Tom Holland İle Hayal Zamanı

gardenya (Tom H.)

Selamlar. Çok uzun bir zamandır buralardan yoktum. Bundan dolayı sizden özür dilemek isterim. Bugün dünya'nın en tatlı insanın doğum günü (Nicola Tom'un annesini). On milyar kere söylemiş olabilirim. Tom, sanırım tekrardan instagramını sildi. Emin olduğumda bu konu hakkında konuşacağım. Ben burada fazla aktif değilken Nadia birkaç fotoğraf paylaştı fakat önemli değiller. Nadia ve kuzeni var. Arkadaşlar şuna bir açıklık getirelim Nadia'yı insanlar sevdiği için takip etmiyor, belki Tom'u paylaşır diye takip ediyorlar. Bir de herkes Nadia'yı tatlı bulduğunu söylüyor, ama aslında hiç kimse bulmuyor. Tom mutlu olsun da yeter, demeyin. ÇÜNKÜ BU YALAN. NADİA'NIN YERİNDE OLMAK İÇİN CANINI VERECEK İNSANLAR DUYUYORUM. LÜTFEN BÖYLE BEYAZ YALANLARA İHTİYACIMIZ YOK. Neyse çok boş yaptım. Hikâyeye geçeyim. Çok soft olacak diğer yaptıklarıma göre

.

.

.

.

(Tom, ile çok yakın bir arkadaşlığın vardı geçmiş yıllarda. Tom'un ilk sevgilisiydin fakat daha küçük olduğunuz için aslında birbirinizin kalbini kırmamak için ayrılmıştınız. Sen, bir hava trafik uzmanıydın ve bunun için kısa bir süreliğine Almanya'ya gidiyordun. Uçak biletini aldığında Tom ile karşılaştın ve onunda Almanya'ya gideceğini Uncharted filminin çekimleri için gideceğini öğrendin. Senin Almanya'ya gideceğin bir anda kararlaştığı için ev tutamamıştın. Tom, bunu öğrendiğinde seni evine davet etti. Ne kadar reddetsen de orada kalacağını biliyordun. İkiniz yaklaşık bir hafta boyunca beraber kaldınız. O bir haftada gerçekten çok mutlu olmuştun. Uzun zamandır onunla bu kadar yakın olmamıştın. Bu süreçte ondan ne kadar hoşlandığını hatırlamıştın.)

Sabah ilk defa bu kadar erken uyanmıştın. 10.34 benim için gayet erken bir saatti çünkü eve 5.46 da gelmiştim. Sadece 4 saatlik uykuyla duruyordun ama çok enerjik bir şekilde uyanmıştın. Odanın kapısını açtığında burnuna çok güzel kokular gelmeye başladı. Tom, kafasını mutfaktan çıkarttı ve

"Çok mu ses çıkarttım? Özür dilerim. Yemek bittikten sonra seni kaldıracaktım." Dedi. Tom'un yanında duran bardağı aldın ve içine soğuk su koyarken

"Sorun değil güzel yemeklerinin kokusu uyandırdı beni." Dedin. Tom, sana bakıp koca bir gülümseme takındı.

"Ailemizde aşçı olan Sam'dir ama"

"Bitirdi mi okulu?"

"Evet, eve gitmek için sabırsızlanıyorum. Bir sürü yemek sözü var bana." Dedi tavada duran krepi çevirip.

"S/İ buzdolabında yapan mersini ve kremşanti var onları getirir misin Gardenya?" sen buzdolabında doğru giderken Tom'un tavşanım dediğini duydun. Bunun üzerine ona baktın.

"Gardenya?"

"Affedersin istersen demem sana."

"Aslında en sevdiğim takma isimlerden biri. Eski anılarımızı hatırlatıyor bana."

"Bana da, özellikle sevgili olduğumuz zamandaki." Dedi Tom, hazırladığı tabakları masaya yerleştirirken. Sen buzdolabından Tom'un istediklerini alırken

"Aslında tam olarak sevgili sayılmazdık. Daha çocuktuk." Dedin ve buzdolabının kapağını kapattın. Tom, sana doğru yavaşça gelirken

"Sana neden sürekli Gardenya dediğimi hiç söylemiş miydim?" dedi. Burun buruna geldiğinizde kalbin deliler gibi atmaya başladı. Sorduğu soruya kafanı hayır anlamında sallayarak cevap verdin.

"Gardenya, Dünya'nın en güzel kokan çiçeğidir. Onu gören ve koklayan kişiyi kendine mest eder. Bir uyuşturucu gibi bağımlılık yapar. Sende, bende böyle bir etki bırakıyordun." Tom, elleriyle yanaklarını ovalamaya başladı. "Sana karşı nasıl hissettiğimi unutmuşum. Aradan çok zaman geçmişti tabi gayet normal. Ama artık beni bırakıp gitmene izin vermeyeceğim." Dedi ardından. Ellerin inanılmaz bir şekilde titremeye başladı.

Tom, geçen her salisede sana daha yakınlaşıyordu. Tuttuğu yanakların kıpkırmızı olmuştu bile. Ama doğru olan buydu. Her zaman biliyordun aslında siz birbirinizden başka kimseyle olamazdınız. Şeftali rengindeki dudaklarınla Tom'un dudakları buluşunca senin elinin titremesi durdu. Sanki onlarda bütün hayatları boyunca böyle bir şey beklemişti. Hayatları boyunca Tom'u beklemişlerdi ve sonunda istedikleri olmuştu. Tom'dan yavaşça ayrıldın. Alınlarınız birbirinize değiyordu. Tom, sana bakıp gülmeye başladı. Kafanı kaldırdın ve

"Ne oldu?" Dedin.

"Hatırlıyor musun, sana bir keresinde baş aşağı öpüşelim mi demiştim, sende tamam demiştin. Ben bu hikayeyi birkaç kişiye anlattım da."

"Birkaçı tanımlar mısın?"

"Aslında ben kamera karşısında bunu bir kişiye söyledim ama kaç kişinin izlediğini bilmiyorum." Dedi gülerek. Kollarınla Tom'un kaslı karnından tutup ittin.

"Sen ciddi misin?" dedi utanmış bir şekilde.

"İnsanlar güzeller güzeli sevgilimle olan anılarımı dinlemeye bayılıyor." Dedi göz kırparak. Sonra bir anda ciddileşti ve etrafta biri sanki bizi gözetliyormuş gibi etrafa bakmaya başladı. kollarımdan tuttu. Olabildiğince sessiz bir şekilde

"Baş aşağı öpüşmek ister misin?" dedi. Sen kahkahalar içinde gülerken kafanı evet anlamında sallandın.

→Bundan sonra bir Peter Parker hikayesi atmayı düşünüyorum. Okuduğunuz için çok teşekkür ederim😘💕😘💕😘💕😘💕

→Nicola İyi ki doğdun 🌸🌸🌸