31. Bölüm

96 14 1
                                    

Merhaba arkadaşlar. Sizi çok seviyorum ve iyi okumalar.

...............

Ertesi gün her şeyi ekingile anlattırdım. Meğerse bunlar öz kardeş değilmişler. Selinin annesi babası ölmüş. Daha doğrusu yokmuş. O senede ekinin ikizi ölmüş. O yüzden ekingil selini evlatlık almışlar. Selini mahcup etmemek için de herkesden saklıyorlarmış. Neyse yarın okulun son günüydü ve parti vardı. Bahçede müdürün ayarladığı kıyafetlerden satın aldım. Daha doğrusu mecbur oldum. Selin sayesinde. Ertesi gün olunca hazırlanmaya başladım.
Okulun son günü partisi için diz kapğımdan hafif kısa ve üstü açık bir elbise giyecektim. Bir duş aldıktan sonra elbisemi ve onunla aynı renk kırmızı topuklu ayakkablarımı giydim. Saçlarımı hafif dalga vedikten sonra hafif makyaj yaptım. İşte şimdi hazırım. Partiye beni iki kişi davet etmişti. Ekin ve bora, boraya çarpıp o gazozu dökmemeliydim. Kapı çalınınca kapıyı açtım karşımızda ekin ve ayaz vardı. Ekin benim koluma girdi. Ayaz da selinin koluna girdi. Partiye indik. Herkes bir yerdeydi. Bizde boş bir masaya geçtik.
Parti bitene kadar çılgınca dans ettik. Ben ve selin makyaj tazelemek için lavaboya gittik. Yaren ve zeyneb te tuvaletteydi.
-çağla ve selin biliyorsunuz ki sizle aramız o kadar iyi değil bu aralar ama tek sebebi jack, jack bizi sizle konuşursak bizi öldürmekle tehdit etti.
Elbisesinin fermarını açıp dalını gösterdi. yara olmuştu. Her yeri mordu.
-bunuda o yaptı size zarar vermemiz için yapmayıncada bunu yaptı. Sadece ben değil diğerleride. Şunu bilin ki görevlerden haberimiz var. Jack size zarar vermesinin sebebi kehanet varmış. Ne olduğunu bilmiyorum ama kendinize dikkat edin. Jack size zarar verecek. Kehanrtle ilgili bildiğim tek şey iki melez ve iki vampir birlikte görevleri yapacak olması. Devamını dinlemeye çalıştım ama anlayamadım.
Ne yani kurt olacak olan jack bize zarar vermek mi istiyor?
Zeyneb konuşup tuvaletten ayrıldı. Selinle biz şoktaydık. Kapı çalınıp ekinle ayaz kızlar orada mısın demesiyle şoktan çıktık. Tuvaletten çıkıp her şeyi anlattık. Ekingilde bizle gelmek istedi. Kabul etmesek te bizi kehanette ki iki vampir biz olmalıyız diyerek kandırdılar. En sonunda kabul ettik. Gerçekten nasıl oluyordu da biz böyle durumlara düşmüştük. Parti de hala birileri vardı ama biz gidip odalardan eşyaları topladık. Cadı güçlerini selingile anlattığımızdan beri bodrumda çalışma yapıp herşeyi kontrol etmeyi öğrendik.
Pantol ve üstüne tişört giydim. Görev için bavullarımızı almayacaktık ama benim küçük çanta bişe olsa içini büyütüp her şey sığdırabiliyordum. En az iki bavul alıyordu. Bir çadır alıp küçülttüm. Çantanın içine yerleştirdim. Kıyafetlerimide alıp içine koydum. Gerekli her şeyi aldım. Tava bile aldım. İlk yardım çantaları aldım. Herkese bir tane verdim. Aynı çantadan herkese yapıp kıyafetten tut ne olur ne olmaz yedek çatır bile koydum. Olduki ayrılırsak.
Yiyecekler de koydum. Çantalar ne kadar küçük olsada içi çok doluydu. Büyü yaparak hafiflettim. Çanta sanki boş gibi hafif oldu. Ertesi gün birlikte bir otele gittik. Ben ve selin bir ayaz ve ekin bir yatıyordu.
Ekingil bizim odaya geldi. Hepsine çantayı verdim.
-çağla bu ne bunun içine ne koyabilirsin ki çok hafif.
Diye dalga geçti ekin. İçindekileri teker teker gösterdim. Şok oldu. Bir planımız yoktu. Bir tek bişdiğimiz babamın ayazın benim elimi tutmasını söylemesi ve ben de konsantre olmam lazım.
Ayaz elimi tuttu. Ekingilde yanımızdaydı. Gözlerimi kapattım. Konsantre olmaya çalışıyordum ama olmadı bir kere daha denedik. Yine olmadı. Bir daha, bir daha, bir daha derken kaç kere denedik bilmiyorum. Bir kere daha gözlerimi kapattım. Konsantre oldum. Bir an için bir ormana gittik. Sonra konsantrem bozuldu ve gözlerimi açtığımda bir daha otel odasındaydık. Ekin bize nereye kayboldunuz filan dedi. Ormanı söyledik. Anladık ki kare orada ve en başta bu odadan çıkış yapmalıyoz yoksa otel sahipşeri bizim kaybolmamızı herkese duyurur. Çantalar zaten hafif olduğu için hemen alıp otelden çıkış yaptık. Kimsenin göremeyeceği bir yere gidip durduk. Ayaz bir daha elimi tuttu. Ekin ve selinde elimizi dokundu. Konsantre olduktan sonra biraz zaman geçince gözlerimi açtım. Bir ormandaydık. İşte şimdi ne yapacaktık? Gözlerimi kapattım ve ormanın kokusunu içime çektim. Selingil sadece vampir olfuğu için avlanmaları gerek. O yüzden tavşanların yanımıza gelmesi için çantadan bir tane tavşan yemi ve üstünede şeftali suyu ve yağ karışımını döktüm. Bunların karışımı bir tek tavşanlar kokusunu aldığı için geliyor. Ortaya koydum. Hepimiz bir ağacın arkasına geçtik. Tavşanlar gelince hepimizi gidip bir tane yakaladık. Biz normal yemek de yiyebişsek bile gücümüzü kanla sağlıyorduk o yüzden bizde tavşanı yakaladık. Tuttuğum tavşanın boğazına dişlerimi batırdım. Kanını içtim, hepsiniz içmedim ki ölmesin yere koyar koymaz kaçtı. Diğerleride içip yere koydu. Tavşanlar gitmişti. Karanlık olduğu için çantamdan çadırı çıkartıp koydum. Çadır açıldı. Diğerleri de açacaktı ki hepsini çadırın içine yönlendirdim. Çadırın etrafına elimle bir çember çizdim ve görünmez yaptım. Bu cadı güçleri çok işe yarıyor. Dışarıdan kimse bizi göremez ama biz onlrı görebilirdik. Çadıra girdim. İçinde dört yatak , bir tuvalet ve mutfakla yatakların birleşik olduğu bir çadırdı. Hepsi hayranlıkla etrafı izliyordu. Gece olduğu için herles yattı. Ben onlara uyumayacağımı haber vermedim çünkü cadılr burayı görebilirdi. Ben uyumadım. Gece yarısında ekin kalkıp yanıma geldi.
-çağla sen uyu ben korurum.
Dedi kabul etmesemde uykum vardı.
Yatağa gittim. Tam yirmi yaşında selin ve ekin uyuyamayacak. Biz uyuyabilirmiyiz bilmiyorum, sonuçta biz yatı da olsa insanız. Yorgun olduğum için hemen uyumuşum.

