8•BB➺「 Yemek 」

14.1K 705 125
                                    

Multi⤴Peri

Keyifli okumalar😊

1 Hafta Sonra...

Hastaneden çıkalı nerdeyse 1 hafta oluyordu ve ben yeni okuluma biraz daha ısınmıştım. Her ne kadar annem ilk günler gitme dinlen dese de son günler beni okula terlikle kovalayarak gitmemi sağlamıştı. Okulda ise Peri'yle erkekleri kesip güzel kızlara sövüyorduk. 1. Kural senden daha güzel bir kız varsa ona söv! Daha sonra Aras'ın gıcıklıklarıyla uğraşıp eve geliyordum. Kendime sınav olduğunu hatırlatıp en azından bir kaç test çözmeye çalışıyordum.

Şimdi ise Aras'la göz gözeydim. Çarşamba günü Batu ile yaptığı kavgadan sonra bir daha okula gelmemişti. O günden sonra görememiştim. Peri ile kavgaya son anda yetiştiğimizden hiçbir şey anlamamıştık. Ancak okulda dedikoduyu seven birkaç kişiye sorduğumuz da 'Batu Aras'ın yanına geldi. Bir şeyler söyledi ve Aras ona vurmaya başladı' demişlerdi. Bugün ise şu yemek konusu benim hastane olayıyla yarım kaldığı için bugün yapmışlardı. Bu arada aramızda kalsın. Evlerini görünce bir an dilimi yuttum sanmıştım. Tabi ki de bir villaydı!

"E hadi sofraya geçelim" dedi Aras'ın babası Haluk Amca. Herkes yavaş yavaş salonu terk edip yemek masasına geçti. Sağ tarafta sırasıyla babam annem ve ben otururken karşı tarafımızda da aynı şekildeydi. Haluk Amca Leyla Teyze ve gıcıklar veledi. Gözleri benim üzerimdeydi ve sürekli sırıtıyordu. Gözlerimle masanın altını işaret ettim. Hemen eğildiğinde alttan hareket çektim. Kafasını yavaş yavaş yukarıya çıkardığında ilk önce şaşırmış daha sonra tekrar sırıtmıştı. Hay gülüşüne sokayım. Eteği olmayan bir çalışan gelip yemekleri servis ettikten sonra tekrar gitmişti.

" Rüyacığım maşallah çok güzel kızsın. E herhalde bir erkek arkadaşın vardır senin de " dediğinde Aras'la ikimizin de yediği yemek boğazımızda kalmıştı. Öksürüklerimin arasından masadan suyu alıp bir dikişte hepsini içtim. Kendimi biraz daha iyi hissettiğimde göz ucuyla Aras'a baktım. Kendini benden daha çabuk toparlamış benden cevabı bekliyordu. Duymuş mı diye babama da baktığımda Haluk Amca'yla siyaset hakkında konuştuğunu anladım. Malum duymasını istemeyiz. Leyla Teyze'yi yanıtlayacakken annem atladı.

"Yok be Leylacığım. Rüya öyle her önüne gelenle sevgili olan biri değil. Onun için özel birisi olmalı" dediğinde kızgın gözlerimi anneme çevirdim. Ne diyor lan bu karı? Kafamı çevirip önümde ki tavuk soteyle oynamaya başladım.

"Rüya'nın tercihi karamel saçlı, beyaz tenli ve renkli gözlerden yana ama" Aras neredeyse kahkaha atacak duruma gelmişti. Çünkü annem tam da onu tarif ediyordu! Yanağındaki gamze de çıktığında tam olmuştu işte. "Ha birde gamzesi olacak" diye cümlesini tamamladı annem.

"Aras'ta öyle" diye atıldı Leyla Teyze. "Onun içinde kahverengi saçlı, beyaz tenli ve kahverengi gözlü olmalı" Hasbinallah. Leyla Teyze'de şimdi beni anlatmıştı. Bu duruma daha fazla katlanamayıp ayağa kalktım. "Ben bir lavaboya gideyim. " dediğimde tüm masanın ilgisi bana dönmüştü. "Aras hadi sen Rüya kızıma lavabonun yerini göster" deyip Aras'ı ayağa kaldırmıştı Leyla Teyze. Bir an Arasın durumuna kahkaha atmak istedim. O kadar komik duruyordu ki.

"Tabi ki "deyip o uzun merdivenlerden çıkmaya başladı. Bende arkasından ilerledim. Merdivenler bitip bir koridordan sağ dönünce konuşmaya başladı. "Bu gidişle annelerimizin zoruyla senle evleneceğiz ha?" deyip içinde tuttuğu kahkahayı dışarı saldı. Gözlerimi kısarak ona baktım ama konuşmadım. "Ama merak etme seni karım yapacak kadar bunamadım." Sözleriyle yüzüm asıldı. Ben o kadar mı...? Ah her neyse bende Aras gibi alayla konuşmaya başladım.

"Asıl sen merak etme. Çevremde o kadar kişi varken bende seni kocam olarak kabul etmem" Yüzünde ki sırıtış gitmiş yerini sinir almıştı. Eliyle yan taraftaki kapıyı gösterip "Burası" dedi ve gitmeye başladı.

