3.4

337 25 5
                                    

Eveeeet. Anonimi sonunda öğrendik. 30 bölümü geçmemize rağmen bana hala erken geliyordu ama yinede yaptım. Çünkü artık aranızdan bazılarını baymış olabilir diye düşündüm. Neyse, Aydan ve Bora'nın aşkını daha ayrıntılı yazmaya sabırsızlanıyorum. İyi okumalar dilerim.

.....

Hopeman:Aydaaaaan

Güzel:Efendim

Hopeman: Tenefüste kantine gelsene. Kahve içeriz.

Güzel: Tamam gelirim

Hopeman: Her zamankinden yaptırıyorum.

Güzel:Starbucks'a mı gideceksin?

Hopeman: Evet

Güzel : Derste değil misin sen?

Hopeman : Yooooo

Güzel : Neden peki gerizekalı?

Hopeman :Sana kahve almaya gideceğim

Güzel: Yaa Bora. Kahve olduğu için gitme diyemeyeceğim ama bir dahakine sakın öyle bir şey yapma.

Güzel: Valla konuşmam senle.

Hopeman :Tamamm

Hopeman: Her zamankinden mi onu söyle.

Güzel: Evett. Latteee

Hopeman: Tenefüste bekliyorum seni güzelim

Güzel: Tamamdır güzelim

Hopeman: Kgjdkksks

Güzel: dodkıfıd

.....

Kahvemden bir yudum aldım. Kokusunu içime çekerken kahveyi elimden aldı.

"Yaaa Bora."

"Şu an bunu içsem ne yapabilirsin ki"

Gözlerim dolunca içten içe gülümsedim. Dayanamazdı şimdi bana. Dudaklarımıda büzdüm. Hah! Şimdi oldu.

"Ne? Ağlayacak mısın? Dejavu yaşıyorum."

Aklıma anılar gelince bir kahkaha attım.

"Ne günlerdi be!"

"Öyleydi hardal saç Aydan."

"Ya deme şöyle."

"Peki peki... Aydan?"

"Efendim." diye cevap verdim kahvemi elinden alırken.

"Biz ne zaman sevgili olucağız?"

Keyifli bir şekilde ağzıma aldığım kahve boğazıma kaçmıştı. Öksürmeye başlayınca Bora telaşla kalkıp sırtıma vurdu. Ben düzelince tekrar yerine oturup cevabımı beklemeye başladı. Boğazımı temizleyip konuştum.

"Şöyleki ben sevgilim yokken eğer olursa 'Ben teklif almadım.' demem diye düşünüyordum. Ama gördüm ki teklif çok büyük bir etkenmiş."

"Ha anladım. Teklif yoksa yol al diyorsun."

"Biraz daha kibar hali diyelim."

"Peki. O iş bende güzellik." deyip bir hışımda kalktı. Yanağımdan öpüp koşmaya başladığında arkasından bakakaldım. Başımı iki yana sallayıp  gülümsedim ve kahvemden bu sefer gerçekten keyifli bir yudum aldım,demek isterdim ama ne mümkün. Bora'nın kalktığı sandalyeyi çekip oturan Deniz'e dik balışlarımı attım.

"Duvara ve odama verdiğin zararı karşılayacaksın." gülümsedim ve hiç cevap vermeden baş parmağımı işaret ve orta parmağımın arasına sıkıştırıp elimi ona doğru uzattım.

"Terbiyesiz." diye söylendi.

"Dedi, yıllardır kanka ayağına göt ayağı yapan kız."

"Sanki sen yapmıyordun? Barkın'a aşık olduğunu biliyorum."

"Birincisi, ikimizinki aynı şey mi? Sen onunla öpüştün ve kim bilir neler neler yaptın. Ben elini bile tutmadım şerefsiz. İkincisi, kalbim artık başkası için atıyor. Senin şerefsiz sevgilin için değil."

"Kimmiş o şanssız?"

"Şanssız olan benim. Seninle tanışmak hayatımın en büyük şanssızlığıydı."

"Peki. Bu da büyük bir şanssızlık olacak."

"Ney?" dediğim an ayağa kalkıp saçıma yapışması bir oldu. Bende onun saçına elimi attım. Tek elimlede koluna boydan boya bir çizik attım. O çığırırken aynısını neden yüzüne yapmıyım diye düşünüp elimi yüzüne attım. Sadece 3-4 cm çizmişken tiz bir çığlık daha attı ve saçımı aşağı doğru çekince bende bir çığlık attım ve başım geriye doğru gitti. Müdür gelip bizi insani(!) yollarla ayırdı ve odasına götürdü.

Hadi bakalım! Bindik bir alemete, gidiyoz kıyamete.

.....

Düzenlendi ✔️

Ressam Çocuk/ TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin