27. Bölüm

124 14 0
                                    

Merhaba Arkadaşlar. Sizi çok ama çok seviyorum iyiki varsınız. İyi okumalar.

...... ....

Kalktığımda kimse uyanmamıştı. Kalkıp bir duş aldım. Dışarı çıktığımda diğerleride uyanmıştı. Biraz hava almak için bavulumu filan alıp otobüsün geleceği yere gittim. Orada ki bankta oturdum. Sonra yanıma ekin geldi. Sanki dün beni hiç öpmemiş gibiydi.
Ben onu öpmüşüm gibi rahat davranıyordu.
-dünü sevdim. En kısa zamanda tekrar edelim.
Anlamamıştım.
-dün derken
-en iyisi uygulamalı göstereyim.
Diyip dudaklarıma kısacık bir öpücük verdi. Onu normalde itmem lazımdı ama donmuş durumdaydım.
Geri çekildiğinde kızarmaya başladım. Kızarıklığım belli olmasın diye eğildim. Güldüğünü hissedebiliyordum.
-biliyor musun? Senle eskiden de öpüştüğümüzde kızarıp başını eğiyordun ki ben görmiyeyim ama ben sevgilimi iyi tanıdığım için anlıyordum.
Ne yani ben eskidende mi bu adamla öpüşmüştüm?
Ahh olamaz birazdan dometese döneceğim. Lütfen konuşma. İçimden konuşurken o hala gülüyordu. Biraz daha konuşmadan bekledik. Diğerleride gelince birlikte otobüsü bekledik. Otobüsde gelince otobüse bindik. Yarım saat sonra otobüs durdu. Otobüsden inip valizleri alırken benimkileri ekin taşıdı.
Villaya bakınca çok güzeldi. İki katlıydı. Bizi iki hizmetçi karşıladı. Bizden 10 yaş büyük gözüken iki kadındı.
Tatlılardı. Biz içeri girdikten sonra tanıştık. Boyu hafif kısa olanın ismi haticeymiş ve biz ona hatice anne dememizi istiyormuş çünkü çocuğu yokmuş.
Diğer boyu uzun olan ise sultanmış.
Bir kız bir oğlu varmış. Kız benim yaşımda ismi çiğdemmiş. Oğlanda bizim yaşımızda ve ismi beratmış.
Kız güzeldi. Oğlanda yakışıklıydı. Hatice anne ve sultan hanım bize dör oda olduğunu ve odalarda iki kişilik bir yatak bulunuyormuş.
-kim kim yatacak.(selin)
-bence kızlar iki kişi iki kişi ayrılsın. Erkeklerde iki kişi iki kişi ayrılsın. Mesela ben çağla yatarım . Olur mu?
-hayır malesef kardeşim ben selinle kalıcam.
-bir kıza beni satıyorsun ha küstüm senle. Konuşma benle. Kalbimi kırdın.
Hepimiz kahkaha attık. Gökhanda zeyneble kalacakmış. Boraylada yaren bir olduğu için bende ekinle kalıyordum ama onu koltuğa yollayacaktım. Her neyse biraz durduktan sonra havuza girmek için bikinimi giyip havuza gittim. Havuza girmiyordum. Sadce ayaklarımı soktum taki biri beni itleyene kadar suyun dibine batmıştım tam sunun yüzeyine çıkacaktım ki aklıma sinsice bir fikir geldi. Boğuluyormuş gibi yaptım. Beni atan kişi hemen suya dalınca beni sunun yüzeyine çıkardı. Sonra elinden kurtulup havuzdan çıktım. Beni atana bakınca şaşkınlıkla bana bakan ekini gördüm. Ekine sinsice bir gülüp el salladım ve hemen oradan uzaklaştım. Arkamdan sen bittin filan desede dinlemedim. Selingille akşama kadar monopolly, kızma birader gibi oyunlar oynadık. Akşam olunca ruh çağıralım dediler. Tabiki korktum. Korku filmi izlemeyi severdim ama cinli , ruhlu gibi şeylerden korkardım.
Kabul etmeyince korktun mu dediler. Hayır dedim o yüzden oyuna girdim.
Ortada bir fincan vardı. Ters çevirilmişti.
Masanın etrafına dizildik. Bir yanımda ayaz bir yanımda ekin vardı.
Herkes baş parmağını fincanın üstüne koymuştu.
Bende korka korka koydum.
- ey ruh bizi duyuyorsan lambalar sönsün.
Demesiyle lambalar söndü. Bir çığlık attım bilemezsiniz.
-kızlar eğer bügün biriyle isteyerek öpüşmezse ona musallat ol.
Ne diyordu bu.
-kabul ediyorsan fincan canlansın.
Dedi ve fincan canlanmaya başladı. Bütün kızlar koşa koşa odadan çıktık. Çok korkmuştum. Peki bu ekin ne yapmaya çalışıyordu , ben kimle öpüşcem. Bana musallat olursa çok karkarım. Ekingil biz çıktıktan iki dakika sonra geldiler. Hadi odalara öpüşmek isteyen öpüşür istemeyen ruhla uğraşır.
Ayyyy ruha musallat olmak. Öyle bir şey olmasın.
Kızların hepsi sevgililerini öptü. Ben kimi öpecektim. Odaya giderken ekin sinsice gülümdüyordu. Odaya gidince bir minder ve battaniye ona verdim. Ne oldu bakışları atarken ruhtan korktuğum için onu öptüm. Sonra hemen yollamak için kanepede uyu diyip yatağa girdim. Gözlerimi kapattım. Yatakta bir kıpırdanma olunca gözlerimi açtım. Ekin aramıza minder koymuş uyuyordu.
-ne yapıyorsun?
Gözlerini açmadan cevap verdi.
-uyuyorum.
Hah bilmiyordum. Tebrikler.
-bilmiyordum.
Dedim alayla
-o zaman sormasaydın.
Ciddimiydi bu?
-kalksana
-uyuyacağım, benle yatmak istemiyorsan kanepede yat.
Kaba şey ben bundan nasıl hoşlanmış olabilirim.
-hayvan.
İnat değilmi o kalkmıyorsa bende kalkmam. Birlikte uyuruz. Nasıl olsa aramızda minder var. Uyumak için gözlerimi kapattım.