Aras'ı takmayıp lavaboya gidip temel işlerimi hallettim. Aynada kendime baktım. Annemin zoruyla yine elbise giymiştim! Ama bu sefer siyah ve kalın askılıydı. Dizlerim de bitiyordu ve gayet şık duruyordu. Saçlarımı düzleştirip çok hafif bir makyaj yapmıştım. Daha fazla kendimi süzmeyi bırakıp ellerimi yıkadım ve havluya kuruladım. Tekrar merdivenlerden inip annemin yanına gelip oturdum. Geldiğimden beri Aras dönüp bir kez bile bakmamıştı bana. Fazla uzatmayıp tekrar yemeğime döndüm.

Yemek faslı bitmişti ve herkes şuan salonda oturuyordu. Erkekler maç hakkında konuşurken annem ve Leyla Teyze fısır fısır bir şey söylüyorlardı birbirlerine. Ben ise sıkıntıdan patlamak üzereydim. Tam telefonumu çıkartıp Peri ile konuşacakken Haluk Amca konuştu.

"Sevda!" Eteği olmayan kız tekrar geldiğinde yüzünde ki bir ton makyajla Haluk Amca'ya baktı. "Sevda bize kahve yapar mısın?" dediğinde kız başını sallayıp gidecekken annem tekrar konuştu. "Ah! Bence Rüya yapmalı kahveleri. Kızım diye demiyorum çok güzel kahve yapar" dediğinde gözlerimi kocaman açtım. Ne diyor lan bu karı? Bunadı mı acaba? "O zaman Rüya yapsın" dediğinde Leyla Teyze, el mecbur ayağa kalkıp Sevda denilen kızı takip ettim. Mutfağa girdiğim de buranın da her yer gibi büyük olduğunu gördüm. Sevda önüme kahve için malzemeleri bıraktığında, kahveleri yapmaya koyuldum.

Yaptığım kahveleri tepsiye yerleştirip salonun yolunu tuttum. İlk önce Haluk Amca'ya daha sonra babama, anneme, Leyla Teyze'ye derken en son Aras'a uzattım kahvesini. Tepside sadece Aras'ın ki benim ki kalmıştı.

"Tuz falan koymadın değil mi içine? " Gözlerimi devirdim. "Hayır ama fare zehri bulsaydım ondan koyacaktım, al şu kahveyi eğil eğil belim acıdı!" dediğimde tepside ki kahvesini aldı. Tam yanından geçecekken ayağım ayağına takılıp tepsi ile Aras'ın üstüne düştüm.

İşte şimdi bitmiştim!

Hızlıca Aras'ın üstünden kalktım. Daha ne olduğunu anlamamıştı garibim. Olayları kavrayınca kahvenin sıcaklığını hissetti. Aceleyle yerinden kalkıp göğsüne doğru üflemeye başladı. "Kızım sen nasıl bir şeysin? Bir işi de düzgün yapamaz mısın? Yanıyorum Allaaaah!" Aras'ın sesiyle herkes bize döndü. "Ya ben ne bileyim hem senin ayağının orada ne işi vardı? Tüm suç senin ayağında! " Bir yandan da bende üflemeye başladım.

Annem çoktan yardımcılardan buz istemişti. "Rüya kızım sen hadi Aras'ı lavaboya götür de yardım et." Dedi Leyla Teyze. Başımla onaylayıp yardımcılardan aldığım buz ile lavaboya gittim. Aras çoktan üzerinde ki gömleği çıkartmış eliyle yelpaze yapıyordu. İlk başta gözlerimi kaçırsam da daha sonradan elimde ki buz torbasını yaranın üstüne hafif bir şekilde bastırdım.

"Elinden gelen bir iş söylesene bana!" Gözlerim dalgalanırken bakışlarımı kaçırdım. O kadar da beceriksiz değildim ya!

"Özür dilerim. Bir an şey oldu " dedim fısıltıdan farksız sesimle. Parmakları çenemde hissettiğimde bakışlarım Aras'ı buldu. Gülümsüyordu... Hem de bana!

"Oha"

"Ne oldu?" Gözlerimi kırpıştırdım.

"İlk defa bana gülümsedin." Dedim bende onun gibi gülümseyerek. "Ne?"

"E öyle tabi genellikle şerefsiz gibi sırıtıyordun bana." Dudaklarından firar eden gülümsemesi yanağındaki gamzeyi ortaya çıkarıyordu. Ve ben şuan orayı parmaklamak istiyordum.

"Çetelesini mi yapıyorsun?" Kendime gelip ona baktım. "Ne çetelesi?"

"Sana gülmemin çetelesi?"

"Yok... yok ben. Şey... Aman Aras be. Al şu torbayı kendin hallet" deyip çıktım lavabodan. Yüzümde ki gülümseme yerini bozmamış aksine daha da büyüyordu. Öksürüp kendime geldim ve aşağı annemgilin yanına gittim.

1053 Kelime ✔

Arkadaşlar aranız da hayalet okuyucu gerçekten çok fazla. Yorum yapmam derseniz bile lütfen vote verin.

Diğer bölümde görüşmek üzere👋

BAŞA BELAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin