❥ Rothy ⊰

1.4K 153 19
                                    

~İki ay sonra~

Evimi kaybedeli tam iki ay olmuştu. Hiçbir kazancım da yoktu. Bu yüzden iş bulup çalışmak zorunda kalmıştım. Jungkook'u da yaklaşık iki aydır görmüyordum. Sanki o kaba hallerini ve donuk bakışlarını özlüyordum.

"Afedersiniz..."

Bana seslenen müşteriyle hızla kendime geldim ve ellerindeki yiyecekleri kasadan geçirdim. Bu geçen süre boyunca kasiyerlik yapmıştım ve ev kiralamak için para biriktirmiştim.

Her ne kadar para kazanıyor olsam da kasiyerlik kesinlikle bana göre değildi. İlk zamanlarda sürekli azar yediğim için, bir an işimden olacağımı bile düşünmüştüm ancak öyle bir şey olmadığı için şanslıydım.

Sıkıntılı bir şekilde nefesimi dışarı vererek müşterilerle ilgilenmeye devam ettim. Günlerdir hem gündüz hem de gece vardiyasına kaldığım için kendimi hiç olmadığım kadar yorgun hissediyordum. Birkaç gün sonra biriktirdiğim parayla ev kiralayabilecektim. En azından bunu düşünerek kendimi biraz olsun rahatlatabilirdim.

Kasada durmaya devam ederken önüme konan çikolata ve bozuk paralar ile düşüncelerimden uzaklaştım. Kısa boylu bir çocuktu ve yüzünü gizliyordu. Birkaç adım geriye doğru çekildiğinde, o gün sahilde yere düşen çocuk olduğunu fark etmiştim.

"Rothy!? Sen Rothy'sin değil mi? Burada ne yapıyorsun?"

Ellerini ceplerine koydu ve gözlerime baktı. Benimle karşılaşmayı beklemiyor gibiydi. O gün parlayan uzun saçları bugün rastgele bağlanmıştı. Eski kıyafetlerine ve zayıf görünen bedenine bakılırsa bir şeyler olmuş olmalıydı. Önüme koyduğu çikolatayı açarak yanına geçtim ve ona uzattım.

"Rothy, iyi misin? Annen nerede?"

"Sen gerçekten kötü bir ablasın."

Söylediği cümlenin beni biraz kırdığını hissetmiştim. Bu yüzden sinirle henüz verdiğim çikolatayı elinden aldım. O an kaşlarını çatarak başını kaldırdı. Bana karşı kızgın hissediyor gibi görünüyordu.

"Neden buradasın? Bana ne kadar kötü olduğumu hatırlatmak için mi geldin?"

Sorduğum soruyla yavaş yavaş gözleri dolmaya başlamıştı. Babasına olanlar yüzünden beni suçluyor olabilirdi ancak benim ona veya ailesine yaptığım hiçbir şey yoktu. Kendi hatalarının kurbanı olmuşlardı. Yine de olanlar için bu küçük kızı suçlamak doğru olmazdı.

"Yemek yedin mi?"

Sorduğum sorudan hemen sonra elimdeki çikolatayı aldı. Dışarı doğru koştuğunda cebinden şekerler düşmüştü. Sanırım küçüğümüz hırsızlık yapmak istemişti.

"Dur! Nereye gidiyorsun!?"

Arkasından koşarak sırtındaki çantadan tuttum ve durmasını sağladım. Daha sonra sinsice gülerek yüzüne baktım.

"Şimdi bu kötü abla polisi arasın mı?"

Gerçekten üzgün görünüyordu. Gözlerime bakmamaya çalışarak cebine koyduğu şekerleri ve bisküvileri çıkardı ve yere bıraktı.

"Özür dilerim."

Fısıldar bir şekilde bir şeyler söyledi ve önümde eğildi. Daha sonra arkasını döndüğünde kolundan tutarak durdurdum.

"Bekle..."

Başını kaldırarak bana doğru üzgün bir ifadeyle baktı. Sanırım bu küçük kızı bu şekilde bırakmamalıydım.

Önüme bıraktığı yiyecekleri elime aldım. O an mahcup bir şekilde yüzüme bakmaya devam ediyordu. Neden burada olduğunu, veya neden bu halde olduğunu merak ediyordum.

FULL MOON  ❥ LisKook ⊰Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin