Yüzünü yüzüme yaklaştırdığında işte şimdi nefesini duyuyor ve gözlerindeki sıcaklığı fazlasıyla hissediyordum. Biraz daha yaklaştı ve yanağı yanağıma değdiğinde kulağıma doğru,
"Bir okyanus kadar derinsin ve boğulmaktan korkuyorsun." dedi.
O sırada...
Dedim ki sizlere sürpriz yapayım ve yeni bölüm atayım.
Nasılsınız bakalım?
Haydi hemen okumaya başlayın.
Ama durruuunnn...
Önce şuraya başlama tarihiniz➡
İşte şimdi başlayabilirsiniz.
Amaaaa oy vermenizi ve satır arası yorum istediğimi yazmayacağım. Çünkü bunları yapacağınıza inanıyorum.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
(Bölüme hangi ismi versem bulamadım. Okuduktan sonra buraya tavsiyenizi yazabilirsiniz. Bölüm ismi olarak yazarım❤)
Barlas'ın Ağzından;
00.00
GeceninMatemi: Demek bir yıl daha yaşlandın Apollon.
'Bir yıl daha yaşlandın.'
Gelen onca mesaja karşı bu mesaj dikkatimi çekmişti. Benim yunan mitolojisine olan ilgimi bilen biri olmalıydı. Fakat garip olan şuydu ki kimseye bahsetmemiştim bu ilgimi. Burak da dahil...
Mesajı görüldüde bırakmak istemedim. Ego tatmin edici bu tarz davranışları pek sevmezdim. Fakat bir yandan da cevap vermek istemiyordum. Tanımadığım kişilerle muhattap olmak bana göre değildi.
Ama tabii ki vicdanım ağır basan taraf oldu ve ellerimi tuşlarda gezindirmeye başladım.
BGüney: Apollon olduğumu da nereden çıkardın?
Yazarken fark ettiğim bir ayrıntı daha vardı. Bana Apollon demesi hiç iyiye işaret değildi. Apollon varsa işin içinde Daphne vardır korkusu bastı. Kim bilir kimlerle muhattap olmuştum.
Sabah gözlerimi açtığımda her şey normaldi. Beyazlara bürünmüş odamda her şey aynıydı.
Acıktığımı fark ettiğimde kahvaltı yapmak için mutfağa inmeye karar vermiştim. Her ne kadar nedenini bilmediğim baş ağrısı denge kurmamda sıkıntı yapsa da merdivenlerden aşağı inmiştim. Sonra karşımda Burak, Hümeyra ve annemle babamı gördüm birden. Hepsi beni görür görmez şaşkınlıkla yanıma gelmiş daha rahat yürümem için kolumdan tutmuşlardı.
Babam, "İlk uçakla geldik oğlum, çok korkuttun bizi." dediğinde pek bir şey anlamamıştım. Sonrasında ise bana yöneltilen değişik sorular aklımı karıştırmıştı.
Burak'ın deyimiyle 'tramva nediyle hafif bir hafıza kaybı yaşamışım'. Hafıza kaybı yaşamadığımı söylesem de kimse bunu dinlemedi. Her şeyi hatırlıyor fakat neyin hangi parça olduğunu çıkartamıyordum.
Bir yapboz parçası gibi saçılmıştı düşüncelerim, ve bazıları kaybolmuştu. Doktor dedikleri bir adam elinde duran ufak deftere notlar almaya başladı. Neyin notu yine anlamamıştım? Bana soru bile sormadan 'geçici hafıza kaybı' teşhisini koydu ve gitti. Doktorluğu batsın, böyle mi insan yaşatıyordu bunlar!
Olaylı ve karmaşık bir günün yorgunluğu vardı üzerimde. Kendimi tam yatağa atmıştım ki ard arda gelen bir sürü mesaj dikkatimi çekmişti.
Çoğu kişi 00'da doğum günümü kutlayan mesajlar atmıştı. Her ne kadar doğum günü olayını sevmesemde.
