Yanımda olan 60K'lık Başa Bela ailesi, hepinizi çok çok öpüyorum, seviliyorsunuz. 💕😘💋
Okumaya başladığınız saat?
Keyifli okumalar⚡
Ne hissedeceğimi bilmiyordum. Şaşkınlık, üzüntü, hayal kırıklığı tek tek bünyemde toplanmış beni boğmaya çalışıyordu. Yine de piknik bitene kadar ne ağzımı açıp tek kelime ettim ne de duygularımı karşıya yansıttım.
Sevdiğim adamın 3 ay sonra gideceğini öğrenmiştim. Hemde bunu kendisinden değil, annesinden duymuştum. Ne hissedebilirdim ki bu durumda?
Her ne kadar yüzümü sabit tutmaya çalışsamda annemgil çoktan olayı anlamıştı. Sanırım beni daha fazla bu ortamda tutmak istemediğinden "Biz artık kalkalım" diyip, ayaklanmıştı.
Annemgil ile bende ayağa kalkıp arabaya doğru ilerledim. Aras'tan gelebilecek tek bir çift söz bekliyordum hâlâ.
Çok mu acizdim? Bana haber vermeyi bile layık görmeyen bir adamın ağzından çıkabilecek tek bir kelimeye muhtaçtım şuan.
Dolan gözlerimi, gökyüzüne doğru çevirdim. Eve gidene kadar sakin kalmalıydım.
Arabaya yerleşip, babamın gelmesini bekledim. Nihayetinde babam araca yerleştiğinde, aynadan bana bir bakış atmış daha sonra önüne dönmüştü. Gülümsedim. Beni üzgün görmesini istemiyordum.
Yarım saatin sonunda eve geldiğimizde arabadan inip, apartmana girdim. Cebimdeki anahtar ile dairenin kapısını açıp içeri ilerledim. Arkamdan gelen anneme "Ben bir duş alayım, hep mangal koktum" diyerek odama ilerledim.
En sonunda yalnız kalabildiğimde derin bir nefes çektim içime. Dolabıma ilerleyip duş sonrası giyebileceğim kıyafetleri ayarlayıp yatağımın üzerine koydum. Cebimden çıkarttığım telefonu açıp, gelen cevapsız arama bildirimlerine hiç bakmayarak sildim.
Kimin aradığını biliyorduk sonuçta.
Telefonumu kapatıp, kimsenin bana ulaşmamasını sağladım. Daha sonra banyoya ilerleyerek, kıyafetlerimi çıkarttım ve duşa kabinin içerisine girdim. Suyun sıcaklığını ayarlayıp, yere diz çöktüm.
Burada ağlasam kimse duymazdı değil mi?
Çoktan dolmaya başlayan gözlerimi serbest bıraktım. Göz yaşlarım teker teker yanaklarımdan süzülürken boğazımdan bir hıçkırık koptu. Ellerimi ağzıma bastırarak sesimin dışarıya gitmesini engelledim.
Yarım saatin sonunda titrek bir nefes alıp ayağa kalktım. Saçlarımı yıkayıp, suyu kapattım. Bornozumu üzerime geçirerek odama ilerledim.
Odama geldiğimde bir hışım yatağa bıraktığım kıyafetlerimi giyerek yatağa uzandım. Karşıdaki duvar saatine göre saat öğleden sonra 5 gibiydi ama halsizlikten midir yorgunluktan mıdır bilinmez aşırı derecede uykum vardı.
Yatağın içerisine girerek gözlerimi kapattım. Birkaç saatte olsa artık birşeyleri düşünmek istemiyordum. Tek düşünmek istediğim 2 hafta sonra gerçekleşecek sınavımdı ama şu sıralar yaşadığım o kadar olaylardan sonra, sınav aklımın ucundan dahi geçmiyordu.
Birkaç dakika sonra uykumun iyice bastırması ile kendimi uykunun kollarına bıraktım.
Gözlerimi açtığımda saat akşama doğru 7'ye geliyordu. 2 saatlik uyku sanki bana 20 saatlik uyku gibi gelirken yatakta esneyip, gerildim.
Bugün yaşanılan olaylar tek tek zihnime çöktüğünde derin bir nefes almaya çalışsam da beceremedim. Odamın duvarları üzerime üzerime gelirken kenarda hâlâ açılmamış olan telefonumu alıp aşağı indim. Salonda dalgın bir şekilde TV izleyen aileme baktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BAŞA BELA
Teen Fiction© Tüm Hakları Saklıdır. "Cidden başa belasın" deyip arabasının hızını biraz daha arttırdı. "Cidden öyleyim" dedim Aras'ı başımla onaylarken. Hey, belanın ta kendisiydim ben zaten! Gülümsedi. Gülümsedim. ❄ Samimiyet #1 Güldürü #1 Lise #1 Genç kurg...