Hoş geldiniz biriciklerim.
Şuraya başladığınız tarihi yazıp hemen yeni bölüme geçebilirsiniz.
Oy vermeyi ve satır arası yorumlar yapmayı unutmayın lütfen.
Oy verene şimdiden teşekkürler. Ve yorum yapana da tabii ki.❤
Otuz bir: Saklambaç
Nefret'in ağzından;
"Ant olsun ki senin ihtiharını görmeden asla mutlu olmayacağım."
Ağzından dökülen kelimelerle yoğurulmuştum. Adam son sözü söyledi ve o terasta terk etti genç kızı.
Genç kız ne olduğunu idrak edemiyor bu kâbustan hemen uyanmak istiyordu. 'Keşke bıçak saplasa kalbime.' diyordu içinden. 'O zaman daha az acırdı.'
Genç kız terasta şokun vermiş olduğu etkiyle donmuştu. Yüreği alevler içinde gözleri ise intikamdan başka bir şey görmeyen adamda arabasına yerleşmişti. Gaza basarak hemen uzaklaşmak istedi bu yerden.
İstediği gibi gaza bastı fakat uzaklaşamadı. Her yerde oğlu vardı. Yolda, parkta, ufak marketin önünde, apartmanın girişinde...
Hayatta kalabilmek için her mücadeleyi vermişti. Vermişti fakat yolun sonunda yorulmuştu. Tam pes edecek ve ruhunu bırakacakken özgürlüğe, bir diğer canının olduğunu öğrendi karısından.
Onun bir diğer kalbi, onun gibi bakan gözleri, onun gibi şekilli burnu... Tamamıyla bir diğer canı olduğunu öğrenmişti. Kendi hayatından vazgeçmiş onu yaşatabilmek için yaşıyordu artık. Yani... galiba öyleydi. Çünkü o sıralar yanına bir dakika olsa dahi uğramazdım, uğrayamazdım.
Yıllar geçti, bir insan yetiştirdi. Büyük adam olacaktı, daha şimdiden eğitim görüyor ve profesyonel olması için her şey yapılıyordu. İsmini Emre koymuştu annesi. Emre...
Emre yaşına göre gerçekten dahi bir çocuktu. Babası varını yoğunu vermişti en iyi eğitimi alabilmesi için. Ve boş çıkmamıştı emekleri. Tabii oğlu on birinci yaş gününe hazırlanana kadar.
Emre sadece saklambaç oynamayı severdi. Sırf bu yüzden arkadaşları artık onunla oynamak istemiyordu.
'Emre başka bir oyun oynayalım!'
'Hep senin istediğin oyunu oynuyoruz.'
'Sen mızıkçısın hep saklambaç oynamak istiyorsun!'
'Sen git kendin oyna biz başka oyun oynayacağız!'
Fakat bir kişi vardı ki onunla her daim saklambaç oynardı. Asla vazgeçmez ve her zaman 'seninle her şeye varım.' derdi.
Gerçektende öyleydi. Kahverneginin en güzel tonları saçlarında buluşmuştu küçük kızın. Parlak gözleriyle her zaman mutluluğunu etrafa saçardı.
Yaramazlıklar yapıyorlardı. Hemde çok, fakat her seferinde yakalanırlardı. Küçük kız 'ben yaptım her şeyi' derdi. Ceza alsa da korurdu küçük prensini.
Havanın bulutlu olduğu bir sabah yine saklambaç oynamak için dışarı çıktılar. Küçük kız saymaya başladı, Emre ise saklanmaya,
1 , 2 , 3 ...
Saklanmak için yer arıyorken gözü en güzel ve en tehlikeli yere takılmıştı.
5 , 6 , 7..
Koşarak köprüden karşıya geçecekti ve saklanmak için istediği kulübeye ulaşacaktı. Fakat istediği gibi olmadı. Ne köprüden geçebildi ne de istediği gibi kulübeye saklanabildi.
8 , 9 veeeee 10.
Küçük kız arkasına döndüğünde Emre çoktan çürük tahtaya basmış ve köprünün altındaki nehirle buluşmuştu. Şanslıydı ki çok acı çekmeye fırsatı olmadan ruhu uzaklaşmaya başlamıştı oradan.
Küçük kızın annesi kızını almıştı Emre'nin nerede olduğunu umursamayarak. Zaten her şey çok geçti, umursamış olsa dahi Emre'nin küçük bedeni özgürlüğe kavuşmuştu.
Kimse bilmiyordu, babasının içinde oluşan boşluk haricinde. Yavuz Aksoy'un içine ani düşen telaş tesadüf değildi. Hissetmişti oğlunun yokluğunu, diğer canının yok oluşunu hissetmişti.
Hızla evden çıkıp oğluna bakmaya gitti. Sonra ise istediği sonuca ulaşamadı. Ne oğlu vardı, ne de en ufak bir iz. Polisleri aradı. İki saat süren çalışmanın ardından polisler Emre'nin cansız bedenini bulmuş ve babasına haber vermişti.
İşte tam o sırada tanıştım Yavuz Aksoy ile. İçine düşen alevin yanındaki kibrit kutusu olarak. İçimde onlarca kibrit vardı, sonra ise hepsi alev alev yanmaya başladı.
●Bölüm Sonu
Bölüm hakkındaki düşüncelerinizi şuraya alayım >
Oy vermeyi unutmayın lütfen. Kendi hesabınızdan vermek istemiyorsanız bile yedek bir hesabınız varsa oradan verin. Emek verdiğimi düşünüyorum ve karşılığını almak istiyorum.
Hepinizi çok seviyorum, hepinizi tek tek öptüm. Corona bile engel değil.❤
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gecenin Matemi | tamamlandı.
Genç KurguYüzünü yüzüme yaklaştırdığında işte şimdi nefesini duyuyor ve gözlerindeki sıcaklığı fazlasıyla hissediyordum. Biraz daha yaklaştı ve yanağı yanağıma değdiğinde kulağıma doğru, "Bir okyanus kadar derinsin ve boğulmaktan korkuyorsun." dedi. O sırada...