0.7

539 42 2
                                        


Bu gün yalnızdım. Çünkü dersten atılmıştım. Hayır yani ne olmuş sanki hocam ben bu soruyu çözmek istemiyorum dediğimde bana çözeceksin diyen hocaya 'zorla mı lan, çözüyorum' diye bağırdıysam? Suç mu yani? Bende dolaşırken bir adet Rüzgar görmüştüm. Bende yanına gittim.

"Naber lan tirrek!"

"İyidir yenge senden?"

"Yengene sıçayım senin."

"Aaaaa. Sen ne küfürbazsın ya."

"O değilde ressam çocuk napıyor?"

"Ressam çocuk kim ya?"

"Bizim komşunun oğlu.... Kim olacak lan abin!"

"Haaaa o ressam değilki."

"Banane güzel resim çiziyorsa ressamdır."

"Peki."

"Peki götüne girsin."

"Ama sen hep bana sövüyorsun yenge ben gidiyorum."

Giderken arkasından bağırdım.

"Aman git be. Velet!"

Sinirle kantine gidip bir kahve aldım. Maalesef sınıfa çıkamadığım için el mecbur kantine oturdum. Kahve bardağımın kenarlarında parmağımla daire çizerken gözlerimi kapatıp kahvenin kokusunu soluyordum. Sandalyemin çekilmesiyle önüme bakınca gözlerimi devirdim.

"Naber lan sarı mal!"

"Doğru konuş lan."

"Bişey dicem seni acayip derecede birine benzetiyorum. Bir ünlü."

"Ah biliyorum. Kıvanç Tatlıtuğ değil mi?"

"Yoooo. Survivor'daki Yunus Emre dicektim. İkinizde sarı papatyasınız, ikinizde iticisiniz, ikinizinde adadan ayrılmasını istiyorum. Bak ne çok ortak noktanız var."

"Salak. Bi kere ben olsam olsam Cemal Can olurum."

"Sen mi Cemal aşkım olucan. Bir kere o komik komik. Ayrıca çekici. Sen kimsin Cemal Can oluyorsun."

"Gayet güzel Cemal Can olurum bir kere. Aslında Barış da olabilirim ."

"Hahhaahahah. Buna çok gülerim işte. Barış bir kere mütevazı, kimseye bir şey demiyor,herkesi alttan alıyor. Sen anca Nisa'yı tavlamaya çalışan Kel kral Sercan olursun."

"Mal ben kelmiyim?"

"Takıldığın nokta bu mu cidden?"

"Evet bu. Ayrıca hayırdır ilk defa kantindesin?"

Diyerek soğumuş kahvemi ağzına dikip bitirdi. Ya ben onun soğumasını bekliyordum ya. Yine gözlerim doldu lanet.

"Sen ağlıyor musun? Yoksa yine bana olan alerjin mi azdı?" deyip sırıttı. "

Daha fazla dayanamayıp masadan kalkarken yine mükemmel göz kırpmama taktiğimi yapıyordum. Ayağımın muz kabuğuna basmışçasına kaymasıyla arkaya doğru yere düşecekken güçlü kollar beni tuttu demek isterdim ama kafamı az önce oturduğum masaya çarpıp yeri öpmüştüm. Kafamın acısıyla öylece yerde kalmıştım. Sanırım tam omurilik soğanımı hedef almıştı sevgili masa. Bora ilk önce bir kaç kere adımı seslendi.

"hııı." gibi sesler çıkarınca çok şükür böyle olmayacağını anlayıp beni kucağına almıştı. Başımıza toplanmış inşaat izleyen amcalar gibi bizi izleyen kalabalığı yarıp sanırsam revire yürümeye başladı. Ayy resmen beynim zonkluyordu. Ay galiba ölüyorum.

....

Düzenlendi ✔️

Ressam Çocuk/ TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin