Merhabalar.
Bölüm şarkısı, Cem Belevi ~ Yollarım olsa
Hümeyra ~ Kirli beyaz kediGöknil Rona
Kına isimli geline işkence yönteminin başlamasına taş çatlasın yarım saat kalmışken, boğucu, gelin odası diye tabir edilen yerde, kızların Güney'den ne isteyeceklerini tartışmalarını dinliyordum. Daha doğrusu üzerimdeki inci işlemeli, elbisenin üst katmanında A kesim tülü bulunan kına abiyesi diye adlandırılan elbisenin, incilerini saymakla meşgul idim.
'Bin yüz dolar verdin ya Göknil, bin yüz adet incisi çıkmazsa 'Beni kazıkladınız, eksik bu inciler!' diyerek olay çıkaracak gibisin.'
"Ya var ya, bence ağırlığınca çikolata isteyelim," dedi o rada Yelda. Ben ise incilerimi saymaya devam edip 'İki yüz kırk yedi,' dedim içimden.
Samira dik bir tonda "Kızım sen hayırdır?" diye sordu Yelda'ya. "Tatlı komasına mı girelim istiyorsun?" diye de devam etti.
Eda ise diyetisyen kimliğini konuşturup "Hem senin diyetine ne oldu ya? Ne ara çikolata gömmeye başladın?" diye sordu.
Meyra ise iç buhranımı dışa yansıtıp "Ay! Yeter!" diye ani bir çıkışta bulundu. Burada bulunmaktan rahatsız olan bir kişi daha var ise o da Meyra idi. Ardından önüme gelip diz çöktü ve ölü gözü gibi çalışan pervanenin de rüzgarını kesti. Ocak ayında ne pervanesi demeyin! Havasız bir odaya, beş kız olarak tıkıldıysanız Ocak ayında bile pervane için birbirinizi kesebilirdiniz. "Göknil, kuzum sen ne istiyorsun?" derken, hafifçe kaşlarını kaldırıp gözlerimin içine odakladı, yeşil gözlerini. "Sen bir şey iste de bitsin bu çile!"
Mırıltı halimdeki sesimle "Kimden?" dediğimde, hepsinin bakışları bana döndü.
Yelda dehşete düşmüş bir şekilde "Ay yok artık!" dedi. "Seni havaya kaldırınca Güney'den ne isteyeceğimizi tartışıyoruz on saattir burada!"
"Beni neden havaya kaldırıyorsunuz ki?" diye sorduğumda, incileri sayma serüvenimde üç yüz bire gelmiştim.
Meyra çekingen bir tebessüm ile elimi usulca tutup, "Kına yakıldıktan sonra hani gelini arkadaşları havaya kaldırır, damat da gelip kucaklar ya." dedi. Konuştukça irileşen gözlerimden çekinmiş olmalı ki sonlara doğru iyice sesi kısıldı.
"Ha siz bana kına yakacaksınız yani?" derken, sondaki 'i' harfini uzatabildiğim kadarıyla uzattım. "Ha bir de beni düşürün tam olsun!"
Yüzümü yellerken, saçlarımı geri doğru attım ve Eda yaygarayı koparırcasına "Göknil! Şu saçınla, yüzünle oynamaktan vazgeç artık!" diye bağırdı. Ardından beni kınarcasına devam etti. "Bozuyorsun ya!" Keşke bu kadar meraklısı olan Eda'ya yapsaydık kınayı.
Eda'ya cevap olarak bir göz devirip, bakışlarımı Meyra'ya doğru çevirdim ve "Ara Güney'i," dedim aniden.
Yelda'nın "Sakın kaçacağım deme şimdi Göknil!" çıkışıyla duraksadım. Arkadaşlarımda bıraktığım iyi izlenimler gerçekten takdire şayandı!
Başımı, Yelda'yı kınarcasına sallarken bir kez daha "Ara hadi," dedim, Meyra'ya. Meyra komutumla telefonunu çıkardı ve Güney'i aradı. O arada da ben, istek listesini saymaya başladım. "Üç adet yüzlük tekila istiyorsun. Mümkünse önden getirsin yoksa zinhar bu odadan çıkmayacağım!"
Meyra isteklerimle şok olmuş bir vaziyette kalsa da Güney telefonu açınca ister istemez kendini toplamak zorunda kaldı. "Ha şey Güney. Ne yapıyorsun?" dediğinde, sorduğu soru o kadar saçmaydı ki! Çünkü Güney'in bile burada olduğunu, mekanın kapısında dikildiğini biliyorduk. Güney de 'Ne saçmalıyorsun?' demiş olmalı ki Meyra; "Aman ne yaparsan yap ya!" diye çıkıştı. Ardından bezgin bir nefes verdi. "Neyse ben şey için aradım seni. Kızlar senden üç adet yüzlük tekila istiyorlar, Göknil'in karşılığında!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TUTULMA | TAMAMLANDI
RomanceBaşlangıç : 07.10.2019 Final : 20.11.2020 Bugüne kadar okuduğunuz tüm hikayeleri unutun. Şayet kötü erkek ile saf, ezilen, her şeye eyvallah kadının aşkını okumak istiyorsanız yanlış yerdesiniz. Çünkü bu bir güçlü kadın hikayesi. Genç bir kadının, g...