Ressam Çocuk/ Texting

1.6

"Aydan"

"Efendim kanka."

"Bi' gelsene."

"Neden?"

"Sen bi' gel."

Merakla Barkın'ı takip etmeye başladım.
Dışarda bir banka oturunca merakla ona yöneldim.

"N'oldu kanka?"

"Ya ben sana o gün bir şey sordum ya..."

Ağladığım günden bahsediyordu. Aklıma gelmesiyle gözlerim dolmasın diye dilimi ısırdım. Bu arada ben diğer insanlar gibi dudağımı ısırmam. O zaman endişelendiğim belli olur. Ben dilimi ısırırım. Yine akıllıyım tabikisi.

" Evet, hatırladım. "

"Hah, işte o gün sana söylediğim kişi..."

"Kimdi?"

"Şey, Sera'ydı.Ama anlatamadım aşkımı."

"Anlıyorum,peki neden şimdi söyledin ve bana söyledin?"

"Çünkü dayanamıyorum artık. İçimde tutmaktan bıktım. Bunu ona söyleyecek cesaretim yok. Ama en azından en best kankama söylemek istedim." deyip omzuma yumruk attı. Gülüp ona sarıldım. Gözyaşlarım görünmesin diye.

" Üzülme tamam mı? Hem ben aranızı yapıcam sizin sen merak etme. "

" Gerçekten mi? "

" Tabii gerçekten. Yalan mı söylicem lan sana. "

"Saol kanka, iyi ki sana söylemişim. İyi ki varsın."

"Sende iyi ki varsın kankammm.Hadi ben şimdi gidiyorum. Üzme sende kendini sakın, tamam mı? "

Diyerek ayrıldım.

"Tamam."

Ağladığımı gizlemeye çalışarak gülümseyip arkamı dönüp yürümeye başladım. Tabiki okula girip tuvalete gidecektim.

Yürürken yine biriyle çarpıştım. Bu Rüzgar'dı.

"Lan! Dejavu yaşıyorum."

"Üff! Çekil şuradan Rüzgar. Hiç havamda değilim."

"Hayırdır yenge? Yine heyheylerin üzerinde."

"O heyheyleri alır ayaylara çevirip senin münasip bir yerine sokarım Rüzgar!Çekil git."

Diyerek ittirdim ve yürümeye başladım. Rüzgar peşimden geliyor mu diye arkama bakarken yine biriyle çarpıştım. Boranın telefonu yeri öpmüştü.

Bora'ya şuan hiç sataşamam. Hemen gitsem şu tuvalete yaaa.

" Oooo Aydan Hanım. Nereye böyle göz doktoruna mı? Bakıyorum yine önümüze bakmıyoruz."

"Git başımdan Bora. Seninle uğraşacak günümde değilim."

"Amaaan görende sanır sanki biz sana çarptık. Sen çarptın ya, hafıza kaybı mı geçirdin?"

"Tamam Bora. Özür dilerim." diyerek eğildim ve telefonunu aldım.

"Al. Hadi kal sağlıcakla."

Bora arkamdan saşkınca bakarken yürümeye başladım.

"Aaaaaaydaaaan."

"Ne  amına koyayım ne!?"

"Ne bağırıyorsun be?"

"Özür dilerim Çilem. Moodum düşük biraz. N'oldu?"

"Hiç. Tek görünce merak ettim."

"Kantine gittim de şimdide tuvalete gideceğim izin verirsen."

"Ay dur kız bende geleyim. Saçıma başıma bakarım."

Gelme desem tutturacağı için peki gel hadi dedim ve tuvaletin yolunu tuttuk.

Tuvalette Çilem saçlarını düzeltiyor, bense yüzümü yıkıyordum.

Peçeteyle yüzümü silerken Çilem'in sorusuyla duraksadım.

"Bugün n'oldu sana? Pek mutsuzsun?"

"Midem bulanıyor biraz, ondandır. Deniz nerede?"

"Spor salonunda karşı sınıfla voleybol maçı yapıyorlar. Bayağı çekişmeli geçiyor. Ama bir bakayımmm...."

Saatine baktı.

"Yakında öğle arası biter zaten. Hiç gitmeye gerek yok. Bence sınıfa geçelim. Miden bulanıyormuş zaten. Ne dersin?"

"Olur, farketmez." diyerek peçeteyi çöpe attım ve sınıfa doğru yürümeye başladık. Ağzımızın tadıyla aşk acısıda yaşayamıyoruz ya.

....

Düzenlendi ✔️

...