Keyifli okumalar....
HAZANDudaklarımdan dökülen kelimelerin ardından buz keserken ne yaptığımı bilmiyordum.Bir anlık öfkeye kapılarak Mirza’ya gerçeği söylemiştim.Beni nasıl konuşturacagını çok iyi biliyordu.Damarıma basmıştı ve onu süründürerek söylemeyi düşündüklerimi bir anda söylemek şu an fena halde sinirlerimi bozuyordu.
İç hesaplaşmam arasında bakışlarımı Mirza’ya çevirdim.Önümde kaskatı kesilmiş bir halde duruyordu.Kendi düşünceleri içinde kaybolmuştu.İfadesinde gördüğüm kara perde korkmama sebep oldu.
Ellerinin iki yanında yumruk oluşunu fark ederken,bedeninin her santiminden yayılan gerginlik ve öfke maddeleserek etrafımda çember oluşturuyordu sanki.Ne düşündüğünü kestiremiyordum.Ancak hiddetinin yakıcılığı gözlerindeki kararmış halden belliydi.
“Berk.”dedi dakikalar sonra sesi boğuk ve sertti.Kor almış bir ateşin çatırdayan parçaları misali yakıyordu.
“Bir arkadaşının yanında gelmişti partiye.”
dedim olayı açıklamaya çalışarak.Bunu neden yaptığımı bilmiyordum.Sonuçta bana o kadınla ilgili hiçbir şey anlatmamıştı ama ben şakır şakır dökülüyordum.Sözlerimi dikkate alıp almadığını kestiremedim.Zira şu an pek de iyi gözükmüyordu.Kulaklarını bütün seslere kapatmış,zihninin kargaşası arasında kavga ediyor gibiydi ya da bana öyle gelmişti.
Tam bu sırada Mirza ağır ve güçlü bir adımla dibime dikilince neye uğradığımı şaşırarak geri çekildim.
“Hayatını mahveden,insanlara güvenini sarsan,acımasız birine dönüşmene sebep olan o pislikle arkamdan iş çevirdin öyle mi Hazan?Biz ayrılalı daha birkaç ay olmuşken sen vakit kaybetmeden onunla partilerde buluşmaya başladın öyle mi?”dediğinde buz gibi bir sesle,başımdan aşağı kaynar sular döküldü.
Bu adam ne saçmalıyordu?Bunu nasıl söyleyebilirdi?Lanet olsun Berk ile yeniden bir araya gelebileceğimi ve onu sevmekten vazgeçebileceğimi nasıl düşünebilirdi?
“Mirza kendine gel.”derken ağlamamak için uğraşıyordum.Bana yaptığı ithama karşılık fazlasıyla öfkeliydim.
Bir elini burun kemerine götürüp sıktıktan sonra alaylı bir ifadeyle tekrar bana baktı.
Gözlerindeki yargılayan ve suçlayıcı tavır yüzünden kalbim kırılıyordu.“Ben zaten kendimdeyim Hazan.Gerçek yüzünü gördüğüm ve seninle ilgili düşündüğüm masum hallerinin sahteliginden uyandım artık.Nasıl biri olduğunu şimdi net bir gerçeklikle
görebiliyorum.”dedi acımasızca.Ellerim yumruk olmuştu ve ağlamamak için tırnaklarımı derime geçirmem yüzünden kanayacağını biliyordum.Fakat umrumda bile değildi.
“Sen bana bunları ne hakla söyleyebilirsin?Beni hiç mi tanımadın?Senden sonra Berk’e tekrar dönebileceğimi nasıl düşünürsün?Lanet olsun Mirza.Lanet olsun seninle geçirdiğim zamanlara.”derken
bağırıyordum.Kendimi daha fazla tutamazken önümde her geçen an artan bir öfkeyle beni izleyen ela vadilere kin kusmak istiyordum.
Beni bu hale getirdiği,onun karşısında çaresiz bıraktığı için çığlık çığlığa bağırmak istedim.Nasıl bu denli merhametsiz olup beni yapmadığım bir şeyden ötürü yargılayabiliyordu?Bu kadar mı değersizdim artık gözlerinde?
Lanet olsun.Üstelik sırf aramızdaki meseleyi çözmek için buraya kadar gelmiştim.Ancak değmezdi.Ne gösterdiğim,göstermek istediğim çabaya,ne de Mirza’ya değmezdi.O beni çoktan zihninde güvenilmezler arasına sokmuştu.Hayatından çıkarmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARA ÇELİŞKİ # YANILGI SERİSİ 2
Novela Juvenil"Götür onu Serdar.Asya'yı hemen buradan götür."diye bağıran Karan'a gitmiyorum diyemeden belime sarılan el ile dünyam tersine dönerken tekrar yakalanmıştım. Serdar beni omzuna attığı gibi hızlı adımlarla yeniden arabaya yönelince ellerimle sırtına v...