BÖLÜM 34

418 24 0
                                    

Keyifli okumalar ...
ASYA 

"Artık konuşmanın zamanı geldi de geçiyor Asya Altınok." Dilindeki zehiri bu kez akıtmak isteyen ailendendi ve bundan kaçma şansım yoktu.

"Ekrem Bey…" yutkunarak söylediğim isimle Akay'ın keskin bakışları saniyesinde bana dönerken telefonu elimden almak için hızla uzanınca geri çekildim.Onunla konuşmamı istemediğini kesin bir dille söylese de reddettim.
Artık konuşacak ve bu duruma son verecektim.
Hem bu konuşma arayı yumuşatmak için bir şans olabilirdi belki.

"Asya izin veremem.Olmaz."diye fısıldasa da başımı şiddetle salladıktan sonra hiç düşünmeden yanından uzaklaşarak çaprazımızda kalan yemek yeme bölümündeki şirin cafenin önüne geçtim. 

"Sizi dinliyorum Ekrem Bey."Yeniden konuşabilecek gücü kendimde bulurken bu sırada hemen yakınıma gelmiş olan Akay savurduğum kızgın bakışlardan pek etkilenmiş görünmüyordu. Tam tersine ifadesi katılaşmış,en ufak bir durumda telefonu elimden alacak şekilde hazır duruyordu.
Teyzemin mağaza da işinin biraz daha uzun sürmesini umarak dikkatimi toparlamaya çalıştım.Etrafımda gündelik hayatlarındaki koşturma ile geçip giden insanları izlerken,
endişeliydim.Gergince ileri geri yürümeye başlarken sakinleşmeye uğraşıyordum aslında.

"Seni çok yanlış tanımışım Altınok kızı.
Çok.." 

Ekrem Bey'in kınayan ve aşağılayıcı sesinin tonlaması hüzünle gözlerimi kapatmama neden olurken derince nefeslendim.
Amerika'da beni kızım diye seven adam artık bana Altınok kızı diyordu. Oysa ben böyle olmasını istememiştim ki…Tam tersine Kavin ve Ateş'in hiç tanışmamış olması için herşeyimi verirdim.

Akay'ın dikkatli bakışlarının hedefinde kendimi toparlamam gerektiğini fark ederek silkelendim.
Zira gözlerimden yaş düştüğü anda Karan'ı arayacağını biliyordum ve buna izin veremezdim.
Varlığım bu zamana kadar zaten yeterince soruna neden olmuşken,bir de ailesi ile benim yüzümden karşı karşıya gelmesini istemiyordum.

"Ekrem Bey,ben böyle olmasını istemezdim.
Hiçbir zaman iste…"desem de sesimi duymaya tahammülü yokmuş gibi lafımı kesmesiyle dudaklarımı dişledim.İstemsizce boştaki elimle çantamın sapını sıkıca kavradım.

"Hiç bana boşuna açıklama yapma.Seninle boş boş çene yarıştırmak için aramadım."
dediği saniye sert sesi ile yerimde sıçrayışımın ardından elimde hissettiğim temas yüzünden Akay'dan yeniden uzaklaştım.Bu telefonu almasına izin vermeye hiç niyetim yoktu.

Öyle ya da böyle Ekrem Bey veya Kavin ile konuşacaktım zaten. Erken ya da geç… Nişan için onları aramayı düşünüyordum ama bunu yapacak cesareti kendimde henüz toplayamadığımdan başaramamıştım.Belki bir nebze öfkesini üzerinden atarsa beni dinlemesi için onu ikna edebilirdim şimdi.Düşüncelerimin gittiği nokta umut dolu olsa da telefondaki öfkeli sesin vereceği tepki belirsizdi.

"Yeğenimden uzak duracaksın Altınok kızı. Anladın mı?"bağırışı kulak zarımı patlatacak bir desibele yükselmişti.
Saniyeler önce içimde filizlenen umudum anında tuzla buz oldu.Az önce beni dinleyeceğini düşünmüştüm değil mi? Halbuki şu an yanında olsam bu adam beni çıplak elleriyle hiç acımadan boğardı.
Öfkesini,bana duyduğu nefreti sonuna kadar hissettiren sözleriyle gözlerimin dolduğunu bilsem de güçlü olmak zorundaydım.
Güçlü dur kızım!Sevdiğin için güçlü ol!

"Sırf siz böyle söylüyorsunuz diye Karan'dan vazgeçecek değilim Ekrem Bey.Biz birbirimizi seviyoruz."dedim kararlılıkla. Ancak yükselen sesimi fark ederek kendimi toparlamaya ve biraz daha ılımlı olmaya çalıştım. Bu çabamın nafile bir uğraş olduğunu bilsem de Karan için elimden geleni yapacaktım.
Akay daha fazla konuşmamam ve telefonu kapatmam yönünde el kol hareketleriyle uyarılar yapsa da onu dinlemeyerek devam ettim. Teyzemin hala mağaza da oluşu ise benim için büyük bir şanstı. Zira bu konuşmaya şahit olmasını kesinlikle istemiyordum.Damadın amcası ile tartışan bir gelin...Bunu ona açıklayamazdım.

KARA ÇELİŞKİ # YANILGI SERİSİ 2  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin