Göknil Rona
Bayramdan sonra ki günleri Güney'in meraklı sorularıyla geçirdim. Benim üzerimde açıp bakabileceği başka bir kapı bulmuştu.
Ailem!
'Çünkü Güney ailesiz Göknil!'
İnsan neye sahip değilse onu daha çok merak ediyormuş meğerse. Bunu yaptığımız konuşmalarla daha çok kavradım. Bayramlaşma faslımızdan iki gün sonra tarihler beş Ağustosu gösterdiğinde, aslında Güney kendisini hazır hissettiğinde açtı konuyu. Bahçede biz kahve içerken, Melek ona bahşedilen, birçok çocuğun hayalini süsleyen parkta koşuştururken... "Göknil," diye seslendiğinde, ben dönüp yüzüne baksamda odağını, döner kaydırağın merdivenlerini tırmanan Melek'ten çekmedi. "Ben, o gün," dedi ve derin bi' nefes aldı ardından. "Yani annenlere gittiğimiz gün..." Sormak istediğini bir türlü soramamasına, yüzüme bakmadığı için görmese de buruk bir tebessüm sundum. İnsan sevdiklerinden çekinmemeli diyordu değil mi? Ama çekiniyordu işte çünkü o da bir insandı... "Ben, öyle bir anda..." Tekrardan derin bir nefesle göğsünü şişirdiğinde onun içine sığdırmaya çalıştığı nefes, benim boğazımda yumru oluşturdu. "Birden anne dedim ama..."
"Güney!" diyerek sözünü kestim ama bana dönüp bakmadı. Sağ elimi havaya kaldırıp parmaklarımı şaklattım. Benim parmak şaklatmama afacanlar çıkıp geldi, oralı olmadım. "Güney, bana bak," dedikten sonra başımı hafifçe sağa eğip, yüzünü görmeye çalıştım. Bana acımış olmalı ki yüzünü bana bahşetti. "Sadece sen," dedim kendimden emin bir tavırla. "Sadece senin duyguların. Senin ne hissettiğin..." Uzanıp sol elimi diz kapağına koydum. "Yani kısacası eğer senin içinden geliyorsa, dilediğini diyebilirsin. Ama sen kendini huzursuz, rahatsız hissediyorsan ve en önemlisi bu kelime sana acı veriyorsa, ne şimdi ne de yıllar sonra kimseye söylemek zorunda değilsin sevgilim. Annemle babamı soruyorsan da..." Diz kapağına dayadığım elimi çekip havada bir tur döndürdüm. "Dünden hazırlarmış vallahi ben şok!" Benim alaycı ifademe gülümsedi.
'Bu da bir şey Göknil! Doğru yoldasın. Devam."
"Annem öldüğünde, ben çok küçüktüm," dedi buruk bir tavırla. "Yani hatırlıyorum ama çocuk yaştaydım sonuçta." Omuzlarını silkti. "Sendeki annenin kelime anlamı, bende yok." Acı bir gülümseme geçti yüzünden. "Baba kelimesinin ise bendeki anlamını bir bilsen," diyerek dilini ısırır bir vaziyette başını iki yana salladı. "Kendi hanene kayıtlı olan baba kelimesinden utanırsın. İnan benim babama baba demem, senin babana hakaret."
İki elimi dur dercesine havaya kaldırınca durmak zorunda kaldı. "Baban, seni ve diğer çocuklarını da çok seviyordur eminim." Elim sorgusuz sualsiz kalbine ulaştı. Sağ avuç içimi kalbine bastırdım ve iki kez temasımı kesmeden kalbinin üstüne vurdum. "Kimsenin içini bilemeyiz Güney. Ben kimsenin burada zerre sevgi barındırmadığına inanmıyorum. Bu baban içinde geçerli ama babama, baba demek istiyorsan, bunu içinde hissediyorsan diyebilirsin. Ki Sarp bile babama baba diyor benim." Elimi göğsünün üzerinden çektim. "Babamın nüfusuna kayıtlı tek çocuğu benim ama babamın birçok çocuğu var biliyor musun?" dediğimde, kaşları sorgularcasına çatılınca devam ettim. "Emrindeki her asker, babamın evladıdır benim. Bugüne kadar birini ayırdığını görmedim. Birinin başına bir şey geldiğinde, biri şehadete erdiğinde ben evimizin nasıl matem evine döndüğüne defalarca şahit oldum. Yani sen baba dersen, babama ağır gelmezsin. Aksine mutlu olur. Çünkü babam için bu dünyada ki en kıymetli şey evlattır."
Göğsünden çektiğim elimi alıp, göğsüne geri yerleştirirken "Herkes burada sevgi barındırmaz Göknil," diye mırıldandı. "İnanmıyorsun çünkü hiç denk gelmemişsin." Yüzü acıyla kasıldı. "Ben inanıyorum çünkü senin aksine sevginin s'sinin olmadığı bir ailede büyüdüm." Tanımadığım insanlar hakkında yorum yapmayı o kadar sevmiyordum ki bir şey diyemedim. Güney, yine benimle telepati yapmışçasına konuşmasını sürdürdü. "Bir gün tanıştığında ne demek istediğimi anlarsın." Yutkundu ağır ağır. Sanırım hiç tanışmamamız daha hayırlıydı... "Hiç istemesemde sonuçta bir gün tanışacaksınız." İçimdeki ağırlığı bir nefes ile geçirmek istedim ama olmadı. Güney bunu fark edince konuyu değiştirdi. "Hem Sarp ile ben bir miyim ya?" dedi mızıkçı bir tavırla.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TUTULMA | TAMAMLANDI
RomanceBaşlangıç : 07.10.2019 Final : 20.11.2020 Bugüne kadar okuduğunuz tüm hikayeleri unutun. Şayet kötü erkek ile saf, ezilen, her şeye eyvallah kadının aşkını okumak istiyorsanız yanlış yerdesiniz. Çünkü bu bir güçlü kadın hikayesi. Genç bir kadının, g...