Keyifli okumalar...
ASYA"Seninle evlenmeyeceğim.Bunu kimseye yapamam."deyişimle pes ettiğim an birdi.
Kollarım güçsüzce iki yanıma düşerken Karan'ın bana attığı telaşlı ve endişeli adımlarını elimi kaldırarak durdurdum."Gelme artık.Yalvarırım gelme.Ailenin yanına git. Onlarla olman gerek."dedim ağlamaktan konuşmakta zorlanıyordum. Boğazımda takılı kalan o rahatsız his nefes almamı güçleştirse de devam ettim.
"Özür dilerim.Kavin ve senin yaşamak zorunda kaldığınız her şey için özür dilerim Karan ama başka bir şey bekleme benden.
Yapamam.O kadarına gücüm yetmez."Gözlerine son kez bakarken yüreğimi kavuran mavilerindeki acıya karşılık başımı öne eğip sessizce salondan çıktım.Onu geride bırakarak attığım her adım tonlarca ağırlığı taşıyormuşum gibi güçtü. İlerlemek istemeyen kalbime rağmen gayretle merdivenleri çıkıp annemin odasına girdim.
Bana ait eşyaları alıp tekrar aşağı inerken salonda varlığını hissettiğim adama dönüp bakamadım.Kollarına koşup deli gibi sarılmak,onunla evlenmek istediğimi yüzüne haykırmak istesem de bunlar benim için sadece düşüncelerimde gezinen istekler olarak kalacaktı.
Hızlıca dışarı çıkarken Hazan'ı arabasının kaputuna yaslı halde beklerken buldum.Her şeyi duyduğunu belirten hüzünlü bakışlarıyla karşılaşınca yeniden ağlamaya başlarken koşarak kollarına atıldım. Yüzümü boynuna gizledim.
"Çok acıyor Hazan.Çok acıyor."
"Geçecek ortim.Zamanla geçecek."saçlarımı yavaşça okşayıp kendime gelmem için uğraşırken açılan kapı sesiyle dikkat kesildim.
Ancak ona bakacak ne yüzüm ne de gücüm vardı. Etrafta korumaların koşuşturma seslerini duysam da bakamazken Hazan halimi anlamış gibi beni arabaya yönlendirerek yolcu tarafına oturmamı sağladıktan sonra geri çekilip Karan'ın yanına gitti.
Onları izleyemeyeceğimi fark ederek emniyet kemerini takmakla uğraştım. Gözlerimdeki dinmek bilmeyen yaşlar görüşümü zorladığı için sinirle kemeri bir türlü takamazken en sonunda parmağımı sertçe sıkıştırınca dudaklarımdan süzülen acı dolu iniltiye mani olamadım. Ah! Zaten kalbim bu denli yaralı iken bir de fiziksel olanlara gerek var mıydı?Parmağımdaki zonklama yüzünden elimi avucuma sıkıştırıp acının geçmesini bekledim.Kafamı kaldırmamla Karan'ın endişeli ve ne olduğunu anlamaya çalışan haliyle karşı karşıya gelir gelmez utançla hemen tekrar önüme eğdim.Bana acımasını istemiyordum.Bunu istemiyordum.Bana acıyarak bakan bakışlarına dayanamazdım.
Beni bir aciz gibi görmesine katlanamazdım.
Parmağımda azalmaya başlayan sızı kalbimdeki yaraların yanında solda sıfır kalsa da canımı acıttığını göz ardı edemezdim.
Neyse ki acısı yavaş da olsa geçiyordu. Verdiğim derin nefesle arabanın kapısı aynı anda açıldı. Hazan sürücü koltuğuna oturup elindekileri arka tarafa bırakırken bakışları kısaca üzerimde gezindi."İyi misin? Parmağını neden tutuyorsun?"
diye merakla sordu.Tüm dikkati parmağıma odaklıydı ."Emniyet kemerini takarken sıkıştırdım.
Önemli bir şey değil.İyi olacağım."düşünceli mırıltıma karşılık anlayışla başını salladı."Seni bana emanet etti.Dikkat etmeni ve biraz düşünmeni istiyor.Senden vazgeçmeyecek Asya."
Hazan desteklercesine elimi avucuna alıp sıkarken yanımda olduğu için mutluydum.
Hayatımda sahip olduğum arkadaştan öte,benim için kardeşti. Ve varlığı için kendimi şanslı hissediyordum. Elini teşekkür edercesine sıkıp geri çekildim. Sırtımı koltuğun yumuşak dokusuna yaslayarak derin bir nefes aldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARA ÇELİŞKİ # YANILGI SERİSİ 2
Teen Fiction"Götür onu Serdar.Asya'yı hemen buradan götür."diye bağıran Karan'a gitmiyorum diyemeden belime sarılan el ile dünyam tersine dönerken tekrar yakalanmıştım. Serdar beni omzuna attığı gibi hızlı adımlarla yeniden arabaya yönelince ellerimle sırtına v...