Rothy'yi artık görmem mümkün değil gibi görünüyordu. Annesi ile beraber yurtdışına çıkmışlardı. Ben de Rothy'nin odasındaydım ve onun geride kalan eşyalarına bakıyordum. İşte bu yüzden birine alışmak iyi bir şey değildi. Bu yüzden dikkatli olmalıydım.
Odadan çıkarak kapısını kapattım ve mutfağa doğru ilerledim. Hiçbir şey yemek istemiyordum. Dolaptaki meyve suyunu çıkararak odama doğru ilerlerken gelen seslerle durdum. Koridorda bir sorun var gibi hissediyordum.
Kapıya doğru ilerleyerek kapı deliğine baktım. Jungkook ve bir kadın arasında bazı sorunlar var gibi görünüyordu. Kadın ağlayarak yere çömelmişti ve Jungkook'a vuruyordu. Vurduğu yer yarasının üzerine denk gelmesine rağmen hiçbir ses çıkarmıyordu. Canı yanıyor olmalıydı.
Kapıyı açarak bir süre yerde ağlayan kadına ve Jungkook'a baktım. Eğer acıyorsa bir şeyler yapmalıydı. Neden öylece ayakta duruyor ve hiçbir şey olmamış gibi davranıyordu anlayamıyordum.
Onlara doğru ilerledim ve kadının kolundan tutarak Jungkook'a vurmasını engelledim. Kadın ağlamaktan şişmiş gözleriyle bana doğru baktı. Sorun ne bilmiyordum ancak bunu yapmaya hakkı yoktu.
"Bırak elimi."
Söylediği şeyle kaşlarımı çattım. Jungkook da aynı şeyi söyleyerek beni kenara çekmeye çalıştı. Resmen ona zarar vermesine sessiz kalmamı istiyordu.
"Aptal mısın? Neden hiçbir şey yapmadan orada duruyorsun?"
"Karışma Lisa. Bırak vursun."
Sinirle gülerek kadının kolundan çektim ve ayağa kalkmasını sağladım. Zar zor ayakta duran kadın bir süre sendeleyerek bana ve Jungkook'a baktı.
"Kız arkadaşın mı?"
Jungkook'a sorduğu soruyla bir süre sessizlik oluşmuştu. Ben tam hayır diyecekken elimden tutarak beni kenara itti.
"Evet."
Ne zaman teklif etmişti de kabul etmiştim hatırlamıyordum. Bir süre Jungkook'un yüzündeki ifadeyi çözmeye çalıştım.
"Mutlu musun peki?"
Kadının Jungkook'a sorduğu soru sanki mutlu olmamasını ister gibiydi.
"Evet."
"Pardon ama kimsiniz?"
Kadın bakışlarını bana çevirdiğinde gözlerindeki hüznü iliklerime kadar hissetmiştim. Hiçbir şey söylemeden Jungkook'a tutunmayı bıraktı ve arkasını dönerek asansöre doğru ilerledi. O an, bu hüzünlü bakışın Jungkook'ta da olduğunu fark etmiştim.
Uzun süre bakmış olmalıyım ki bana döndü ve gözlerime bakmaya başladı. Daha sonra elimi bırakarak evine doğru ilerledi. Onu yalnız bırakmamam gerekiyor gibi hissediyordum.
"Jungkook..."
Ona seslenmemle durdu ve bana döndü.
"Sen iyi misin? O kadın kimdi?"
"Oğlunu kaybetmiş bir anne."
Ağır hareketlerle tam kapıyı kapatacakken kolumu uzatarak kapatmasını engelledim.
"Sen gerçekten iyi misin?"
"Evet."
"İyi değilsen iyi olmadığını söyle! Neden iyi gibi davranmaya çalışıyorsun?"
"İyi değilim desem ne değişecek ki?"
"Yine de dene. Bazen sorunlar kendiliğinden çözülemeyebiliyor."
Kanayan yarasını fark ettiğimde ne kadar acımış olduğunu düşündüm. Az önceki kadın defalarca yarasına vurmuştu. Yine de yüz ifadesini bozmamış ve beklemeyi sürdürmüştü.
"Acıyor mu?"
"Hayır."
"Yalancı..."
Kaşlarımı çatarak bir süre yarasına baktım. Ona neler olduğunu bilmiyordum ama kendini böyle benden gizliyor olması ona kızmama sebep oluyordu.
Tam arkamı dönerek eve gidecekken durdum ve tekrar Jungkook'a baktım.
"Ayrıca ben senin kız arkadaşın değilim. Yalancı."
Sinirli bir şekilde kapının önüne kadar geldiğimde kapı şifresini girmeye başladım. Hem ukala hem de çok bilmişti. Canı ne isterse yapabileceğini sanıyordu.
"O zaman.. kız arkadaşım olur musun?"
Duyduğum soruyla durdum ve bir süre hareketsiz kaldım. Kendime gelmem lazımdı. Daha fazla burada olmam riskli bir durumdu. Kapı şifresinin son hanesini de girdiğimde açılan kapıyı hızla iterek içeri girdim ve kapıyı kapattım. Bu çocuk gerçekten çok dengesiz biriydi. Tuttuğum nefesimi dışarı vererek gözlerimi kapattım.
"Şaka yapmıştır Lisa... Küçük bir şaka."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FULL MOON ❥ LisKook ⊰
FanfictionHayatını bencillik ve büyüler üzerine kuran bir kadın, Büyüler ve yalanlar yüzünden hayatı yarım kalmış Lalisa Manoban, Ve hayatını adalet için çalışarak sürdürmüş dedektif Jungkook'un hikayesi. ⇀ 01.04.2020 24.05.2020 ↼ + Hikayede bazı kdrama dizil...