Keyifli okumalar...
HAZAN"Seni dinliyorum Hazan.Söyle bana o adam kimdi?"
Mirza çatılı kaşları,gergin çenesi ve göğsünde bağladığı kollarıyla dimdik karşımda duruyordu.Bir açıklama yapmamı bekliyor ve düşündüğü cevabı vermemi istiyordu.
O istiyordu.İstiyordu da nasıl diyecektim?Parti de yanımda olanın Berk şerefsizi olduğunu?Söylesem bir dert,söylemesem bir dert arkadaş.
Bu hayatın benimle olan gıcığı neydi?Neden hep en beklenmedik anlara çarpıcı bir imza atmak zorunda bırakılıyordum.
Düşüncelerim bir o yana bir bu yana kovalanıyordu.
Sonuç ise söyle gitsin diyen cazgır Hazan'daydı.Neden korkuyorsun sanki?Söyle de bitsin bu çile.Dalgın bakışlarım Mirza'ya yöneldi.
Üzerimden ayırmadığı gözleri keskin nişancı misali hedefini almış,talimatını bekliyordu."Cevabı kısa bir soru sordum."dedi tekrar.
Bu hali fazlasıyla sinir bozucuydu.Benim o anlayışlı sıntırım acaba nereye kaybolmuştu?
"O adam senin san..."diye söze başlıyordum ki duyduğum ayak seslerine döndüm.
Nehir önde Emre ardında salona girince derin bir nefes koyverirken kaş göz işaretleriyle kurtarın beni der gibiydim.
"Oyun gecesi yapmışsınız haber vermiyorsun birader.Kızıl kafam söylemese hiç haberim olmayacak."diyen Emre bana göz kırptıktan sonra Mirza'nın yanına geçerken,Nehir de benim yanımda yerini aldı.
Kimseye çaktırmamaya uğraşarak Nehir'e teşekkür ettim.Emre'yi iyi ki çağırmıştı.
Sözlerimi duyduğunu belli edercesine kafasını sallayıp hemen ardından bize dönen Mirza'ya gülümsedi."Oyun gecesi falan yok Emre.Hazan bana bir şey açıklıyordu devam et." tekrar tüm dikkatini bana vermişti.Ancak Emre Mirza'yı omuzlarından tuttuğu gibi koltuklara çekiştirince hemen hareketlendim.
"Çok da önemli bir konu değil o canım.Sen Mirza'ya bakma Emrecim.İyi ki geldin.Siz oturun.Biz Nehir ile çayları hazırlayıp geliyoruz."dedikten sonra kızıl kafayı kolundan tuttuğum gibi peşimde mutfağa çekiştirdim.
...
Aradan geçen bir saatte yer yer Mirza'nın bakışlarıyla soğuk terler dökmüştüm.Bana öyle bir bakıyordu ki,aslan bile ceylana daha şefkatli davranırdı.
Resmen o durumdaydık.Mirza bana her laf soktuğunda gereken cevabı veriyor,sonrasında da bir güzel didişiyorduk.Suçlu da olsam suçsuz da olsam ona boyun eğmeyeceğimi biliyordu.Huyum böyleydi.Onun söylediği her lafa ya gülerek karşılık veriyor ya da lafı tam ok ikiden geriye ona iade ediyordum.İkimizin bu atışmalı halini temkinli ama eğlenir bir ifade de izleyen kızıl kafa ve Emre ise hiç müdahale etmemişlerdi.
Çayları içmiş,bir şeyler atıştırmış ve sohbet etmiştik.Her ne kadar Mirza ve benim konuşmalarım sohbet havasında olmasa da sonuçta iletişim halindeydik.Olaya bu noktadan bakmak en azından elde bir şeylerin olduğunu görmemi sağlıyordu.Laf soka soka benimle konuşsa da sonuçta adam konuşuyordu.
Hiç yoktan iyiydi.
Zaten buraya konuşmak için gelmemiş miydim?Amacım bu yöndeydi ancak araya kaynayan Berk sorusu işin yönünü değiştirmişti.
Mirza'nın,Emre ve Nehir olduğu için kendini tuttuğunun farkındaydım.
Onlar gitse şimdi eminim tepeme çöker.
Merak ettiği o adamın kim olduğunu öğrenene kadar da sormaya devam ederdi.Öyle inatçı bir yapısı vardı.Ama henüz söylemeye hazır değildim.Şu an o kişinin Berk olduğunu söylesem kim bilir ne yapardı?Serseri sevdiğimin sağı solu belli olmuyordu ki hal böyleyken o bu denli sinirliyken söylemek doğru bir yol değildi.
Biraz sakinleşince söylemek daha güvenli gibiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARA ÇELİŞKİ # YANILGI SERİSİ 2
Teen Fiction"Götür onu Serdar.Asya'yı hemen buradan götür."diye bağıran Karan'a gitmiyorum diyemeden belime sarılan el ile dünyam tersine dönerken tekrar yakalanmıştım. Serdar beni omzuna attığı gibi hızlı adımlarla yeniden arabaya yönelince ellerimle sırtına v...