Kavgalı dövüşlü,ağlaya zırlaya sonunu getirdiğimiz yemeğimiz bitince çaylarımızı alıp bahçeye çıktık.Ablam hala ekstra suskun ve düşünceli iken,Sonay her zamanki sakinliğiyle yanımda bana destek olmaya devam ediyordu.Biz açık renkli hasır bahçe mobilyalarımızda yerlerimizi alırken köşede sigara eşliğinde Ömer'in harareti devam eden konuşmasını dinleyen erkeklerin bakışları bizi buldu.Hala öfkesi dinmeyen Ömer elini kolunu sallayarak konuşmasına devam ediyordu. Bir an gözlerimiz az önce on bininci kavgamızı eden biz değilmişiz gibi ,söylene söylene dışarı çıkan Ömer değilmiş gibi ,oturduğu yerde ona saydırarak ağlayan ben değilmişim gibi bambaşka bir tutkuyla kesişti.Bakışlarımızda özlem ,sevgi ,nefret ,kızgınlık her bir duygu mevcut iken kazanan gözlerimi kaçırmam ile yine gururum oldu.Varlığına çok inandığım ancak beni yarı yolda bırakmasından da çok korktuğum gururum...Bana ihanet etmemesini umduğum canım gururum.
Duyduğum zil sesi ile masanın üzerindeki çalan telefonumu elime aldım.İki gündür sık sık ekranda gördüğüm ancak aramalarını cevaplamak yerine mesajla geçiştirdiğim isim...Erkek arkadaşım Kerem...Birkaç saat sonra yanında olacağım erkek arkadaşım...Birkaç gündür yüzünü görmediğim , sesini duymadığım sadece mesajlarla iletişim kurduğum adam...
Elim hırsla yeşile dokunduğunda bulunduğum ortamım bunun için uygun olmadığının farkına varmıştım ama artık çok geçti.Aramayı cevaplayıp telefonu kulağıma götürürken gözüme bizimkilere nispeten en uzak köşe olan sallanan bahçe salıncağını kestirdim..
-Efendim Kerem!
-Betül ,canım!
-Efendim?
-Hah.Sonunda sesini duyabildim canım.Ne yapıyorsun Betül sen ,kaç gün oldu sesini duyamıyorum?
- Kerem abartma lütfen .Duyan da benden günlerdir haber alamadığını zannedecek.
-Pek yanlış olmaz aslında canım.
-Yazıştık ya Kerem haber almıyor değildin.
-Doğru yazıştık.Daha doğrusu ben aradım sen de iki cümleyle mesaj yazıp beni geçiştirdin.Vallahi ergenliğime döndüm sayende canım.
- Bana laf sokmak için aradıysan birkaç saat sonra oradayım zaten Kerem. Bunu yüz yüze de yapabilirsin .
-Ne alakası var Betül?Her neyse ben şey için aradım.
-Evet?
-Ben Antalyadayım akşamüzeri geldik bizim çocuklarla onu haber vereyim dedim.Almanyadaki benim doktora yaptığım üniversitenin ortodontistler için düzenlediği bir sempozyumuna katılıyoruz birkaç gün buradayım canım.
-Tamam.
-Tamam o zaman.Onu haber vereyim demiştim.Havalimanından ben alamayacağım seni artık Barış'a haber verirsin canım.
Oldu kendi kardeşime haber verip vermeyeceğimi de size soralım Kerem Bey.
-Ben hallederim Kerem, sorun değil.
-Peki o zaman görüşürüz sevgilim.
-Görüşürüz.
-Betül?
-Efendim.
-Bir sorun yok değil mi?
-Yoo.Yok bir sorun.
-Peki.Sen öyle diyorsan.Özledim seni canım.
-Hıhı!Ben de.Görüşürüz o zaman.
-Görüşürüz canım.
Telefonu kapatıp ayaklarımla oturdum sandalyenin sallanmasına hız verirken Kerem'in sene için de defalarca katıldığı sempozyumları ,eğitimleri ve toplantıları düşünüyordum.Kendisi mesleğine aşık bir hekim akademisyenlik de düşündüğü için doktorasını bitirir bitirmez bu alandaki bütün çalışmalara dahil olmak adına ekstra çaba sarf ediyor.Bütün hayatı mesleği ve iş arkadaşları diyebilirim.Beni hayatında tam olarak nereye yerleştirdiğini bilemiyorum ama şu yoğunlukta bile kendince fazlaca zaman ayırdığını düşündüğüne eminim.Kerem'in lise aşkı oluyormuşum ben.Yıllar sonra karşılaştığımızda itiraf etmişti.'Sen o zaman farkında değildin ama ben seni çok izledim.Kantinde,bahçede,okul yolunda hep etrafındaydım.Tabi sen o zaman da biraz hırçın olduğun için ben sana fazla sakin kalırdım.Farketmezdin pek beni.'demişti.Tabi ben 'Sakin demeyelim de fazla inek diyelim ' diye düzeltmek istedim ancak onun yerine 'Yaa evet biraz sakindin.Hiç farketmedim haklısın'dedim. Fark etmediğim kısmı doğruydu ama. Kerem'i hatırlıyorum aslında yani biraz... Tabi sadece okul birincisi olarak, fazla çalışkan, fazla ciddi ayrıca düzgün de bir çocuk olarak hatırlıyorum ama etrafımda olduğunu hiç fark etmemiştim bak bu doğru.
Daldığım kuyulardan beni yanıma ne zaman geldiğini fark etmeliyim Ömer'in sesi çıkardı.
-Hıhı ben de!
-Anlamadım Ömer?
-Ben de anlamadım.Öyle kapattın telefonu da.Hıhı ben de diyerek yani.O herifle konuşuyordun.Öyle mi kapatıyorsun telefonu genelde?
-Sana ne Ömer?Sevgilimle telefonu nasıl kapatacağımı sana mı sorayım?
-İlginç!
-Neymiş ilginç olan?
-Ben sevgilinle telefon konuşmalarını çok iyi bildiğim için bu tuhaf geldi ne bileyim.İlginç yani.
-Ömer!
-Tamam tamam özür dilerim.Seni kızdırmak için gelmedim.Bu gece yeteri kadar gerildik zaten.Doğru düzgün konuşalım diye buradayım.Oturabilir miyim?
Cevap vermeme fırsat vermeden oturdu zaten beyefendi.İtiraf ediyorum şaşırttı bu sefer.Fazla sakin,fazla kibardı çünkü.Hiç Ömer'den beklenmeyecek kadar fazla hem de.Hayır olsun bakalım bu konuşmanın sonu ne olcak ?
Allahım sen acı bu kuluna.Bu adamın beni tekrar tekrar bitirmesine izin verme lütfen.Ben görüyorum o potansiyeli çünkü.Hem onda hem de kendimde...
Yıldıza dokunup bölümü oylamayı unutmayınız efenim🌻
İnstagram : @haleluyareads
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Portakal Çiçeği (TAMAMLANDI)-II
MizahOyunbozan kitabından tanıdığınız Betül ile Ömer'in kavgayla başlayan tutkulu aşk hikayesi.. Bu inatçı çiftin sınanan aşklarına yakından tanık olmak isteyenler kahvelerini alıp buyursunlar..🍊 Başlangıç Tarihi:07.06.2020 Kapak tasarımı yine canım...