Gün boyu müşterilerle ilgilenip kasa kapanışını ve son kontrolleri Sonay'a bıraktım.Sonaycığım bir yandan başlayan yeni dönem dersleriyle ilgilenirken bir yandan da kıskanç Sevgilisinin baskıları arasında kitapçıyla ilgilenmeye çalışıyor.Gördüğüm en sabırlı insan diyebilirim arkadaşım için.O yüzden de çok takdir ediyorum kendisini.Tabi takdir ediyor olmam iş kitlemeyeceğim anlamıma gelmiyor valla kimse kusura bakmasın artık.Ama Okul dersleri yoğunlaşınca işleri devralıp onu ders çalışması için masasına postaladığım da oluyor.
Eda Abla ne alemde peki?O bu aralar baya yoğun.Kendisi sevgilisinin evlilik baskısına direnmeye çalışıyor ama işi zor gibi.Onur Abi o kadar ısrarcı ki Eda Abla tamam diyene kadar rahat vermeyecek belli.Zaten başarıya giden yolunu da ince ince parke taşlarıyla döşemeye başladı abimiz.Eda Ablayı ailesiyle falan tanıştırdı.Yani yakındır bizimkilerin elimize fermanlı düğün davetiyesi tutuşturması.
Ben...Ben sonunda mezun oldum.Muğladan dönünce de diplomamı teslim aldım.Şimdilerde katılmam gereken seminerlerim ve almam gereken birkaç eğitim belgesi var .Sonrasında kliniklere iş başvurusu yaparım artık.Öyle işte bende durum .
Elimde kahvem ve kitabımla kitapçının önündeki yuvarlak masamızda otururken gözüm bir haftadır olduğu gibi yine istemsizce Ömer'in kahvecisine takıldı.Bu aralar pek dükkana uğramıyor beyefendi.Tıpkı şimdi olduğu gibi arada akşamları arabasını görüyorum sadece.Gökhan'ın Sonay'a,Sonay'ında tabiki bana aktardığına göre eve de uğramıyormuş.Artık nerelerde düşüp kalkıyorsa beyimiz.Kızılına koşmuştur kesin.Hiç eksik olmasın aman hemen koşsun.
İşte ben böyle her zamanki gibi parçalı bulutlu iç dünyamla mücadelelerdeyken meğer Ömer Beyimiz dükkanından çıkmış arabasının kapısına varmış ve benim ruhum bile duymamış.Daldığım düşüncelerden kopup kendime geldiğimde Ömer'in arabasının aralanmış kapısa kolunu dayamış halde bana baktığını gördüm.Bir süre öyle bakışınca o da durumun anlamsızlığını anlamış olacakki arabasına binmek için hamle yapıp kapısını iyice açtı.Sonra kafasını sağa sola sallayıp sertçe kapattı.Ve korktuğum şeyi yapıp gözlerini gözlerimden çekmeden bana doğru yürümeye başladı.Ne yaptı,ne yaptı?Bana mı yürümeye başladı?Hem de gözlerindeki alevlerle !
Hadi Betül düşün ne yapacaksın şimdi?Önce bir sakin ol bakayım.Elindeki kahve hala sıcak baktın ters bir şey yaptı dökersin üzerine.Yapmadığın şey değil sonuçta.Ama işte Eda Ablan da yok.Kim kurtaracak seni elinden?Sonay?Of ama o kontes bir şey yapamaz be.Anca 'arkadaşlar ama ben çok üzülüyorum'der ağlar.Onu mu sakinleştirelim birbirimizi keselim bilemeyiz.
-Ne var Betül?Ne bakıyorsun hala beni boğacak gibi?
Ah gelmiş bile öküz.Al gardını Betüş.
-Ne diyorsun be?Neden boğacak gibi bakayım ben sana.Dalmışım ben öyle.
Söyle hadi.Seni kızılla fingirderken hayal ettim.Sinirimden dalmışım gitmişim.Gözüm seni bile görmemiş dibime kadar da gelmişsin desene.Her haltı söylersin bunu da de hadi Doğrucu Davut.
-Ne yaptım kızım ben sana?Neden bana böyle davranıyorsun?Bir iyisin bir kötü.Önce seni öpmeme izin veriyorsun.Hem de ilk öpücüğünken!Sonra önemsiz bir şeydi diyorsun.
-Hih.Sessiz olsana be.Biri duyacak pis sapık.Hem sen ne biliyorsun ilk öpücüğüm olduğunu bay ego?Yok öyle bir şey bir kere!
-Betül!Onu anlamayacak kadar toy mu görünüyorum gerçekten?
-Ah tabi!Çok pardon senin ne tecrübeli bir sapık olduğunu unutmuşum Ömerciğim.Sen kimleri kimleri öpmüşsündür tabi.Benim çaylaklılığımı mı anlamayacaksın değil mi ama?
Ömer söylediklerimi sonradan idrak ettiği için sanırım kaşlarını kaldırıp imalı imalı bir süre beni süzdü.Sonra yüzünde her zamanki ukala sırıtışla ellerini masaya dayayıp üzerime doğru eğildi:
-Sen beni kıskanıyor olabilir misin acaba Betülcük?Evet ya!Sen tabiki beni kıskanıyorsun ondan bu hırçınlık.
-Saçmalama Ömer!Bak bağırtıyorsun beni yine rezil olacağız tüm sokağa rezil olacağız .Bu sefer Onur Abi gebertir bizi.
-Konuyu değiştirme Betül.Beni kıskanıyorsun söyle rahatla.
-Oha ! Niye kıskanayım ben seni ya?Deli mi ne!Sen benim neyimsin de kıskanayım seni?Düz arkadaş sadece.
-Düz arkadaş?
-Evet düz arkadaş.Herkes gibi yani.
-Haha.İyiymiş bu.Tamam o zaman madem ben senin sadece arkadaşınım yani düz arkadaşınım pardon.Ortada da bir yanlış anlaşılmamız vardı sabit.O zaman bu yanlış anlaşılmayı kaldıralım biz.Beraber yemeğe çıkarsın herhalde düz arkadaşınla.
-Yemeğe mi?
-Evet .Arkadaşlar beraber yemek yemez mi?
-Yer.Yani yer tabi de şimdi dükkan ne olacak?
-Sonay burada ,kapatır o.Yapmadığı şey değil.Zaten birazdan Gökhan da damlar düşünme sen kitapçıyı.Ee hadi oyalamasana dü z arkadaşını Betülcüğüm.
-Hmm.Tamam o zaman ben çantamı olayım madem.
-Ee al madem bekliyorum canım arkadaşım.
Ayaklarımı yere vura vura kitapçıya doğru ilerlerken Ömer'in iki saattir içinde tuttuğu kahkahalarını sokakla buluşturmasına şahit oluyordum.Sen gerçek bir sersemsin Betül.Her durumda bu adama rezil olmayı nasıl başarıyorsun anlamıyorum.Düz arkadaş ne demek be!Sırf arkadaş deseydin bari aptal.
Yıldıza dokunup bölümü oylamayı unutmayınız efenim lütfen🙏🏻🌼
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Portakal Çiçeği (TAMAMLANDI)-II
HumorOyunbozan kitabından tanıdığınız Betül ile Ömer'in kavgayla başlayan tutkulu aşk hikayesi.. Bu inatçı çiftin sınanan aşklarına yakından tanık olmak isteyenler kahvelerini alıp buyursunlar..🍊 Başlangıç Tarihi:07.06.2020 Kapak tasarımı yine canım...