Kalktığımda ekin ayaktaydı. Diğerlerini de kaldırıp kahvaltı yaptık. Hepimiz dışarı çıktık. Çadırı toplayıp çantama koydum. Nereye gideceğimizi bilmiyorduk. Herhangi bir yol seçöeöiz lazımdı o yüzden doğuyu seçtik. Çantalardan pusulayı çıkardık. Foğuya doğru gittik. Baya bir koştuk ama hala ormandı. En son ben ve selin pes ettik. Hepimiz bir ağaca yaslandı. Bende bir ağaca elimi koyup yaslandım. Birden ağaç yok oldu. Yok olmasıyla kafamı vurdum. Neye vurduğuma bakınca bir kapıydı. Ekingile baktım. Yani bir ağacın kapıya dönüşmesi normal değildi.
Biraz daha beklediğimizde ayaz ben gireceğim dedi. Tam kapının kulpunu tutmuştu ki elektrik çarptı. Ayaz yere düşünce hemen yanına gittik.
Kaldırdık ama ben iyiyim diyip elimizden kurtuldu. Emin misin desekte evet dedi. Selin bağırışı ile kapıya döndük.
-bakın ben açabildim.
Dedi. Bizde tam kapıya dokunacaktık ki kapıda bir yazı belirdi. Seçilmiş kişi bir tek kapıyı açabilir. Ne yani selin seçilmiş kişimiydi?
Selin kapıyı açık tuttu ve bizde içeri girdik. Bir caddeydi. Arabalar geçiyordu. Birden tam önümüzden araba geçdi. Hepimiz caddenin ortasından çıktık. Kaldırımdaydık. Burası nereydi? Niçin selin seçilmiş kişiydi.

............

Merhaba Arkadaşlar, iyiki varsınız. Devamını en kısa zamanda yayınlayacağım. Bir dahaki bölümde görüşürüz.

Melez İkizler Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin