BÖLÜM 32

356 21 0
                                    

Keyifli okumalar...
ASYA

Bu aralar dingin bir sakinliğin içine sığınmış gibi hissediyordum.Her şeyden,herkesten uzakta kozaya sarınmıştım sanki. Burada istemediğim kimse bana ulaşamıyor. Istemediğim kimse ile karşılaşmak zorunda kalmıyordum.Üç gündür kendimi bahçe işlerine vermiştim. 
Annemin evin arkasında eskiden kendince bir şeyler yapmış olduğu ancak aradan geçen yıllardan sonra bakımsız kalan bahçeyi elden geçirmiş ve toparlamıştım. Kızlar ve hatta çocuklarda yardım etmişti.
Karan işlerini halletmeye gittiği gün can sıkıntısından başlamışken bu işe,sonra da  bırakamamıştım. 

Yabani otları yolmuş,topraktaki çakılı,taşı temizlemiş. Bitkilerin ve meyve ağaçlarının nefes almasını sağlamıştık. Karan bir sürü meyve,sebze fidesi ve ağaç fidanları getirmiş.Her birini teker teker birlikte dikmiş,birlikte ilk sularını vermiştik.Artık bizimde dikili bir ağacımız vardı. Hatta Karan o gün gözlerimin içine baka baka bahçenin en köşesine diktiğimiz çınar ağacının bir gün büyüyüp çocuklarımızın altında koşturacağı,dallarında sallanacağı,
oyunlar oynayacağı günleri göreceğimizi söyleyip,bir kez daha ona aşık olmamı sağlamıştı.

Şimdiyse kahvem elimde bahçeye kurulu büyük çardakta ayaklarımı uzatmış.
Sevdiğim güzel adamımın göğsüne sığınmış bir halde dinleniyordum. Bugün itibariyle bahçe istediğim görünüme ulaşmıştı. Çardağın direklerini saran üzüm yapraklarından bile toplamıştık.Birlikte akşama sarma saracaktık.Düşündükçe içim içime sığmıyordu. Onunla böylesine basit ve gündelik şeyler yapmak o kadar hoşuma gidiyordu ki böyle zamanlarda her şey normal geliyordu. Sanki başımızda hiçbir  dert yokmuş gibi.... Burada kendi kendimize düzenimizi oluşturmuş gibi... Hep buradaymışız gibi...Evliymiş gibi...

"Karan…"diye mırıldanırken aklımda dolanan soruyu sorup sormamakta tedirgindim.Günlerdir hatta çok uzun zamandır merak ediyordum. Nasıl olduğunu,iyileşip iyileşmediğini...
Alacağım cevaptan korktuğum için bi türlü soramasam da,daha fazla da merakımı içinde tutamıyordum. 

Kolumda gezinen parmakları yavaşlarken göğsü derin bir nefesle şişip yeniden dindi.
"Efendim güzelim."yumuşak ve dingin sesi içinde bulunduğumuz huzurlu andan benim gibi memnun olduğunun kanıtıydı.Ancak tam da şu an o anı bozacağımın bilincinde huzursuzca yutkundum. 

"Kavin.... O nasıl?Uzun zamandır hep benimlesin.Benim yanımdasın. Bundan şikâyetçi değilim. Tam tersine çok mutluyum ama onun da sana ne kadar düşkün olduğunu biliyorum.Kavin'i ihmal etmemen gerek."Tamamen içimden gelenleri mırıldanırken elim kalbinin tam üzerinde öylece yatmaya devam ettim.

"Olmam gereken yerdeyim Asyam."Başımı kaldırıp yüzüne bakmaya cesaret edemezken sesindeki kırıklık dikkatimi çekti.

"Ama Kavin…"diyecektim ki devam etmeme fırsat vermedi.Parmakları omzumu sararken iyice göğsüne yasladı bedenimi. Açık saçlarım kollarına doğru dökülüyordu. Parmak uçları üzerlerinde gezinirken iç geçirdim.

"Kavin'i merak etme.O senden benden iyi şu an. Keyfi de yerinde,amcam yanında biliyorsun.Onlar iyi ve bana ihtiyaçları yok. Düşünme artık.Her şey yolunda."Net ve keskin cümleleriyle ikilemde kalırken yüreğim burkuldu.Onu iki farklı uçta bıraktığımı görürken herkese yetişmek için sarf ettiği çabaya kalbim yandı. Kül oldu sanki.Çok yorulduğunu görüyordum. Hırpalanmıştı.

"Özür dilerim."diye mırıldandım hüzünle. Uğraşmak zorunda kaldığı her şey için....
Düşününce olanları canım yanıyordu. Onun acısına,yaşadıklarına,içinde tuttuklarına... Bana söylemediği şeyler olduğunu hissediyordum.Bütünüyle yüreğinde taşıdığı acıyı dışa vuramadığını,güçlü görüntüsünün altındaki kırılgan adamı görüyordum.Bizim için güçlüyken,
herkesten saklamaya çalıştığı ruhundaki sevgiye muhtaç küçük çocuğu biliyordum.
Özlüyordu. Üzülmemem için benden saklamaya çalışsa da bakışlarının ardındaki özlemi ayan beyan belliydi. 

KARA ÇELİŞKİ # YANILGI SERİSİ 2  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin