Portakal Çiçeği (TAMAMLANDI)-II

18.Etekteki Taşlar

             Ömer'in atarı benim görüyorum ve arttıyorum diyerek yaptığım hamle ve karşılığında Ömer'in büyük isyanıyla biraz da tehditiyle hala aynı restoranda oturuyoruz.Ne mevzu ilerledi ne ben kıprayabildim anlayacağınız.Karlılar biraz deli oluyor biliyor musunuz ,o yüzden şimdi bu adamında kendince bir ayarı var abartınca iyice deliriyor.En iyisi susup beklemek bence.Peki dedim çünkü bir kere .Demesem her türlü kaçarım da.İnat etmiş adam belli bu akşam etekteki taşlar dökülecek...

-O zaman baştan alıyoruz herhalde ha Betülcüğüm?

-Soruya bak!Başka çare bırakmış gibi.

-Haha.Yine çok tatlısın bebeğim.Tabiki başka çaremiz var.Mesela sen konuşmamıza gerek yok ben varım dersin tutarsın elimi çıkarız buradan.Ya da sen beni dinlersin beni konuşmamız bittiğinde tutarsın elimi çıkarız buradan.

-Aaa!Spoiler verdin ama filmin sonunu biliyorum şu an.Sürprizi bozdun Ömerciğim.

-Haha!Hiç şaşırmıyorsun beni portakal bu kadar kolay kabul etmeyeceğini biliyordum tabi.Çok tatlı olduğunu söylemiş miydim?

               Ömer'in rahatlığına gözlerimi devirerek;

-Off!Evet yaklaşık birkaç dakika önce.

-Hımm.Tamam o zaman yine de hatırlatayım ben.Çok tatlısın güzellik ama halletmemiz  gereken bir problemimiz var konuyu dağıtmasan.

             Ömer'in avcunun içini yanağıma dayayarak baş parmağıyla yüzümü okşarken kurduğu bu cümlelerle artık pişkinliğine daha fazla dayanamayıp isyan ettim.

-Ben mi dağıtıyorum?İki saattir şamata yapan sensin be.Çek şu elini de suratımdan.İyice delirdin bu akşam sen.

           Ömer suratımı avcunun içinde sıkıp sırıtarak geri çekilirken;

-Tamam tamam celallenme turuncu.Müstakbel sevgilin hemen konuyu bağlıyor şimdi.Rahat ol.

-Öyle bir şey olmayacak Ömer.Sevgili falan...

-Göreceğiz hayatım.

-Ooof!

                  Ömer'in arkasına yaslanıp kavuşturduğu kollarıyla bana yönelttiği kararlı bakışlarının üzerimde gezinmesine daha fazla dayanamadım.Derin bir nefes alıp çaresizce masaya eğildim.

-Lanet olsun tamam.Kes şu ukala bakışlarını.Bak hala sırıtıyorsun Ömer!Ayrıca bu konuşmanın selameti için masadaki çatal bıçağı toplatsak mı acaba?Ben kendime çok güvenemiyorum zira.

-Ah harika fikir portakal.Çok doğru diyorsun ben de sana hiç güvenemiyorum.Biraz öfke kontrolü sıkıntın var sanki.Biz en iyisi terasa çıkalım manzarası güzeldir.Aaa bir saniye beni terastan atma ihtimalin yüzde kaç Portakal?Bakma öyle can güvenliğim için bunu bilmem lazım.

-Haha!Komik misin?

-Sayılır.Terasa çıkıyoruz?

-Olur.

                    Ömer tek eliyle kadehlerimizi taşırken diğer eliyle de beni terasa yönlendirdi.Bize teras kapısına kadar eşlik eden restoran çalışanına da rahatsız edilmek istemediğimizi söyledi.Şahit bırakmak istemiyor demek akıllı çocuk.Çok kan dökülecek belliki.

                  Ankara'nın ışıl ışıl manzarasına karşı ellerimizde kadehlerimiz ,sallanan hasır koltuğun üzerindeki krem renkli altın yaldızlı şık minderlere kendimizi bıraktık.İkimizin de gözleri asla birbirimize değmeden eşsiz manzarayı seyrediyordu.Dudaklarımız elimizdeki kadehlerimizle buluştuğunda gözlerimi kapatım anın büyüsüne kendimi bıraktım.

-Ömer burası çok güzel.

-Güzel olan sensin Betül.Her andan her mekandan arı halinle sen en güzelsin.

-Hmm romantik Ömer mi bu?Tanışamamıştık daha önce.

-Tanışmak istememiştin çünkü.Peki neden?

-Neden?

-Yani neden tanımak istemiyorsun Ömer'i?

-Korkuyorum çünkü.

-İnsan bilmediğinden korkar haklısın.Ama korktuğunu da merak eder.

-Seni merak etmiyorum.

-Ediyorsun.Merak ettiğin için seni öptüğümde karşılık verdin.

-Ee her şeyi biliyormuşsun madem bana neden sordun?

-Merak ettim.

-Yani sen de korkuyorsun.

-Çok.

-Benden mi?Gerçekten mi?

-Hislerimden.Çünkü çok güçlüler ve ben buna alışık değilim.

Ömer bu cümleyi kurarken oturduğumuzdan beri ilk defa gözlerini manzaradan ayırıp gözlerime çevirdi.Elini yavaşça kaldırıp saçlarımdan bir tutamı okşayarak parmaklarının tersiyle yüzümü okşadı.Ben ise hipnoz olmuş halimle gözlerimi gözlerinden alamadım.Yüzümde hissettiğim sıcaklık ile parmaklarının temasının yerini Ömer'in dudaklarının almasına izin verdim.İç çekişimle Ömer 'in dudakları dudakları dudaklarıma benim ellerim ise onun kirli sakallı yakışıklı yüzünü buldu.Öpücüklerimizin arasında fısıltılarımız geceye karıştı.

-Seni seviyorum

-Seni seviyorum

-Korkma benden

-Korkmam.

-Çok seviyorum

-Çok sev.Üzme beni.

-Güven bana lütfen

-Başka çarem yok.

-Başka çaren yok.

Yıldıza dokunup bölümü oylamayı unutmayınız efenim🌼