Bölüm şarkısı; Buray - Alaz Alaz
25.04.2020 AnısınaGöknil Rona
Umutlu Yarınlar projesine dilediğim gibi tek başıma bir birlik olarak başladıktan sonra sadece Yılmaz'ların kanatları altında Rona fırtınası esti. Lakin geçirdiğimiz bir sene içerisinde koşturmalarım bini aştı. Ev, büyüyen çocuklar ve ofis arasında mekik dokumalarım arşa çıktı. 'Çocuklar büyüdükçe, derdi de büyür,' söylemlerini her ne kadar ciddiye almasam da, çocukların hepsi okullu olunca bazı söylemlerin gerçekliğinin farkına vardım.
Melek ilkokula resmi olarak başlamışken, Kuzey'in kreşine üçüzleri yazdırdık ve kreşten resmen bir çocuk alıp yerine üç çocuk vermiş olduk. Her ne kadar hepsi okullu olduğu için muhteşem bir düzene sahip olsalar da, akşam oldu mu beş çocuğumuzun beşi de ilgi beklentisiyle gözlerimizin içerisine bakıyordu. Çocukların ilgi beklemeleri ne kadar normal ise Güney ve benimde kendilerine ilgi gösterme çabamız bakiydi. Lakin... Güney; karışan dengeler nedeniyle neredeyse son bir aydır geceleri yok idi ve sorunlarını benimle bile paylaşmaktan kaçınıyor olması beni küçük bir oyun kurmaya itmişti...
Güney eve yeri göğü inletircesine "Göknil!" diye bağırarak girdiğinde, yüzümde haylaz bir tebessüm oluştu.
Adımı hep sevdim. Göknil olduğunda da, sadece Nil diye; çekilen kanımın miktarı kadar kısalttığımda da... Ama adımı en çok Güney'in sesinden işitmeyi sevdim. Kızgın bir boğa gibi çarpmaya yer arıyor olsa da...
Küçük saray yavrumuzda deli danalar gibi dolaşarak beni aramasın diye Güney'in gür çıkan sesine tezat bir şekilde "Efendim sevgilim?" diye, neşeyle mutfak kapısından başımı uzatıp seslendim. Güney sesimi duyduğu için doğrudan mutfağa giriş yapacaktı ama girdiği gibi de mecbur duraksayacaktı. Çünkü her şeyin bir bedeli vardı.
Güney'in "Ya Allah aşkına!" diyen sesi bedeninden önce mutfağa vardığında, yüzümdeki muzip tebessümü korudum. "Ölüyorum gel desen bu kadar hızlı gelemem!" derken, mutfak kapısına varmış bulundu ve bedeni kapının eşiğinde duraksadı. Hızlı gelişi bu ise, hızlı gelemeyişlerini düşünmek dahi istemedim. Güney iki elinin ayasını kapının eşiğine yaslarken, bakışları üzerimde merakla gezindi ve "Hayırdır?" deyip, mutfağın içerisine tedirgin adımlar attı. "Gece dışarı çıkacaksın da benim mi haberim yok?"
Kendimden emin bir tavırla "Birlikte çıkacağız!" derken, elimi mutfak dolabına neden asılı olduğunu hala çözümleyemediğim el havlusuna sildim. Bedenimi tamamen kendisine doğru döndürdüğümde, iki eli belinde, kaşları alnına kadar uzanmış bir vaziyette merakla yüzüme bakıyordu. Beş çocuğunuz varsa şayet, kafanıza göre dışarı çıkamıyordunuz ama benim gibi sürpriz ata oynayan bir eşe de sahipseniz, ütopik taleplerle karşılaşınca Güney gibi şaşıramıyordunuz. Üzerine doğru adımlarken, ayağımdaki topuklu ayakkabıların sesi mutfağın fayans zemininde yankılanıp tok bir yankı yaptı ve itiraf etmek gerekirse çıkan tok sesten bile zevk aldığım aşikardı. Usulca yanına vardıktan sonra "Geç kaldın," derken, ellerimi aheste aheste omuzlarına tırmandırdım. Başım sağa doğru eğilirken, dudaklarım hafifçe öne doğru büzüldü. "Ben sana acil durum diyeli en az üç saat oluyor! Sanırsın köye gelen, palet ambulanssın!"
Güney nefesiyle gülümseyerek, "Neye geç kaldığımı anlasam bi'!" dedi, hayıflanarak. "Ona göre tavrımı koyacağım. Zira..." dedikten sonra duraksayınca, alt dudağımı dişlerimin arasına gönderdim.
Mavilerinin her bir buzulunu tek tek kırdığım ve bundan asla yılmadığım gözleri yüzümde usulca turlarken, kırmızı ruja boyadığım dudaklarımda takıldı. Gözleri dudaklarımda duraksayınca, "Zira?" diye mırıldandım kur yapar bir tavırda.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TUTULMA | TAMAMLANDI
RomanceBaşlangıç : 07.10.2019 Final : 20.11.2020 Bugüne kadar okuduğunuz tüm hikayeleri unutun. Şayet kötü erkek ile saf, ezilen, her şeye eyvallah kadının aşkını okumak istiyorsanız yanlış yerdesiniz. Çünkü bu bir güçlü kadın hikayesi. Genç bir kadının, g...