"Söyle..söyle derdin ne?"
"Ne derdi?"
"Yanaklarımı diyorum, bir sal diyorum."
Ellerimi yanaklarından çekip kollarımı göğsümde bağladığımda, bacaklarımda yattığı yerde alttan alttan bana bakmaya başlamıştı. Ben ise ona sinirli bakışlarımla ile karşılık vermeye karar vermiş bir şekilde en ters bakışlarımla ona bakmaya çalışıyordum. Ters bakışlarımı fark edince gülümseyip konuştu.
"Oyun hamuru değil ya hani ondan diyorum sevgilim." Yani iğneli bir cümle kurmasaydın bir şansın olabilirdi ama üzgünüm Jaebum.
"Ben böyle seviyorum." Kaşlarımı kaldırarak meydan okuduğumda yenilgi ile iç çekti. Yenilgi olduğunu nasıl anladın derseniz sonraki cümlesinden.
"Peki, al bütün yanağım senin olsun."
Zafer kazanmış bir şekilde sırıtıp tekrar yanakları ile oynamaya başladım. Yani onun yerinde ben de olsam sinirlenebilirdim ama bende de suç değil ki canım. Yumuşacık, çok tatlı yanakları var. İnsanın elledikçe elleyesi geliyor.
Filme odaklanmışken karnımda hissettiğim ürperti ile odağım kopmuştu.
"Ne yapıyorsun?"
Omzunu silkip vücudunu yan şekilde döndürdü. Şu an bana dönük yatıyordu. Tişörtümü kaldırarak çıplak tenime kondurduğu öpücüklerine döndü beni takmayarak. Hatta kafasını iyice karnıma sokup bol tişörtünü kafasının üstüne örttü.
"Sen izlemeye devam edebilirsin?"
"Jaebum, o tişörtü öyle kafana örtünce görmesem bile benim tenimi öptüğün için hissediyorum ve örtmenin hiçbir anlamı kalmıyor. Biliyorsun değil mi?"
Boğuk sesi bana ulaştığında gülmeden edemedim. "Sorduğun soruyu sormadan direkt bana salak deseydin. Bu nasıl bir soru? Bilmiyorum diye bir cevap vereceğimi düşündün mü?"
Kalçasını parmaklarım ile kıstırdığımda inledi. "Jaebum hep suçlu zaten."
Sıktığım yeri ovalarken yaptığı isyanları güldürüyordu çünkü pozisyonu fazla komik. Umursamamakta karar kılıp filmi izlemeye devam ettim. Aksiyon filmi izliyorduk ve şu an iki grup arasında bir kovalamaca vardı. Tam heyecanlı yerindeyken göbek deliğime yakın öptüğü yerle ister istemez olduğum yerde kıpırdamıştım. Karnıma giren kramplar ile yerimde hafifçe kayarken ona çaktırmamaya çalışıyordum ama sanki o anlamış gibi bu sefer dili ile oynamaya başladı.Karnımdaki kafasını ittirmeye çalıştığım da "ne ya," diye çığırdı.
"Jaebum, dondurma mıyım ben? Ne yalayıp duruyorsun?!"
"Değilsin ama daha lezzetli olduğun kesin." Söylediği ile hem utanırken hem de etkileniyordum. Jaebum'un bu konuda utanmaz olması işimi daha da zorlaştırıyordu.
"Filmi izlesene sen de." Konuyu değiştirme çabamı tabi ki fark etmişti ama muhtemelen yanaklarımın sergilediği kırmızılıklar ile eline geçen fırsatı geri tepmeme kararı almıştı. Yüzündeki şeytani gülüş tam anlamı ile bunu anlatıyordu bana.
"Kaçan kovalanır taktiği mi uyguluyorsun sevgilim.?Söyleyeyim sana, biz o sınırı çoktan geçtik." Kaşlarını kaldırarak utanmazca gözlerime bakarak söyledikleri ile daha da utandığımda suratımın aldığı şekli çok merak ediyordum. Jaebum'un yüzüme baktıkça artan gülüşü bu merakımı arttırmıştı ne yazık ki.
"Kalk. Kalksana ya." Kafasını zorla kucağımdan kaldırıp ayağa kalktığımda onun da doğrulmaya çalıştığını görebiliyordum. "Uğraşmasana benimle." Tam adım atmışken belime dolanan kollarla atılan adımım geri tepmişti ve onun uyguladığı güç ile kendimi onun kucağında bulmuştum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Klasik Siyah & jackbeom
FanfictionKitap kokusunun hakim olduğu rafların arasında dolaşan siyah bir gölge. Ön yargılarımızı yıkmaya hazır mıyız?