Ressam Çocuk/ Texting

0.9

Bu gün planım gerçekleşecekti. Tam anlamıyla Bora'nın ağzına sıçacaktım. Bizimkilerle öğle arası boşalmış sınıfta oturuyorduk. Heyecanla öğretmen masasına oturdum.

"Başlıyorum kardeşlerim."

"Başla."

Telefonumu açtım ve kişilere girip "Gider borusu." adlı kişiye tıkladım.

"Alo."

Sesimi ağlamaklı yapmaya çalışarak konuştum.

"B-bora ben çok k-kötüyüm."

Telaşlı gelen sesiyle gülümsedim.

"Noldu Aydan? İyi misin sen?"

"Ş-şey gelince anlatsam sana. B-böyle telefondan an-latamam."

"Tamam. Nereye geleyim?"

"K-konum atarım."

"Tamam. Hemen geliyorum."

"T-tamam. Teşekkür ederim."

"Rica ederim."

Kapatınca kıskıs güldüm. İşlem tamam deyip önceden belirlediğimiz adresi Bora'ya attım. Bu arada rolüme o ladar girmiştim ki gözlerim dolmuştu. Komik ıdjdjd. Biraz da acımadım değil. Resmen duygularıyla oynadım çocuğun. Kafamdan bu düşünceyi atıp ayağa kalktım. Attığım konuma ondan önce gitmek için yola koyulduk.

Planım şuyduki sahilde ona aşık olduğumu söyleyecektim. Normalde insanların duygularıyla oynamam ama Bora'nın beni sevmediği açıktı. Ki zaten o bir şey diyemeden bizimkiler gelip başından aşağı ketçap mayonez sıkıcaklardı. Bench sos filan da vardı ama ben özellikle hardal istememiştim. Hardaldan nefret ederdim. Kokusunu bile sevmezdim. Neyse tadımız kaçmasın Ali Rıza Bey.

Sahile gelince koşa koşa banka geçtim ve rolüme girip ağlamaya başladım. Sonuçta ne zaman geleceği belli olmaz. Biri yanıma oturduğunda kafamı kaldırdım. Bora endişeyle bana bakıyordu.

"Noldu Aydan iyi misin?"

Endişe dolu gözlerine bakınca bir an vazgeçesim geldi ama bu düşünceyi hemen attım.

"Bora ben-"

"Fıstık ne güzelsin sen öyle. Şu pezevenkten ayrılırsan bana gelebilirsin."

Bana laf atan bir gruba baktım. 3 kişilerdi. Kaşlarımı çatarak bakmaya devam ettim. O sırada Bora yerinden kalktı üstlerine yürümeye başladı. Şimdi sıçtık diye mırıldandım. Bizimkilerin saklandıkları yerden çıktıklarını görünce gözlerimi büyüttüm ve saklanmaları için işaret verdim. O sırada ilk yumruk gruptan gelmişti ve kavga başlamıştı. Daha doğrusu dayak. Çünkü 3 kişi çok pis Borayı dövüyordu. Ben durdurmaya çalışunca üçü birden bana döndü. Yutkundum. Geri geri giderken Boraya baktım, yerden kalkmıyordu. Bizimkilere kafamı çevirdim. Gözükmüyorlardı. Etrafı sardıklarında bağıracaktım ki arkamdaki ağzımı kapattı. Çırpınırken beni sımsıkı sarmaladı ve resmen hareket etmemi engelledi. Biri gelip cebinden bir torba çıkardı ve kafama geçirdi. Ben çırpınırken beni kollarımdan tutup bir yere doğru zorla yürüttüler. Araba kapısı gibi bir ses duyunca güçlüce bağırmaya çalıştım ama adamın eli torbanın üstünde hala ağzıma bastırıyordu. Beni ittiğinde yumuşak bir şeye düştüm ve bağırmaya başladım. Biri sus diye bağırıp torbayı çıkardı, ağzımı bantladı ve geri kapattı. Beni arabanın arka koltuğunda yüz üstü yatırdığında çırpınmaya devam ediyor ve bağırmaya çalışıyordum. Bacaklaramı çekip yanıma oturdu birisi. Ellerimi kendine çektiğinde bir yandan sandığım şeyi yapmadığı için sevindim. Elimi bantlayınca üstümden kalktı ve beni tekrar düz çevirdi. Bu seferde elini ayak bileğimde hissettiğimde tekmeler atmaya başladım.

"Rahat dur!" diye bağrışını umursamadan tekme atmaya devam ettim.

"Şunu tutun!" diye bağırınca bacaklarımda birkaç el hissettim. O sırada da ayaklarıma değen ipi.  Daha sonra bir kaç kapı açılıp kapanma sesi. Ve motorun çalışması...

....

Düzenlendi ✔️