❥ Elveda Zengin Hayat ⊰

1.3K 154 6
                                    

Gözlerimi berbat bir güne açmıştım. Verdiğim kararlar doğrultusunda her şeyden vazgeçecek ve her şeye yeniden başlayacaktım. Parkta ölen adam son zamanlar rüyama daha çok giriyor ve beni huzursuz hissettirmeye devam ediyordu. Onu kullanan kötü insanlardan biriymişim gibi hissediyordum. Önceden hep doğru yaptığımı düşünürdüm ancak bu sefer her şey farklıydı.

Yataktan kalkarak odamdan çıktım ve evimin son haline baktım. Her şeyi paketlemiş ve salona bırakmıştım. Bunu gerçekten yapmak zorunda mıydım ki? Bir defterde yazılan kurallar için her şeyden vazgeçmem mantıklı mıydı? Belki de bunu o defterde yazılanlar için değil de, kendim için yapmak istiyordum. Artık o zavallı adamı kullanan insanlardan biri olmak istemiyordum.

Oğlu onu acı bir şekilde öldürmüştü. Ben de bu görüntüleri alarak evimde saklamıştım. Bunu yaparak ondan ne farkım kalmıştı ki?

Zamanla eski yaşantımdaki insanlara dönüyordum sanki. Onlar gibi bencil davranıyor ve etrafımdakilere verdiğim zararı düşünmüyordum. Beni asıl kötü hissettiren şey buydu işte. Zamanla onlara benziyor olmam, kendimden nefret etmeme sebep oluyordu.

Zilin çalmasıyla yutkundum ve yavaş adımlarla kapıya ilerledim. Birkaç adam eşyalarımı almak için gelmişlerdi. Sessiz bir şekilde kenara çekilerek içeri girmelerine izin verdim. Birer birer eşyalarımı alarak evden çıkarmalarını izlerken ruhsuz bir şekilde onları izliyordum. Benim için, geleceğim için en iyisi buydu. Daha fazla iğrenç bir insana dönüşümemi izleyemezdim.

Giyinme odama girerek, paketlenmiş ayakkabılarıma ve elbiselerime baktım. Nasıl olsa ölümsüzdüm, kendim kazanarak onları tekrar satın alabilirdim. Sayıları fazla olduğu için hepsini taşımakta zorlanabilirdim. Bu yüzden şoförü çağırmıştım.

"Lisa hanım.. beni çağırmışsınız. Taşınıyor musunuz?"

Şoför şaşkın bakışlarla bana ve evimin haline bakıyordu.

"Bunları benim için arabaya yerleştirir misiniz?"

Daha fazla soru sormadan söylediklerimi yaptı. Elbise ve ayakkabı paketlerini birer birer alarak evden çıkardı. Bu gün bütün eşyalarımı sattığım gündü. Normalde ağlamam gerekirdi ancak tepkisiz bir şekilde olanları izliyordum.

Bütün bu karmaşanın ardından arabanın içindeydim ve şoförün gelmesini bekliyordum. Çok fazla eşyam olduğu için taşımakta zorlanmış görünüyordu. Arabaya bindiğinde kendimi mahcup hissederek başımı eğdim. Onu çok fazla yormuştum.

Giyim mağazasına geldiğimizde enerjik bir şekilde arabadan indim ve şoföre paketleri içeri getirmesini söyledim.

Mağazaya girer girmez içerideki görevli beni güler yüzle karşılamıştı.

"Hoşgeldiniz Lisa Hanım."

Yeni eşyalar alacağımı düşünmüş olmalıydı ancak elindeki paketlerle mağazaya giren şoförümü gördüğünde şaşırmış bir şekilde yüzüme baktı.

"Lisa hanım? Bir sorun mu var?"

"Bir sorun yok, bu eşyaları satmaya geldim sadece."

Tam karşı çıkacakken paketten çıkardığım çantalarla susmuştu. Hepsi sınırlı üretimdi ve sadece birkaç ay kullanılmıştı. Birer birer ayakkabıları, elbiseleri ve aksesuarları da çıkardığımda kenara çekildim ve bir süre görevlinin eşyalarımı incelemesini izledim.

Kısa bir incelemeden sonra hepsini de kabul etmişti ve bana yüklü bir miktar para uzatmıştı. Teşekkür ederek parayı elime aldığımda bir süre düşündüm. Artık bu elbiselere ve bu ayakkabılara bakınca aklıma parkta ölen adam geliyordu. Bu parayı kabul edebileceğimi sanmıyordum.

Mağazadan çıktığımızda şoföre döndüm ve elimdeki paranın hepsini ona uzattım.

"Şimdiye kadar yaptıkların için teşekkürler."

Adam şaşırmış bir şekilde bana ve elimdeki paraya bakıyordu.

"Lisa hanım..."

"Biliyorum. Beraber çok uzun bir zaman geçirmedik. Ancak bugün işindeki son günün. Yanlış anlama, seni kovmuyorum. Sadece bu parayı kabul et ve beni son kez evime bırak."

Parayı adamın eline bıraktım ve tekrar arabaya bindim. Eve döndüğümde geriye son bir şey kalıyordu. O da kamera görüntüleri...

Hep korona yüzünden sizi yeni bölümlere boğuyorum xd
Evde yapacak bir şey olmayınca deliriyor insan... Ve evet, ben de delirdim. ^^

FULL MOON  ❥ LisKook ⊰Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin