otuz sekiz: bela

303 77 196
                                    

Merhabalar efendim, hepiniz hoş geldiniz❤

Şuraya başladığınız tarihi yazıp hemen yeni bölüme geçelim.

45 oy olduğu zaman yeni bir bölüm gelecek.  Yorumlarınızı da bekliyor olacağım.

Keyifli okumalar ;)

Otuz Sekiz: Bela

Barlas'ın ağzından;

Yokuşun sonunda gördüğüm kırmızı ve büyük olan ev muhtara ait olmalıydı. Çünkü muhtarın evi nerede diye sorsam herkes, bu köyde gördüğün en büyük ev hangisi ise odur, demişti.

Ev büyük olduğu gibi bahçesi de büyüktü. Tam bir köy evi havası taşıyordu. Bu evi gördüğümde fark etmiştim ki köydeki evleri samimi ve sıcak buluyordum.

Kocaman siyah kapıyı açarak bahçeye girdim. Bahçenin her köşesine farklı sebzeler ve çiçekler dikilmişti. Bu bahçeyi gördükten sonra Asra'yı getirmediğim için pişmanık duymuştum.

Bu köye girdiğimiz an o kadar detaylı ve heyecanlı bir şekilde incelemişti ki, burayı beğendiğini onu hiç tanımayan biri bile anlayabilirdi. Kim bilir bu bahçeyi görse ne kadar mutlu olurdu?

Adımlarım iki katlı kırmızı eve doğru ilerlerken aniden bir köpeğin havlamasıyla olduğum yerde kaldım. Köpeğin sesi vardı fakat görüntüsü yoktu. Bu yüzden hangi tarafta olduğunu çözememiştim.

Tekrar yürümeye başlayıp birkaç basamak çıktığımda kapıya ulaşmıştım. Tam kapıyı çalacak ve muhtarı soracaktım ki kapının açık olduğunu fark ettim.

Burası bir köydü ve herkes birbirine güvendiği için kapı açık bırakılmış olabilirdi. Fakat konuyu daha fazla kurcalamamak gerektiğini düşündüm ve kapıyı çalmaya başladım.

İçeriden gelen boğuk ses yaklaştıkça netleşiyordu. Sesin sahibi kapıyı komple açıp bana baktığı an önce duraksar gibi oldu. Sonra şaşkınca dudaklarını aralayarak,

"Geleceğini biliyordum." dedi.

Bu sefer genç kızı şaşkınca izleyen bendim. Beni biriyle karıştırıyor olmalıydı. Bu yanlışlığı gidermek için tam dudaklarımı aralamıştım ki, sarı saçlı kız kolumdan tutup aniden içeri çekti.

Ben hâlâ kızı şaşkınca izliyorken o tedirgin, tedirgin olduğu kadar da rahat davranıyordu. Gözleri dolmuştu fakat gözlerinin aksine çok mutlu gözüküyordu. Beline kadar inen sarı saçları ve deniz mavisi gözleri vardı. Ve gerçekten de güzeldi.

"Bakın ortada bir yanlış anlaşılma var." dediğimde umursamadan beni bir yere doğru sürüklemeye devam ediyordu.

Beni kolumdan tutup sürükleyişi bir odaya geçince durmuştu. Hızla kapıyı kapatıp üzerimize kilitledi ve kimsenin duymasını istemiyormuş gibi sessizce konuşmaya başladı,

"Beni istemediğim biriyle evlendirecekler." dediğinde bakışlarım deniz mavisi gözlerinde sabitlendi. Genç kız devam etti konuşmasına,

"Sevgilim buna izin vermeyeceğini söyledi. Ama anlamadığım bir şekilde birden yok oldu ortadan. Babamlar sevgilimi tanımıyorlardı zaten. Lütfen buna engel ol, lütfen." diye yalvarmaya başladığında,

"Senin için gerçekten üzüldüm, çünkü arkadaşım beni bekliyor ve sadece muhtarla görüşmek için geldim. Ama söz muhtarla konuştuktan sonra tekrar geleceğim ve babanızla konuşacağım. Belki vazgeçer." diyerek avutmaya başladım kızı.

Gecenin Matemi | tamamlandı.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin