Mutfağın bahçeye bakan camına elimi siper etmiş halde karşımdaki manzarayı görmeye çalışırken ;
-Oha oha!Öpüşüyorlar mı lan onlar?
-Abi.Galiba biraz...
Ömer'in bizi 'Bu halde gönderemem abi konuşmam lazım' diye ikna edip Betül'ün yanına gitmesinin üzerinden yirmi dakika geçmişti ki karşılaştığımız manzara buydu.Ama belliydi bu dallamanın böyle bir şey yapacağı...Adam Betül de Betül diye fır dönüyor etrafta ...Rahat durur mu hiç?
-Birazı mı kalmış oğlum bayağı öpüşüyor bunlar. Bakma lan bakma!
Abim gözlerini hızla Ömer ve Betül'ün üzerinden çekip mutfağın içinde anlamsızca dolaşmaya devam ederken bir yandan da bana durum değerlendirmesi yaptırıyordu.
-Gökhan nedir durum oğlum?
-Aynı abi.
-Devam mı?
-Devam abi.
-Ulan Ömer!Ulan it!Lan bu gerizekalı zorla öpüyor olmasın kızı.
-Pek öyle görünmüyor abi.
-Eee yuh Gökhan.Bakma oğlum ayıp lan.
-Eee abi soruyorsun.
-Tamam kes.Her boka da cevabın var.Burada durup daha fazla izlemeyelim .Tövbe tövbe röntgenci gibi.Yürü içeri geçelim zaten Eda da gözümün içine içine bakıyor.Anladı bence bu işi de cadı.
-Yok canıımmm .Trafo Eda anlayacak!Asla inanmam.
-Dalga mı geçiyorsun lan sen benimle?
-Estağfurullah abim de .Sana bir şey söyleyim mi ?Bu planı Eda yapmış ve bizi bizim yaptığımıza inandırmış bile olabilir.İnanırım ben yani.
-Haha.Doğru söylüyorsun lan.Vallahi ben de inanırım.Benimkinde var o potansiyel.Hadi yürü içeri sesleniyorlar bak..
Betül'ün Anlatımıyla
3 Saat Sonra
İzmir UçağıYaklaşık yarım saattir havadayız.Önümde kendimi yok edecek kırk beş dakikam daha var anlayacağınız.Mental yoğunlaşma işleri falan var ya hani.O kadar eğitim aldım becerebilirsem kendini bir anda gizemli şekilde yok eden İzmir yolcusu olarak gazetelere geçebilirim.Yani inşallah.Allahım öyle olmuyorsa şöyle de olabilir .Mesela uçak düşer herkes kurtulur bir tek ben ölürüm. Olmaz mı? Lütfen olsun ,lütfen.
Ben çok kötü bir şey yaptım. Hem de çok çok kötü bir şey yaptım.Ömer'in benimle son kez düzgünce konuşma isteğine inandım. Sanki böyle bir şey mümkünmüş gibi.Gerçekten de konuştuk aslında.Yani olayın seyri başlarda öyleydi.Bana beni çok sevdiğini, bu şekilde gidersem ikimize de yazık edeceğimi, Kerem'i sevmediğimi bildiğini ,Ankara'da tekrar ikinci bir şansı hak ettiğimizi söyledi.Tabi itiraz ettim. Şu güne kadar hep yaptığım gibi tüm fikirlerine tek tek itiraz ettim.Aksini savunup inatla aramızdaki hislerin bittiğini , İzmir'de çok mutlu olduğumu ,artık asla ikinci bir şansımızın olamayacağını söyledim.Hatta delireceğinden emin olduğum halde Kerem'i sevdiğimi söylemeye bile kalkıştım.Ama bu fazla sözlerim Ömer'in dudaklarıma kapanan dudaklarıyla başlamadan son buldu.
Çok kızıyorum kendime.Ama itiraz ettim gerçekten... Çok yakınımda olmasına rağmen itmeye ,benden uzaklaştırmaya çalıştım.Ama sonra...Belindeki tek eliyle yüzümü tutup dudaklarındaki talanına hırsla intikam alır gibi devam edince durduramadım kendimi.Çok suçluyum biliyorum aynı şekilde karşılık verdim ona. Sonra bir anda sakinleştik ikimiz de.Öpüşmemiz daha şefkatli bir hal aldı.Ben iki yıl önceki Betül oldum .O hayran hayran portakal rengi saçlarımı okşayan Ömer oldu.İlk aşkına ilk öpücüğünü veren Betül...İnkar etsede deli gibi aşık vazgeçilmekten deli gibi korkan Betül...Sonra bir anda kendime geldim .Ne yapıyorum ben?İçimde var olduğuna şaşırdığım son gücümle Ömer'i itip oturduğumuz yerden korkuyla fırladım.
-Ömer!Ömer biz ne yapıyoruz?Allahım!Ömer bunu neden yaptın?
Ömer ayaklanıp omzumu tutarak kendi etrafında panikle adımlayan beni sakinleştirmeye çalıştırırken,
-Betül!Tamam ,tamam sakin ol güzelim.Kötü bir şey yapmadık.Biz birbirimiziniz Betül görmüyor musun?Hala aynı tutkuyla öpüyoruz birbirimizi.Bana dokunduğun tek bir anda bile içim eriyor.Son ver artık şu inadına güzelim.Gitme lütfen.
Omuzlarımı silkeleyip Ömer'in beni tutan ellerini üzerimden uzaklaştırırken onun hayal kırıklığıyla bana bakmaya devam eden gözlerine odaklandım.
-Saçmalama!Yeter artık!İnat falan yaptığım yok benim neden anlamıyorsun?
-Betül?
-Hata yaptık Ömer.Bir kere kabul et ya yanlışını.Biz yanlışız.Kerem var Ömer.Az önce yokmuş gibi yaşamış olsak da.Kerem var.
-Allah belasını versin o Kerem'in.
-Senin de ve hatta benim de versin Ömer.Şu rezilliğimize bak.Senden nefret ediyorum bencil herif.Uzak dur benden.
Ömer'i öylece arkamda bırakıp içeriye geçerken yıllar önce beni ilk defa arabada öptüğünde de aynı sinirle tepki verdiğim günü hatırladım.Ne acımasız bir dejavu...Bu gözlerim de sürekli akıyor ,deli ediyor beni ya..
Ablamlara sıraladığım saçma sapan mazeretlerin sonunda erkenden valizimi de alarak beni uğurlamakta ısrarcı olan arkadaşlarım Sonay ve Gökhan ile evden ayrıldık..Daha fazla orada durup kendimden tiksinmek istemedim.Ömer'i bahçede bıraktıktan sonra görmedim.Kimse de Ömer'i içeriye çağırıp benimle vedalaşma ritüeline katılmasını istemedi Allahtan.
Şimdi ise İzmir uçağında vicdan muhasebemi yapıyorum.Z raporu hiç iç açıcı değil.Kendimden,yaşadıklarımdan her şeyden nefret ediyorum.Şu andan itibaren Kerem 'in suratına bakamam .Antalya'dan döner dönmez onunla konuşmalı ve bu ilişkiyi sonlandırmalıyım.Bu ayıp da bana bir ömür yeter zaten.
Yıldıza dokunup bölümü oylamayı unutmayınız efenim.🌻
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Portakal Çiçeği (TAMAMLANDI)-II
HumorOyunbozan kitabından tanıdığınız Betül ile Ömer'in kavgayla başlayan tutkulu aşk hikayesi.. Bu inatçı çiftin sınanan aşklarına yakından tanık olmak isteyenler kahvelerini alıp buyursunlar..🍊 Başlangıç Tarihi:07.06.2020 Kapak tasarımı yine canım...