Biz saçma insanlar bu berbat dünyaya gelmiştik. Ve her yıl geldiğimiz günü kutluyorduk. Sanki buna değermişiz gibi. Fakat iyiki doğdun mesajlarından dikkatimi çeken mesajın özelliği, doğum günümü değil yaşlılığımın habercisi olmasıydı.
Ben beyaz yatağımın üzerinde oturmuş GeceninMatemi adlı hesabın kime ait olduğunu düşünmek için kendimi zorluyorken aynı hesaptan tekrar geldi. Ve ben yine kendime engel olamadan cevap verdim.
GeceninMatemi: Pardon, sen unutmuştun değil mi beni?
BGüney: Unutmuştum ama hatırlatabilir ve bana iyilik yapabilirsin.
GeceninMatemi: Başına belalar açtım. Hatta benim yüzümden hafızanı kaybettin.
BGüney: Nasıl? Bugün her şey yeterince karışıktı zaten. Lütfen sen düz anlat bir şeyleri.
GeceninMatemi: Benim yüzümden düştün ve kafanı çarptın. Sonrasında ise ayağa kalkmaman aksine evde uyuman gereken durumda yine benim yanıma geldin. Hafıza kaybına sebep olan şeyler bunlardan ibaret.
BGüney: Demek baya değer verdiğim birisin.
GeceninMatemi: Bilmem, pek sanmıyorum ama çok yardımın dokundu.
BGüney: Herkese yardım eden biri değilim.
GeceninMatemi: Bugün senin doğum günün. Mesajlarına cevap vermen gereken birileri yok mu?
BGüney: Doğum günlerinden nefret ederim.
GeceninMatemi: Öyle mii! Bunu şimdi öğrendim. Neden peki?
BGüney: Irkçılığın, üstünlüğün, köleliğin, açlığın, tecavüzün,din ayrımcılığının, cinsiyet ayrımcılığının ve adaletsizliğin olduğu bu dünyaya gelişimi neden kutlayayım?
GeceninMatemi: Neden kutlamayasın? Az önce dünyanın kötülüklerini saydın. Bu kadar kötülüğün içinde o kadar iyi bir insan olarak gelişini kutla en azından. Sonuçta eşsizsin.
BGüney: Eşsiz olduğumu düşünmüyorum.
GeceninMatemi: Ama öylesin.
Yüzümde oluşan gülümseme daha çok yayıldı. Ve kalbime kadar ilerledi. Eşsiz olduğumu söyleyen çok kişi olmuştu. Ama hiçbirinin samimiyetine inanmamıştım. Sadece... Sadece tanımadığım bir kızın iki kelimesine inanmıştım.
Başım aniden dönmeye başladığında hemen yatağa sırt üstü uzanıp gözlerimi sımsıkı kapattım. Başımın dönmesi geçene kadar beklemeyi düşündüm. Ta ki aklıma tanıdık gelmeyen bir isim düşene kadar.
'Yavuz Aksoy'
Yavuz Aksoy mu? Kimdi bu Yavuz Aksoy? O kadar kişi varken aklıma ilk gelen isim neden bu isimdi?
●Bölüm Sonu
Nasıldı bakalım bölümümüz?
Barlas'ın ağzından ilk defa bölüm yazdım, beğendiniz mi?
Kendinize iyi bakın. Yazarınız bir sonraki bölümü yazmaya kaçar.
(Bu arada profilimde Melanie yazıyor. İsmim melanie falan değil, Melanie Martinez hayranı olduğum için kim olduğumu öğrenene kadar onun ismiyle devam etmeyi düşünüyorum.)
Beni takip etmediyseniz ve panomu ziyaret etmediyseniz hepinizi bekliyor olacağım.
Eğer eğlenceli bir kitap istiyorsanız Gofret Güzeli isimli kitabıma bekliyorum.