mutfağa ilk girdiğinde, burnuna güzel yemeklerin kokusu geldi. Tom, fırının karşısında duruyordu. Fırında, kocaman bir tavuk vardı. (aslında yemek olarak İskender demek istiyordum ama sonra sizi acıktırmak istemedim.)

"Hadi canım..." dedin ağzının suyunu akıtarak.

"Evet." Dedi Tom, sana döndü.

"Tom, sana bir şey söylemeliyim. Bunların hepsi çok hoş ama-

"Ama ne?"

"Bana yapma böyle şeyleri senin kadar iyi birini hak ettiğimi düşünmüyorum." Dedin gülerek. Tom, bunu duyunca o da senin gibi gülerek tepki verdi buna.

"Biliyor musun? O tavuk sadece senin. Ben tokum." Dedi Tom, seni belinden kavrayıp kendine çekerken.

"Ne? Yol boyunca hiçbir şey yemedin ki?" dedin. Tom, çenesini omzuna koyup

"Belki sadece tatlı bir şeyler yemek istiyorumdur. Olamaz mı?" dedi senin boynunu öperken. Sen o sırada Tom'un dalgalı saçlarıyla oynuyordun.

"Tom lütfen, kendini bana âşık etmeyi keser misin?" dedin. Tom kafasını omzundan kaldırdı ve dudaklarına küçük bir öpücük bıraktı. Sana sarılan kolları artık sadece seni tutuyordu.

"Noldu?" dedin.

"Eğer seni şimdi yersem akşama bir şey kalmaz. Bu nedenle durdum." Dedi gülerken.

"Ciddi misin? Ben film izleriz diye düşmüştüm."

"Ama izlemeyeceğimizi de düşmüşsündür."

"Kesinlikle. Bu yüzden bunu yapıyorum." Dedin ve mutfaktan bahçeye açılan kapıya doğdu koştun. Kapıyı açtın. Dışarısı buz gibiydi ama iki dakika karla oynamak kimseyi hasta etmezdi. Yerde bulunan karlardan biraz avcuna aldın ve onları sıkıştırıp kartopu yaptın. Tom da senin arkandan bahçeye girdi elleri cebinde. Elinde bulunan kartopunu ona fırlatacakken Tom, kaşlarını yukarı kaldırdı ama sana bakmıyordu. Arkanda duran şeye bakıyordu. Bunun üzerine kafanı çevirdin.

Elindeki kartopu senin heyecanından yere düşmüştü. Arka bahçede kocaman bir ağaç vardı. Yere yakın olan dallarından renkli buzlar sarkıyordu. Bahçenin geri kalanında ise kardan adamlar vardı. çok büyüklerdi. Tom'a döndün ve

"Bunları sen mi hazırlattın?" diye sordun.

"Bu kadar iyi yapabileceklerini düşünseydim heykelini kaptırırdım." Dedi. Senin yanına geldi. Tam kafanı ona doğru çevirecektin ki, Tom seni kucağına aldı ve içeri götürdü.

"Tom, ne yapıyorsun?"

"Söylediğim gibi sen bana akşama kadar lazımsın. Ayrıca annene söz verdim. Hasta olamazsın. Karda oynamak istiyorsan montunu giy ve yemeğini ye." dedi.

"Bir dakika annemle mi konuştun?" dedin. Tom, seni yavaş bir şekilde yatak odasında bulunan kocaman yatağın üstüne yatırdı.

"Sen sadece orasını mı dinledin?" dedi yanına yatarken.

"Aslında sen konuştuğun sırada seni hiç dinleyemiyorum. Aklım muhteşem oluşuna kayıyor." Dedin. Tom, yatıyorken doğruldu. Senin üstüne geçti ve bacaklarına oturdu. Anlam veremiyordun. Eliyle solu gösterdi.

"Görüyor musun?" dedi. Gösterdiği yere dönüp bakınca boynundan öpmeye başladı. ara sıra kulağına fısıldıyordu ve bu da seni huylandırmıştı. Sen Tom'a yalvarıyordun bırakması için çünkü vücudundaki tüylerin hepsi diken diken olmuştu. Tom birkaç dakika sonrasında öpmeyi bırakmıştı. Kafasını kaldırdı sen gülmekten akan gözyaşlarını siliyordun.

"Bir insana gülmek anca bu kadar yakışabilir." Dedi Tom.

İsterseniz bunun ikincisini de yazabilirim.

Ya da başka bir hikaye yazabilirim (The Devil All The Time filmi ile ilgili olabilir) ahhh bu filmi bırakmalıyım. Neyse şimdi bir daha izleyim sonra bırakırım

Okudukçn için çok teşekkür ederim😘💕😘💕😘💕

Tom Holland İle Hayal ZamanıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin