"Çok güzel oldun be." diyerek Yasemin'e baktım. Gelin odasında ben, Ecem ve Ceylan - tabi birde kuaför ve makyöz- Yasemin'in hazırlanmasına yardım ediyorduk. Gerçekten çok güzel olmuştu. Lise yıllarımızı aklıma getirince gözlerim doldu. Enseme vurarak "Ağlama salak bende ağlayacağım." dedi.
Hiç büyümemişti. Hem de hiç. Ecem zaten olgun biriydi. Bense olgunlaşmıştım. Ceylan'da tam Emre'ye göre biriydi. Ne olgun, ne çocuk gibi. Tam kararındaydı anlayacağınız.
Kapının alacaklı gibi çalınmasından gelenin Ege olduğunu anlamak zor değildi. Gülümseyerek ve hala hazır olmadığı için kapıyı açmamamı söyleyen Yasemin'e aldırmadan kapıyı açtım. Ege içeri girdi ve bizi kovdu. Biz çıkarken aynı anda da Ceylan'a hangi masaya oturacağımıza dair sorular soruyordum. Ege bizim oturacağımız masanın üstüne VIP yazısı koyduracağını söylemişti. Masalara bakarak yürürken Ecem kolumu deşercesine dürttü. Ne var der gibi ona bakınca bakışlarını takip ederek nereye baktığına baktım.
Bora. O buradaydı. Ne düşünüyordum ki? Tabiki hangi cehennemde olursa olsun arkadaşının düğününe gelecekti. Yumruğumu sıktım ve göz göze gelmemizi umursamadan hiçbirşey olmamış gibi masaları araştırmaya devam ettim. Onun için ağlamayalı uzun zaman olmuştu. Ağlamayacaktım da. Ama kalbimin hızını engelleyemiyordum işte.
Allah'a çok şükür ki sonunda masayı bulmuştum. Hepimiz oturduğumuzda Ceylan ve Ecem'le sohbet etmeye başladım.
Sonraysa bir şey gördüm. Bora bizim masamıza geliyordu."Amına koyayım ben senin Ege." diyerek Ege'ye bir güzel sövdüm. Evleniyordu ama hala pislik yapıyordu şerefsiz.
Bora tam karşımdaki sandalyeye oturunca baş selamı verdim. Oda aynı şekilde bana verdi. Emre ve Rüzgar'da gelmiş, Emre Bora'yla, Rüzgar Ecem'le sarıldıktan sonra sevgililerinin yanına oturmuşlardı. Ceylan ve Bora tanışmıştı. Ve tabiki sohbet başlamıştı. Eski halim olsaydı susardı ama ben susmadım. Sohbete katıldım.
"Eeee ben yokken neler yaptınız?" *Bora
"Vallahi biliyorsun ben hukuğu bitirdim." *Emre
"Bende okuyorum hala. Hukuktayım." *Ceylan
"Belki biliyorsundur. Üniversiteye gitmedim ben. Buranın etrafında 2 tane kafem var." *Ecem
"Hayır, bilmiyordum. Nasıl açtın?" *Bora
"Aydan çok yardım etti. Bir nevi onun kafesi diyebiliriz. *Ecem
" Olur mu canım öyle şey? Senin kafen orası. Sadece küçük yardımlar yaptım. "
" Tam üç kere kendisi olduğunu belli etmeden, gizli bir bağışçıymış gibi 10.000 tl yatırdı. Üstelik bu kadar maaş bile almıyordu. Sahi nereden buldun o parayı?" *Ecem
"Konumuz bu mu şimdi? Boşver. Buldum bir yerden."
"Hayır ya. Söyler misin?" *Ecem
"Kredi çektim."
"Ne?" tüm masa aynı kelimeyle yankılanırken bense rahatsızca yerimde kıpırdandım.
"Bana vermek için kredi mi çektin?" *Ecem
"Çok bir şey değil zaten. 3 yıl önceki şey. Ödedim bitti gitti işte."
"Bunu sonra detaylıca konuşacağız." *Ecem
Tüm bakışlar bana döndü. Sanırım beni bırakıp gittiği dört sene boyunca ne yaptığımı söylememi istiyorlardı. Oldu canım, bir de rapor verelim beyefendiye! Herkes hala bana bakarken "Ne?" dedim.
"Sen neler yaptın Aydan?" *Bora
Sinirlenmiştim. Ve sinirlenince ağzımdan çıkanı kulağım duymuyordu galiba.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ressam Çocuk/ Texting
Chick-Lit|Tamamlandı| Aydan: Sen ressam mısın? Bilinmeyen numara: Hayır. Aydan: Bence olmalısın. Bilinmeyen numara : Sayısalcıyım. Kesin ressam olurum bak fkkdjsj Aydan : slk 😒 .... Ressam Çocuk adıyla yayımlanan ilk kurgudur. .... #Olay #9...