Gözlerimi açınca karanlık bir odadaydım. Bir tane ruh gibi bir şey vardı. Birden o gölge bana doğru gelmeye başladı. Sen bittin gibi fısıltılar vardı. Birden gölge ayaza dönüştü. Boğazında bir balta vardı. Ağlamaya başlamıştım. Ayazın görüntüsü selin ve zeynebin görüntüsüne çevrildi. İkisininde gözlerinden kan akıyordu. İkisinin görüntüsü değişti. Şimdi bora ve gökhanın görüntüsüne dönüştü. İkisinin saçlarının yarısı kesilmişti. Gökhanın gözünün biri kesilip oyulmuştu. Bora ise yüzünün yarısı tamamen oyulmuştu. Her yeri kandı. Görüntü değişti. Ekin normal gözüküyordu. Hemen ona sarılmak için ona doğru koştum. Sarıldım sonra dalında bir balta saplı olfuğunu gördüm. Hemen geri kaçtım. Görüntü heryeri kan olan uçabilen bir şeye dönüştü. Korkudan ne kadar bağırsamda kimse duymadı. Ağlıyordum.

Ekinin bana sesleniyordu. Gözlerimi açınca kendimi ekinin yanındaydım. Rüyaymış. Şuan çok rahatladım.
Hemen ekine sarıldım. Ekin sakin ol filan demişti.
-sakin ol güzelim, gerçek değil bak o bir rüyaydı. Hem ruh çağırmayı biz şakadan yaptık. Sen bebi öp diye yaptım.
O mu yapmıştı?
-ne?
-bana kızabilirsin ama seni öpmeyeli çok oldu. Özledim.
-ama fincan canlandı.
-fincanın altında mıknatıs vardı. Alttan ben canlattım.
-peki ışıklar.
-çiğdeme dedim o ışıkları kapattı.
Çiğdem mi? Sen niye berata demiyorsunda ona diyorsun?
-kıskandın mı sen?
Ben sesli mi konuştum?
-evet sesli konuştun.
Ah dilime eşşek arısı soksun.
-ben mi seni kıskanıcam? Külahıma anlat belki o inanır.
Tabi ki kıskanmadım diyecektim. Onun kıskandığımı bilmesine gerwk yok.
İnanmamış gibi gülüyordu.
-neyse hadi yatalım.
Konuyu uzatmadığın için teşekkürler ama yatalım derken çift dedin.
-yatalım mı?
Hıhı anlamında başını salladı.
-öff ben yatamam daha bir daha kabus görmek istemiyorum.
-bana sarılırsan uyuyabilirsin. Merak etme.
Bende uzatmadım. Çünkü buna ihtiyacım vardı.
Yatakta başımı onun göğsüne koyup gözlerimi kapattım.
Uyandığımda ekinin gözleri açık beni izliyordu.
Ekinle kalktık. Mutfağa gittik. Daha kimse uyanmamıştı.
Ekinle birlikte kahvaltı hazırlayacaktık. Kahvaltıyı hazırlayana kadar konuşmadık. Ekine kıymalı yapalım mı? Dedim oda kabul edince un'u aldım. Hamuru hazırladık. Ekin un'u alıp burnuma sürdü. Sonra masanın arkasına kaçtı. Bende bir avuç un alıp fırlattım. O bana attı ben ona taki ayazgil sese uyanıp gelene kadar.
-ooo bir uyutmadınız be.(Ayaz)
-tamam be gidin uyuyun. (Ekin)
-uykumuz kaçtı.(Selin)
-o zaman uyumayın( Ben)
Salona geçtiklerinde kahvaltıyı görüp siz birtanesiniz filan dediler. Biliyordum bir tane olduğumu. Şaka şaka.
Diğerleride gelip sofraya oturdu. Tabi bizim üstümüz hep un o yüzden odaya çıktık. Ekin odada bense banyoda giyinecektim. Banyoda giyindim. Sonra odaya geçtim. Ekinin üstünde bir şey yoktu ama pantolunu giymişti. Kemerini takıyordu. Ben onu izlediğimi görünce sinsi sinsi güldü. Hemen yanından uzaklaştım. Aşağıya inip kahvaltı masasına oturdum. Yemeğimizi yedik. Erkekler dışarı havuza gitti. Bizde erkeklere şaka bulduk. Akşam hepsi bitti. Planımızın üstünden bir kere daha geçtik. Sonra anlamasınlar diye yanlarına gittik. Biraz daha oyun oynadık akşam oldu. Yarın akşam okula geri dönücez.herkes odalara gitti. Ben de gittim. Ekin yatakta yatıyordu. Yanına uzandım. Birazdan altına işeyebilirler.

..........

Nasıldı arkadaşlar. Bence de şaka öyle değil böyle olur. Hjhjgjgjkgjjjgkg.
Neyse bir dahaki bölümde görüşürüz.

Melez İkizler Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin