Multideki Aras mı ne😍
Bölümü yazarken Tuğkan dinleyerek yazdım bilemiyorum artık nasıl oldu :D
Bölümü okurken ki tarih ve saatiniz? Sizleri alalım bu satıra 😸
Keyifli okumalar😊
❄️
"Hâlâ çok şaşkınım" Hande'ye tebessümle karşılık verdim. "Bende öyle"
"Nasıl tanıştığınızı hâlâ anlatmadınız" diyen Aras'la Hande ile göz göze geldim. Anlatma manasında iki kere kaşlarımı kaldırdım. Eğer olanları Aras öğrenirse ne tepki vereceğini kestiremiyordum. Açıkçası birazcık da annemin kulağına gitmesinden korkuyordum. Annem Oğuz'u bilmiyordu. İyi ki de bilmiyordu yoksa olanlardan sonra nefes bile aldırması mucize olurdu.
"Öyle tanıştık ya" diye geçiştirdim Aras'ı. İnanmadığını belirten bakışları yüzümde gezinirken omuzlarımı silktim. Ona anlatmak istemiyordum.
"Olum sana ne ya? Tanışmışlar işte kızlar. Sanki kız Barack Obama ile tanıştı ne bu sorgu?"
Geldiğimden beri salondaki tekli koltukta oturan çocuk sonunda konuşmuştu. Aras sağolsun direk salona geçirip bizi nasıl tanıştınız sorusuyla boğduğu için çocukla tanışamamıştık.
Aras çocuğa ters bakışlarını gönderip tekrar bana döndü. "Peki madem" demişti en sonunda kabullenip.
"Bu arada Eymen ben, tanışamamıştık." Eymen'e kaydı bakışlarım. Esmer teniyle çok fazla dikkat çekiyordu. Ama ona yakışmıştı açıkçası. Vücud çalıştığı ise gerçekten belli oluyordu. Yeşil gözleri ile tam bir albenisi vardı!
"Rüya" deyip gülümsedim. Bugün ne çok gülüyordum öyle!
Tüm salon tekrar sessizliğe büründü. Zaten koca salonda Hande,Aras ben ve Aras'ın arkadaşı Eymenden başka hiç kimse yoktu. Karşı karşıya konulan üçlü koltuklardan tekinde Aras ve ben diğerinde Eymen oturuyordu köşede bulunan tekli koltukta ise Hande rahatça yayılmıştı.
Herkes suspus otururken daralmıştım. Gerizekalı çocuk ne vardı da beni de getirmişti ki!
"Aras bebeğim ben geldim aşkım" gelen miyavlama sesi ile şokla arkama döndüm. Noluyoruz lan!?
Karşıdaki holde dikilen çocukla göz göze geldik. İkimizde gözlerimizi şaşkınlıkla açmış birbirimize bakıyorduk. Aras şey miydi yani?
Tövbe tövbe.
Çocuk bakışlarını benden çekip Aras'a baktı. Neydi bu gözlerindeki ifade. Yıkılmışlık falan mı?
"Sen cidden bunu bana yapabildin mi? 3 çocuğunla beni bırakıp bu kıza mı gittin Aras! Hani en çok beni seviyordun? Hani benden başkasını gözün görmüyordu? Bula bula bir de bunu mu bulabildin amına goyim"
Şokla Aras'a baktım. Ne oluyordu burada?
"Gevşek gevşek konuşma Efe, oturuyorsan otur oturmuyorsan kapı solunda uğraştırma beni."
"Şimdi de Efe olduk demek. Hani ballı şekerparendim." Yok artık.
"Ulan ben senin-" diye ayağa kalkan Aras'ı kolundan tutup, tekrar koltuğa oturttum. Bu sırada Efe denilen çocukta tiz bir çığlık atıp, koşmaya başlamıştı.
Gözlerimi devirip, Aras'a döndüm.
Hâlâ kolunda duran ellerimi çekip "Mal mı?" diye sordum.
"Fazlasıyla" diye mırıldandı.
"Aa! Sensin kız mal. Şu sıskaya bak sen"dedi elinde bir sürü cips paketleri olan Efe. Diğer elide belinde duruyordu. Bu şey değil miydi ya bizim karşı komşu dedikoducu Hanife Teyze.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BAŞA BELA
Novela Juvenil© Tüm Hakları Saklıdır. "Cidden başa belasın" deyip arabasının hızını biraz daha arttırdı. "Cidden öyleyim" dedim Aras'ı başımla onaylarken. Hey, belanın ta kendisiydim ben zaten! Gülümsedi. Gülümsedim. ❄ Samimiyet #1 Güldürü #1 Lise #1 Genç kurg...