Tekrardan selamlar 🌺
Nasılsınız ? Umarım iyisinizdir . 😊
Bu bölümü rumeysaktn_02 'ya ithaf ediyorum❤❤
Başladığınız tarihi şuraya➡
Çağırmak istediğiniz arkadaşlarınız varsa onlarda şuraya➡
Huzur
Günlerden salı,
En arka sırada oturuyor. Bende en ön orta sırada oturmuş akıllı tahtadan yansımasını izliyordum. Yanımda oturan Eda test çözüyordu. Beni de çözmem için zorlamış olsa da gözlerimi akıllı tahtadan çekemiyordum.Apollon'um oradaydı. Gözlerimi nasıl çekebilirdim ki? Ama onun bundan haberi yoktu. Benim Daphne olduğumdan haberi yoktu. Eğer öğrenirse bundan vazgeçer çünkü. Daphne demez bana birdaha. Ben artık Asra olmayı bırakmış onun Daphne'si olmaya karar vermiştim.
Dersimiz Astronomi Ve Uzay Bilimleri. Onun en sevdiği ders. Fiziğe olan ilgisi bu yüzdendi. Uzaya hep merakı vardı. Bilimi ve bilime yönelmiş kişileri hep araştırıdı. Bu tavrı bana çok değişik gelirdi çünkü onun yerinde başka biri olsa baba parasıyla çevresine hava atardı. En azından çevremde gördüğüm her erkek böyleydi. Bu yüzden çoğu erkeği sevmezdim. İlk ona da ön yargıyla yaklaşmıştım.
Ona dokunmuştum.Ruhuna dokunmuştum. Bunu sabah okula gelirken kendisi yazmıştı. Ve bu ona daha çok bağlanmama sebep olmuştu. Bağlanmak istemiyordum. Lanet olası bu duyguya kapılmak istemiyordum. Ama hoşuma gidiyordu. Eğer sonunda acı varsa bile...
Sonuçta biz insanlar sadece mutluluğu tatmayız değil mi? Ben mutluluktan zevk alan biri değildim. Evet mutlu olmayı isterdim. Ama mesela ailesini bir köşeye atıp sevdiği adamla gidenler kadar mutluluğun köpeği değildim.
Acı çekmek... Merak etmek... Özlemek... Beklemek...Yıkılmak ve yıkılmışlığını ayağa kaldırmak...
Bunlar ademoğullarının olmazsa olmaz duygularıydı. Ve kalbi kalp yapan duygulardı. Sadece mutlu olmayı istemek bencillikti.Sınıfça derse öğretmenin girmesini beklerken 10 dakikadır gelmemişti. Belki de gelmeyecekti. O sırada arkadan biri seslendi. O naif sesi hemen tanıdım. Ama seslendiği kişi ben değildim.
"Eda! Eda!" Eda Barlas'ın ona seslendiğini duyunca ne çözdüğünü bilmediğim testten kafasını kaldırdı ve arka sıraya döndü.
"Efendim Barlas" oysaki bana seslense 'efendim Apollon' diyecek kadar çok cesaretlendiriyordu sesi beni.
"Silgin var mı?" Eda kafasını sallayıp önüne döndü. Silgiyi kalem kutusundan çıkarıp bana uzattı.
"Şimdi itiraz etmiyorsun ve bunu götürüyorsun!"
"Beni öldürsende götürmem. Senden istedi. Hem çocuk burayı izliyor, belli ettireceksin"dedim ve kollarımı birbirine bağladım yani eski deyimimle çiçek oldum.
Eda bana sen görürsün bakışı attı ve ayağa kalktığı gibi ayağını burktu.Burktuğu gibi "Ah ayağım" diye inlediğinde bir an inanmıştım. Ama "Silgiyi Barlas'a götüremeyeceğim Asra. Sen götürür müsün?" yaptığı plana yenik düşmeyecektim. Hemen arkaya döndüm.Arkamı döndüğüm gibi kafasını karalama defterinden kaldırdı ve göz göze geldik. Eda bana sinsice gülerken Eda'ya geri dönüp
"Neden? Beyefendinin ayağı yok mu ki onun ayağına gidiyorum."dedim. Peşinde zaten silgi istese verecek bir sürü kız vardı. Ne diye Eda'dan istemişti ki! Ayağı kalkıp bize doğru geldiğini akıllı tahtaya yansıyan görüntüsünden fark ettim.
Biz Eda ile en ön orta sırada otururken o duvar en arka sırada oturuyordu. Sıramızın yanına geldiğinde Eda silgiyi uzattı Eda'ya gülümseyip "Teşekkürler." dedi ve sırasına geri döndü. Ben yokmuşum gibi.
Hiç bakmadı bile. Oysaki o ister diye kalem kutumda sakladığım yedek silgi bile vardı.
Neyse ne. Elinde tuttuğu kalem kadar değerim yoktu. Ve benim gerçekten kalbim kırılmaya başlıyordu.
'Kaç kere söyledim bilmiyorum ama salaksın Asra! Tanımadığı birine nasıl değer versin? Git ve onunla tanış!'
Sonuçta sınıf arkadaşıydım ve gidip yanındaki boş sıraya oturup sohbet etsem ne diyebilirdi ki? Fakat yanındaki boş sıranın nedeni belki kimseyi yanında istememesiydi.
'Sen onun Daphne'sisin. Git ve onunla konuş!'
Ne kaybedersin Asra?'-Onu
'Hayır, bu sadece korku, git ve onu kaybetme korkusunu yok et!'
Ayağa kalktım ve arka sıraya doğru doğru ilerlemeye başladım.Arkamı dönüp Eda'nın tepkisini görmek istedim. Eda'ya döndüğümde şaşkındı ama 5 karış sırıtıyordu. Biraz daha ilerleyip onun masasına ulaştım. Beni fark ettiğinde anlamayan gözlerle baktı. Yanındaki boş sırayı gösterdim ve,
"Oturabilir miyim? Hazır ders boşken konuşmak istediğim bir konu varda..."derken sözümü kesip "Tabiki, izin istemene gerek yok, oturabilirsin."
Verdiği cevaba karşı gülümsedim. Tahmin ettiğim şey onun yanında kalbimin ritmini kontrol edemeyeceğimdi. Ama tam tersi oldu. Kimsenin yanında olmadığım kadar rahat ve huzurluydum.
Ve ben duruşuna, gülüşüne, sesine, bakışlarına ve yanındayken verdiği huzura tekrar aşık olmuştum.
Asra olarak kahramanıma, Daphne olarak Apollon'uma tekrar aşık olmuştum.
●Bölüm Sonu
Asra'yı bir emoji ile anlatın bakalım ➡️Barlas'ı bir emoji ile anlatın bakalım ➡️
Hikaye sizce nasıl gidiyor ?
Sizce Bölümleri hangi saatler arasında paylaşmalıyım. Çoğunluk ne zaman aktif ?
Tekrar görüşmek üzere öpüldünüz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gecenin Matemi | tamamlandı.
Roman pour AdolescentsYüzünü yüzüme yaklaştırdığında işte şimdi nefesini duyuyor ve gözlerindeki sıcaklığı fazlasıyla hissediyordum. Biraz daha yaklaştı ve yanağı yanağıma değdiğinde kulağıma doğru, "Bir okyanus kadar derinsin ve boğulmaktan korkuyorsun." dedi. O sırada...